Tarih, zaferlerin yanında bozgun, hezimet ve acı dolu sonları da yazmıştır. Kimilerinin hayatında ise bunlar cem olmuştur. Sultan Yıldırım Bayezid Hân (v. H.805), hayatında da zafer, kahramanlık ve acı sonun cem olduğu, bugün dahi hâlâ yeis sebebi, büyük bir padişahtır. Yıldırım Bayezid’in vefatına sebep olan elim mağlubiyet, bugüne tevafuk eden 28 Temmuz 1402’de başlayan, Çubuk ovasında gerçekleşen Ankara Savaşı‘dır.
Savaşın Başlıca Sebebleri
Savaşın temel sebebinin, Timur’un (v.H.807)[1] Büyük Selçuklu ve İlhanlı devletlerinin, Sultan Bayezid Han’ın ise Selçuklu devletinin varisi olarak Anadolu üzerinde hak iddia etmeleri sonucunda ortaya çıkan bir hak çatışması olduğu söylenebilir. Her iki Hükümdar’ın kendilerinde böyle bir hak görmelerinin yanı sıra kendilerine sığınmış olan beylerin kışkırtıcı hareket tarzlarının da etkili olduğu bir gerçektir.
Asya içlerine ilerlemeyi kafasına koymuş olan Timur, Çin hükümdarının ölmesinden sonra bu yönde gerçekleştireceği seferler için oldukça rahatlamıştı; fakat hükümdarın ölümünün elini güçlendirmesi sebebiyle Anadolu’daki Bayezid tehdidini önceliğine aldı.
Memluk Sultanı Berkuk’un ölümü, Akkoyunlular tarafından Kadı Burhaneddin’in öldürülmesi, Yıldırım Bayezid’e, Anadolu birliğini silahla sağlama dışında başka bir yol bırakmadı. Baskı ortamı, beylerin rahatsızlığıyla karşılandı ve kimilerinin Timur ile yakınlaşmalarına sebep oldu. Memluklerle Osmanlı’nın arasının açılması, Celâyir Hükümdarı Sutan Ahmed ve Karakoyunlu Türkmen Reisi Kara Yusuf’un Osmanlılara sığınması, Timur’un iade talebini gündeme getirdi. Bu talebin olumsuz karşılanması Timur’u Osmanlıya yönelmeye sevk etti.
Anadolu’ya yürüyen Timur, Erzincan’ı ele geçirip Sivas’ı kuşattı. Kimseye bir zarar vermeyeceğini söyleyerek eman vermesine karşın şehri ele geçirdiğinde, insanları hendeklere doldurup yakmaya varan büyük zulümlerde bulundu. Timur, Yıldırım Bayezid’in harekete geçmesi üzerine, yoluna devam edip içlere yönelmek yerine Elbistan tarafına döndü. Malatya ve Behisni’yi aldı sonrasında da Suriye seferine çıktı. Buna mukabil Yıldırım Hân, kaybettiği Erzurum’daki hâkimiyetini tesis için Erzincan ve Kemah’ı aldı. Erzincan’ın hâkimi Tahirend’i yakalayarak çoluk çocuğuyla birlikte Bursa’ya sürmesi Timur’un daha da hiddetlenmesine sebep oldu.
Anlaşma Gündemi ve Timur’un Kabulü İmkânsız Talepleri
Bu iki büyük hükümdarın çarpışması sonucunda en büyük zararı göreceğinin farkında olan beyler, bir anlaşma zemini aradılar. Taraflar arasında aracılığa soyundularsa da, Timur’un kabul edilmesi mümkün görünmeyen, çarpışmaya adeta davetiye çıkaran talepleri savaşı kaçınılmaz hale getirdi. Bu taleplerden öne çıkan hususlar şunlardır:
- Kemah’ın hâkimiyetinin yeniden – bölgenin eski hâkimi olan – Mutahharten’e bırakılması,
- Anadolu beylerinden alınan toprakların iadesi,
- Şehzadelerden birinin Timur’a gönderilmesi ve külah ve kemer gibi bağlılık alametlerinin kabul edilmesi,
- Elinde esir bulunan Kara Yusuf’un iade edilmeyip esaretinin sürmesi…
Talepleri kabul etmeyen Yıldırım Bayezid, Bizans muhasarasını kaldırdı ve iki koldan Ankara önlerine geldi. Savaş burada manevralara sahne oldu. Timur’un ordusu iki katı kadardı; ordu içerisinde Hindistan’dan katılmış olan Filler de mevcuttu. Orduların manevraları, yön ve yol değiştirme taktikleriyle başlayan savaş daha sonra Beylerin taraf değiştirme garabetine sahne oldu. Kara Tatarlar, Neşri, Germiyan gibi gruplar, Timur’un tarafına geçti. Yanında sadece birkaç bin kişi kalan Yıldırım Bayezid’in ordusu, bu taraf değiştirmelerin neticesinde dağıldı ve Yıldırım Hân, esir düştü.
