Timurlular Devleti’nin 4. Sultanı olan Uluğ Bey, 1394 yılında Sultaniye şehrinde dünyaya geldi. Babası Şahruh Han, devletin kurucusu olan Timur Han’ın oğludur. Timurlenk kendisine teveccüh ettiği için, “Emir-i kebir” ünvanının Türkçe karşılığı olan “Uluğ Bey” lakabı ile anılırdı. Bizzat onun tarafından evlendirildi. Babası Şahruh, kendisine genç yaşta Maveraünnehr bölgesi sorumluluğunu verdi. 1394-1405 yılları arasında sarayda dinî ilimler, mantık, matematik ve astronomi tahsili gördü.
38 yıl boyunca, kendisine verilen topraklarda emirlik yaptı. Babası hayatta olduğu sürece onun saltanatını tanıdı. Moğollara karşı sefer düzenledi ve onları mağlup etti. Özbekler üzerine yaptığı seferde ise başarısızlığa uğradı. Âlimler ile vakit geçirerek, Osmanlı devletinde hizmetler yapmış büyük âlim, Ali Kuşçu ile dostluk kurdu. Ayrıca Kadızade Rûmi ve Gıyaseddin Cemşid ile çalıştı.
Tahta Geçişi
Babası Şahruh Han’ın vefatından sonra ülkede taht mücadelesi başladı. Semerkant şehrini küçük oğlu Abdülaziz’e bırakarak, ordusu ile Belh şehrine yürüdü ve ele geçirdi. Ardından büyük oğlu Abdüllatif’in desteği ile Herat şehrinide aldı. Lakin cezalandırma maksadı ile şehrin yağmalanmasına müsaade etti. Yeğeni Alaüddevle ile olan savaşlarda onu mağlub etti. Bu başarılar esnasında büyük oğlu olan Abdüllatif ile arası açıldı. Bunun sebebi ise küçük oğlu Abdülaziz’e daha çok teveccüh etmesi ve hazineden yeterli payı büyük oğluna vermemesidir.
Nihayetinde büyük oğlu Abdüllatif ile savaşmak zorunda kaldı. İlk çatışmalarda başarılı olsa bile sonunda yenilerek çekilmek zorunda kaldı. Semerkant şehri önünde, oğluna ikinci kere mağlup olması ve şehre girememesi neticesinde teslim oldu. Hükümdarlık haklarından ferağat ederek, hacca gitmek için oğlundan izin aldı. Lakin hac yolunda iken, Abdüllatif’in yolladığı askerler tarafından öldürüldü.
İlmî Çalışmaları
Uluğ Bey, devlet adamlığından çok üstün zekaya sahip bir ilim adamıydı. Ku’rân-ı Kerim’i 7 kıraatte okuyacak kadar kıraat ilminde mahir idi. Astronomi ve matematik alanlarına vakıftı. Semerkant şehrinde kurduğu medreselerde ders verirdi. Ayrıca edip ve şair bir zattı.
İslâm dünyasında, alanında ki en meşhuru olan, Semerkant Rasathanesini kurarak, birçok ilim adamının çalışmalarını destekledi. 30 yıl boyunca faaliyet gösteren bu rasathane, dünya genelinde kabul görmüş çalışmalara imza attı. Kendiside burada çok zaman geçirir ve çalışmalara iştirak ederdi. [1]
Uluğ Bey, kullandığı Zîc-i İlhânî’de gördüğü bazı ölçüm hatalarını ve eksiklikleri gidermek için hem İslâm dünyasında hem Avrupa’da alanında kaynak eser kabul edilen Zîc-i Uluğ Bey’i meydana getirmiştir. Ayrıca onun geometri alanında ve özellikle üçgenler konusunda araştırmalar yaparak tanjant ve sinüs cetvelleri oluşturduğu bilinmektedir.
Uluğ Bey diğer haleflerinin aksine, devlet adına toplanan kaynakları ilim yolunda ve halkın ihtiyaçları için harcardı. Halbuki ondan önceki hükümdarlar, konumlarını kuvvetlendirmek adına, etrafındaki güç sahibi kişilere ihsanlarda bulunurlardı. İşte bu sebeple etrafındaki emir ve komutanlar, ona ihanette bulunmuşlardır. [2]
Dipnotlar
[1] Sayılı, Uluğ Bey, s. 78
[2] Abdülmüteâl es-Saîdî, s. 339