17 Eylül tarihi vesilesiyle, 27 Mayıs 1960 darbesini müteakip büyük bir zulümle karşı karşıya kalan ve hayat yolculukları bu zulüm sebebiyle son bulan Adnan Menderes ve bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı rahmetle hatırlıyoruz.
Dünden bugüne memleketimizin geleceğini darbelerle karartmak isteyenlerin halkımızın sinesinde sebep oldukları tahribat, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimine karşı sergilenen tutum ile açıkça ortaya çıktı. Topyekûn gösterilen aksülamel, muhakkak ki yalnızca günümüz iktidarını müdafaa adına değil, geçmiş darbelerde sebep olunan haksızlıkların tamamına şâmil bir tavır idi.
Darbelerin sebep olduğu ve halkımızın da sinesinde hâlâ sıcak olan yaraların en derini şüphesiz 27 Mayıs 1960 darbesini müteakip komite tarafından adaletsiz bir şekilde idam ettirilen Başbakan Adnan Menderes ve beraberinde aynı sonu paylaşan arkadaşlarının acı akıbetidir.
Zulmü gerçekleştirenler, o an için amaçlarına ulaştıklarını sanırlar; fakat ilâh-i adalet ve millet vicdanı, er ya da geç herkesi, hak ettiği ne ise tarihe öylece kaydeder. Darbeyle millete karşı haksız ve hukuksuz bir şekilde müdahalede bulunan, gücünü milletinden değil de, beynelmilel şer odaklarından alarak böyle bir zulmün müsebbibi olanlar, yaptıklarının konusu her geçtiğinde nefretle anılan kimseler olmuşlardır.
Aradan 55 sene geçmiş, bu adaletsizliğin müsebbibi olanlar her daim nefretle ve öfkeyle anılırken, zulme uğrayan Menderes ve arkadaşları, İmralı’da gerçekleşen o elim hadise bugünmüşçesine büyük bir üzüntüyle ve hayatları boyunca yaptıkları hizmetler vesilesi ve öncüsü oldukları işler hatırlanarak takdirle anılmaktadırlar.
Parlak Bir Ömür Elim Bir Akıbet
1899’da Aydın’da başlayan ömür yolculuğunu; tek parti iktidarı ve Milli Şef sultasını yıkmak suretiyle iktidara gelerek millet iradesinin temsilini sağlamak ve bilim ve teknolojiden ulaşım ve enerji alanına kadar gerçekleştirdiği her alandaki hamlelerle ülkenin içerisinden geçtiği karanlık dönemin aydınlanmasına vesile olmak bakımından birçok ilke imza attığı 1950-60 yılları arasındaki Başbakanlık vetiresiyle sürdürmüştür. 6-7 Eylül olayları gibi ciddi provokatif eylemlerle mücadele etmiş, yıpratılabilmesi için ortaya çıkarılan yapay sorunlar ve suni ekonomik krizlerle boğuşmuş, 27 Mayıs’ta gerçekleştirilen askeri darbe ile tutuklanarak yaklaşık 1,5 senesini mahpuslukla geçirmiştir. Bu ömür yolculuğunu 17 Eylül 1961 tarihinde asılmak suretiyle idam edilerek tamamlayan merhum Adnan Menderes, geldiğimiz noktada açıkça ispat olunmuştur ki, sıradan bir infaz ile bu dünyadan göçmemiş bilâkis büyük bir bedel ödemiştir.
Siyasi ve idari alanda açmış olduğu çığır, kendisinden sonra nice güçlü iktidarların da yolu olmuştur. Ümidimiz odur ki, vazife arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiği dönüşüm çok daha ilerilere taşınacak, teslim alınan sancak, çok daha yükseklerde dalgalanacaktır…