Yıldırım Bayezid’le beraber şehzade Musa Çelebi de esir düşmüştü. Veziriazam ve beraberindekiler Bursa’ya döndüler. Kimileri Edirne’ye kaçtı. Devletin yönetim kademesinde tam bir dağılma olmuştu. Timur’un Bursa ve Kütahya üzerine yürümesi, geçtiği yerleri yağmalaması tahribatı daha da artırdı. Esir bulunan eski beyleri kurtararak evvelden hâkimi bulundukları topraklarına tekrar baş yapması, Anadolu’nun paramparça olmasına sebep oldu. İstanbul’un fethi gecikti ve Bizans’ın eli güçlendi. İstanbul’a atanmış olan kadı ve imam da Bizans yetkililerince kovuldu.
Savaşın Sonuçları
- Ankara Savaşı, Türk tarihinde iki Müslüman devlet arasında cereyan etmiş olan en büyük savaştır.
- Savaşın sonunda Anadolu’nun birliği tamamen bozulmuş, Timur tarafından beylere eski toprakları paylaştırılmıştır.
- Savaş neticelendiğinde Timur, Fransa ve İngiltere kralına zafername göndermiş, onların yapamadığını yaptığını, Osmanlı’yı mağlup ettiğini bildirmiştir.
- Savaştan hemen öncesine kadar büyümeye devam eden ve neredeyse Bizans’a hâkim olma seviyesine kadar erişmiş olan fütuhat hareketi ve İstanbul’un fethi, takriben yarım yüzyıl aksamıştır.
- Âdeti olduğu üzere Timur, geri dönerken geçtiği bölgeleri yakmış, yıkmış ve yağmalamıştır.
- Bozulan birliğin neticesinde kardeş kanı dökülmüş, Osmanlı uzun süreli bir fetret dönemine duçar olmuştur.
Kaynakça
[1]Timur’un Güneydoğu Avrupa, Baltık ülkeleri ve Rusya bakımından önemli sonuçlar doğurdu; Ruslar’ın güçlenmesinin önü açılmış oldu.İsfahan’dan Delhi’ye, Tebriz’den Sivas’a, Astarhan’dan Bağdat’a kadar ele geçirdiği bazı şehirlerde büyük tahribat ve katliam yaptığına dair dönemin kaynaklarına yansıyan birçok rivayet vardır. Hatta onun zulümlerine dair müstakil kitaplar yazılmıştır. Bütün eleştirilere rağmen Orta Asya göçebelerinin İslâmlaşmasında Timur’un büyük hizmetler gördüğü inkâr edilemez bir gerçektir. Hükümranlığı süresince bütün gücü kendi elinde tutmuş, saygı duyduğu insanlardan, ulemâ veya şeyhlerden hiçbirinin siyasî bir gücünün bulunduğu görülmemiştir. İktidar ve fetih hırsını hiçbir zaman dizginleyememiş, seferlerini daima kendisi yönetmiş, çeşitli kabilelere mensup beylerin ve soylarının güçlenmesini önlemek için onları kontrol altında tutmuştur. Bu durum, ölümünden sonra haleflerinin hâkim olduğu bölgelerde hüküm sürmelerini güçleştirmiş, vârisini zor duruma sokmuş, vasiyetinin yerine getirilmesini de engellemiştir. (Aka, s.175)