-Şeyh Seyyid Nakib Ferid el-Buhari’ye göndermiştir-
Şeyhinin vefatından sonra gösterdiği desteğe teşekkür; insanın câmi‛ oluşunun yetkinliğe sebep olduğu gibi noksanlığa da sebep olabileceği; Ramazan ayının fazileti;
Değerli mektubunuz mübarek Ramazan ayı içerisinde geldiğinden kusurlu hatırıma bu kadri yüce ayın faziletlerine dair birkaç söz yazma fikri geldi.
Bilinmelidir ki, Ramazan ayı çok kıymetli bir aydır. Namaz, oruç, zikir, sadaka ve benzeri bu ayda eda edilen her türlü nafile ibadetler diğer aylarda eda edilen farz ibadetlere denktir. Bu ayda farzı eda eden kimse diğer aylarda yetmiş farz eda etmiş gibi olur. Ramazan ayında oruçlu bir kimseye iftar veren kişinin günahları affolunur ve cehennemden azad edilir. İftar veren bu kişiye, iftar verdiği oruçlunun sevabından bir şey eksilmeksizin onun sevabına denk bir sevap bahşedilir. Bu ayda hizmetçisine kolaylık gösteren kimsenin Allah günahlarını bağışlar ve onu cehennemden azad eder.
Nitekim Resûlullah Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu ayda bütün esirleri salar ve yardım talebinde bulunan herkese isteğini verirdi.[1] Bu ayda hayır ve salih amellere muvaffak olan kimse sene boyunca muvaffakiyete nail olur.[2]
Bu ay kalp dağınıklığıyla geçerse bütün sene boyunca kalp dağınıklığı sürer. Bu ayı fırsat bilip elden geldiğince cemiyet sağlamaya çalışmak gerekir. Cenâb-ı Allah bu ayın mübarek gecelerinde cehennemi hak etmiş binlerce insanı cehennemden âzât eder. Allah Celle Celâlühû bu ayda cennet kapılarını açıp cehennem kapılarını kapar.[3]
Bu ayda şeytanlar zincirlere vurulur ve rahmet kapıları açılır. İftarı erken, sahuru geç yapmak sünnettir.[4] Resûlullah Efendimiz bu konunun üzerinde çok durmuştur. Bu da muhtemelen kulluk makamına uygun olan ihtiyaç halini açığa vurmak içindir. Orucu hurmayla açmak da sünnettir.[5]
Oruç açarken şu dua okunur: “Susuzluk gitti, damarlar ıslandı (hayat buldu). İnşaallah mükafat hasıl olmuştur.”[6] Teravih namazını eda etmek ve bu ayda Kur’ân’ı hatim etmek müekked sünnetlerden olup[7] bolca netice verir. Habibi hürmetine Allah bizleri muvaffak eylesin.
Son olarak şunu da belirtelim; değerli mektubunuz Ramazan ayının ortasında ulaştı. Yoksa emrinizi geciktirmeyi hoş görmezdim. Ramazan ayından sonrası için de konuşmak gayb hakkında hüküm vermek ve tûl-i emel kabilinden olur.
Hasılı kelam hoşnut olduğunuz şey olacaktır. İsteğinizi yerine getirme konusunda hiçbir surette imkanlarımı esirgemem. Zira zahir ve batın itibarıyla bizim üzerimizde haklarınız vardır. Gönüllerimizin kıblesi şeyhimiz şöyle demişti: “Şeyh Ciyo’nun hepiniz üzerinde hakkı vardır. Zira bu cemiyetin müsebbibi O’dur.”
Yüce Allah, Peygamberimiz ve onun şerefli ailesi hürmetine hepimizi razı olduğu işlere muvaffak kılsın. Bundan fazlası tamamen baş ağrıtma olur…
Dipnotlar
[1] Tarihu Bağdad, 9/225; Ebubekir el-İsmailî, Mucemü’ş-Şuyuh, nr. 34; İbnu Ebi Hâtim, el-İlel, nr. 661;
[2] Yakın lafızlarla rivayeti için Bk., İbnu Huzeyme, es-Sahîh, nr. 1887.
[3] Buhari, Savm, 5, nr. 1898, 1899; Müslim, Savm, 1, nr. 1079; Bed’u’l-Halk, 11, nr. 3277; Tirmizi, nr. 682; Nesâî, el-Mücteba, nr. 2101, 2102, 2103, 2104, 2108; İbnu Mace, nr. 1642. Malik, el-Muvatta, nr. 684; Ahmed, nr. 7767.
[4] Buhari, Savm, 45, nr. 1957; Müslim, Savm, 9, nr. 1098; Tirmizi, nr. 699, 700; İbnu Mace, nr. 1697, 1698; Ahmed, Müsned, nr. 23216; Darimi, nr. 1699; Malik, el-Muvatta, nr. 634, 635.
[5] Tirmizi, nr. 695; Ebu Davud, nr. 2355; İbnu Mace, nr. 1699; Ahmed, Müsned, nr. 16368; İbnu Huzeyme, nr. 1887; Hakim, Müstedrek, nr. 1575.
[6] Ebu Davud, nr. 2357; Nesâî, es-Sünenü’l-Kübra, nr. 3329; Hakim, Müstedrek, nr. 1536; Beyhaki, es-Sünenü’l-Kübra, nr. 7922; Dârekutnî, nr. 25.
[7] Bk., Buhari, Bed’u’l-Vahy, 5, nr. 6. Müslim, Fadail, 12, nr. 2308