1922 yılında Konya’da dünyaya gelen merhûm Ali Ulvi Kurucu Hoca Efendi, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Bir yandan okul eğitimine devam ederken hâfızlığını ikmâl etti ve İslâmî ilimlerin yolu olan Arapçayı öğrendi. Kendisi ilmî gelenekten gelen bir ailenin mensubuydu. Dedesi Hacı Veyis Efendi, devrinin tanınan âlimlerinden biriydi. Meşhur Hacıveyiszâde Mustafa Efendi de amcasıydı.
Merhûm Ali Ulvi Kurucu Hoca Efendi, İslâmî ilimler alanında ilerlemeye yönelik iştiyakına bağlı olarak, memleketinde geçirdiği 18 senenin ardından tedrîsât hayatını sürdürmek ve çocuklarını yetiştirmek üzere Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şehri Medîne-i Münevvere’ye yerleşti. Daha sonra yüksek tahsil için Mısır’daki el-Ezher Üniversitesine kaydoldu. Burada altı sene boyunca ilim tahsil eden hoca efendi mezun olduktan sonra tekrar Medîne-i Münevvere’ye döndü.
Kütüphane Hizmetleri ve Şâir Kimliği
1946 senesindeki Medîne-i Münevvere’ye tekrar dönüşünün ardından bazı memuriyet vazifelerini îfâ etti. Daha sonra Sultan Mahmud ve Şeyhülislâm Arif Hikmet Kütüphanelerinin Müdürlük vazifesini 1985 senesindeki emekliliğine dek sürdürdü.
Ali Ulvi Kurucu merhûm şahsiyeti kadar, teşrîk-i mesâi kurduğu Osmanlı devrinin son dönem âlim ve devlet adamlarının haberlerinin günümüze ulaşmasını sağlayan vasıta olması açısından da bizler için mühim bir şahsiyyettir. Vefâtını müteakip yayınlanmış olan hâtırâtı da sözünü ettiğimiz târihî kesiti kaydetmiş olması açısından şimdiden, kütüphanelerin önemli eserlerinden biri hâline geldi.
Edebiyata son derece vâkıf, Âkif-i Sânî olarak anılacak derecede iyi bir şairdi. Şiirlerinden bir bölüm:
Doğmazdı Kalbe İman
Doğmazdı kalbe iman, inmezdi arza Kur’an,
Meçhul olurdu esmâ, Levlâke yâ Muhammed!
Mâtem tutardı gökler, gülmezdi hiç melekler,
Mahzûndur Arş-i alâ, levlâke yâ Muhammed!
Feyzinle güldü âlem, gufrâna erdi âdem,
Ağlardı belki hâla, Levlâke yâ Muhammed!…
Sayende erdi insan Tevhîde, yoksa putlar,
Mâbûd olurdu -hâşâ- Levlâke yâ Muhammed!..
Şefkatli annesinden öksüz kalan yetîme,
Benzerdi sanki eşyâ, Levlâke yâ Muhammed!..
Gün görmeden baharlar, sislerle örtülürdü,
Zindan olurdu dünyâ, Levlâke yâ Muhammed!..
Al kan, figan içinde te’yîd ederdi zulmû;
Binlerle kanlı sehpâ, Levlâke yâ Muhammed!.
Merhûm Ali Ulvi Kurucu Hoca Efendi 3 Şubat 2002’de Medîne-i Münevvere’de Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine kavuştu ve bu mübârek şehirde defnedildi. Mevlâ Te’âlâ rahmet eylesin.