Siyonizm ve Aksa Tufanı
Yeryüzünün en zalim, en yüzsüz, en acımasız insanları Yahudiler olduğu gibi, mağdur edebiyatını en iyi şekilde oynayan ve yöneten de hiç şüphesiz yine onlardır. Şu satırları yazarken bile çocuk, kadın, yaşlı ayrımı yapmaksızın masumları katletmeye devam etmektedirler. Bunun hesabı elbet ama bugün ama yarın sorulacaktır. Fakat İslam ümmeti olarak silkelenmemizin zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir.
Yahudi’nin bu denli hoyratça davranmasının ardında kurmuş olduğu faiz sistemi ve dolayısıyla ekonomik gücün etkisi yok sayılamaz. Fakat bununla birlikte asıl mesele Müslümanların yani bizim zafiyetimizden kaynaklanmaktadır. Müslüman kanı dökmek için en umulmadık ülkeler ittifak ederken, Müslüman ülkelerden hepsi olmasa da en azından bir elin parmağı kadar olanının bu süreçte askeri, ekonomik ve siyasi birliktelik sağlamalarını ister, Siyonistlere yapılan boykotun ülkesel hatta ümmetsel boyutta olmasını arzulardık. Fakat daha Resûl-ü zî Şân Efendimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kabrinin hemen karşısında, onların en ünlü kahve dükkanlarının varlığını görmek moralimizi ziyadesiyle bozmaktaysa da ümidimizi yok etmemektedir. Zira Siyonistlerin tarihte hiç olmadığı kadar zelil bir duruma düşeceklerinden hiç şüphe etmiyoruz. Nitekim geçtiğimiz sene 7 Ekim’de Aksa Tufanı ile Siyonist illüzyon bozulmuştur ve tekrar eski prestijini kazanması mümkün değildir.
Aksa Tufanı’nın bir milat olduğu kanaatindeyiz. Her şeyi gören, her şeyi işiten, her şeyi bilen, her şeye güç yetiren Kâdir-i Mutlak(!) İsrail’in karizmasını bir avuç mücahid son derece kısıtlı imkanlarla perişan etmiştir. Siyonistlerin kuduz köpek gibi sağa sola saldırmasının temelinde de aslında bu yatmaktadır. Bugün Gazze ve Lübnan, yarın belki Suriye, Ürdün hatta Türkiye’ye göz dikmeye kalkışacaklardır. Tabi Türkiye’nin diğer ülkeler ile mukayese edilmesi, tabir-i caizse kolay lokma olmayacağını kendileri de çok iyi şekilde bilmektedir. Bu sebeple savaşı arzulamasak da olası bir harp durumunda İsrail’i yok etme şerefi bize nasip olabilir.
İsrail’in bu saldırganlığının temelinde mensubu olduğu “Siyonizm” ideolojisi yer almaktadır. Siyonizm fikrinin kurucusu Theodor Herzl isimli Avusturya-Macaristan vatandaşı olan bir Yahudi’dir. Kendisi merhum Sultan 2. Abdulhamit Han ile görüşmeler yapmış ve Filistin’de bir Yahudi devleti talep etmiş, bu vesile ile de Osmanlı’nın borçlarının kaldırılmasını talep etmişse de Sultan Abdulhamit bunu kesin bir dille reddetmiştir.
Siyon, Ahd-i Atîk’te Kral Dâvûd tarafından fethedilip krallığın merkezi yapılan Kudüs şehri için kullanılmış bir isimdir (II. Samuel, 5/7). Siyon kelimesine dayanan Siyonizm ise Yahudi halkının “tarihî yurtlarına dönüşü” manasında Filistin’de Yahudi devleti kurmayı hedefleyen siyasî hareketi belirtir. Tabi siyasi olarak genel söylem bu şekilde olsa da hayallerindeki ülke Filistin topraklarından ibaret değildir. İçinde Türkiye’nin bir parçasının da olduğu Fırat-Dicle arasını kaplayan Arz-ı Mev‘ûd (Vaad Edilmiş Topraklar) Siyonizm’in temel hedefidir.
Onların hedefi ne olursa olsun ekonomileri ne kadar güçlü olursa olsun arkalarında kim olursa olsun Allah’ın va‘dinin hak olduğuna dair imanımız tamdır. Yeryüzünün bu büyük zalim ve zorbaları tarihin tozlu raflarına muhakkak karışacaktır. 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı, İsrail için sonun başlangıcı mesabesindedir. Bu süreçte Cenab-ı Allah’tan temennimiz Müslümanları muhafaza etmesi ve İsrail’in belasını bizim elimizle vermesidir.