Zamanın sâhibi olan Cenâb-ı Hakk bazı zaman dilimlerini bazılarından daha faziletli kılmıştır. Hicrî ayların sekizincisi ve “üç aylar” diye ifade edilen bereketli ayların ise ikincisidir. Mü’minlerin mânevî hallerini ziyâdeleştiren bir ibadet olarak Ramazan orucu, mü’minlere Medîne’ye hicretin on sekizinci ayında, Şa‘bân ayı içinde farz kılındı. Şa‘bân ayı tıpkı Receb gibi mü’minler için büyük bir fırsat ve kazanç vesîlesidir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den bu ayın fazileti, bu ayı gafletten uzak bir şekilde geçirmek ve bu ayda ibâdete teşvikle alakalı birçok hadîs-i şerîf vârid olmuştur.
Bu ay Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e nispet olunan bir aydır. Hazreti Hasan (Radıyallâhu Anh)dân gelen rivâyete göre Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Recep Allah’ın, Şaban benim ve Ramazan’da ümmetimin ayıdır” [1] buyurmuştur.
Şa‘bân Ayında İbadet Konusunda Gaflet Gelebilir
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu ayın insanların kendisinden gâfil kalmaması gereken bir ay olduğunu ifade buyurdukları şu rivâyet de dikkat-i şâyândır: Hazreti Üsâme (Radıyallâhu Anh) sorar: “Yâ Rasûlallah, Şa‘bân ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.” Bunun üzerine Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururlar: “Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Alemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” [2]
Şa’bân Ayını Oruçla Geçirmenin Fazîleti
Şa‘bân ayının câlib-i dikkat olan hususiyetlerinden bir tanesi de Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in bu ayda oruç tutmaya çok ehemmiyet vermesidir. Hazret-i Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan rivâyet edilen “Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiçbir ayda, Şa‘bân ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şa‘bân ayının tamamını oruçlu geçirirdi”[3] ve “Pek az bir kısmı hariç, Şa‘bân ayını baştan sona oruçlu geçirirdi” [4] şeklindeki hadîs-i şerîfler Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in bu ayda tuttuğu orucun kemmiyetini beyân eder mâhiyettedir. Bu ayda oruç tutmanın fazileti çok büyüktür. Ancak Ebû Hüreyre’den (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak ramazanı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun.”[5]
Şa‘bân Ayına Gizlenmiş Hazîne: Berâet Gecesi
Bu ayın en önemli hususiyetlerinden birisi de içerisinde Berâet gecesi gibi mühim ve bereketli bir gecenin bulunmasıdır. Şa’bân ayının on beşinci gecesi olan Berâet gecesi hakkında Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Şa‘bân ayının yarısı (Berâet gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah Teâlâ, o gece güneşin batmasıyla dünya semâsına iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifâ dileyen yok mu? Şifa vereyim!” [6] Gecenin mânevî havasını teneffüs edebilmek için varsa kazâ namazları kılınmalı, nâfile namazlar ve Kur’ân tilaveti, zikir, tesbih ve istiğfarla geçirilmesi, bu gece vesilesiyle yetimler ve düşküner gibi muhtaçlara yardım etmek gibi hayır ve hasenâtı çoğaltmak müstehaptır.
Ecirlerin katlandığı bu ayda, gücümüz ve tâkâtimiz yettiği kadar farz ve nâfile ibadetlere yönelmemiz, âhiret sermâyemizin de katlanmasına vesile olacaktır. Yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmak bütün geceyi ibâdetle geçirmeye vesiledir. Ancak hasta, yaşlı, ağır şartlarda çalışan kimseler için de Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in “Amellerden gücünüzün yettiği kadar amel yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, usanmadıkça Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbûlü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” [7] hadîs-i şerifini zikretmemizde de büyük fayda vardır. Az da olsa sebât ettiğimiz ameller Cenâb-ı Hakk’a daha makbul ve sevimlidir. En azından düzenli olarak pazartesi ve perşembe günleri tutacağımız oruçlar bizim için büyük bir kazanç olacaktır.
Dipnotlar
[1] Râmûzü’l-Ehâdîs, 1/289.
[2] Nesâî, Savm, 70.
[3] Müslim, Sıyâm, 176; İbn Mâce, Sıyâm, 30.
[4] Buhârî, Savm, 52; Müslim, Sıyâm, 177.
[5] Buhârî, Savm, 5.
[6] İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 191.
[7] Müslim, Sıyâm, 177.