Kurban bayramının bir gün öncesi olan arefe günü, faziletleri hakkında pek çok hadis varid olmuş mübarek bir gündür. Bu günün, hac menasikini ifa için Mekke-i Mükerreme’de bulunan hacılar için önemi çok büyüktür. Orada bulunamayan mü’minler de, faziletlerinden mahrum değildir.
Arefenin gecesini ibadetle ve gündüzünü oruçla geçirmenin mükâfatı çoktur. Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), arefe gününün dünya günlerinin en faziletlilerinden olduğunu beyan etmiştir.[1]
Talha ibnü Ubeydullâh (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘’Şeytan arefe gününde olduğu kadar hiçbir gün daha zelil, daha hor, daha hakir ve daha öfkeli olarak görülmemiştir. Bu da ancak Allâh Te’âlâ’nın rahmetinin yağdığını ve büyük günahları bağışladığını gördüğü içindir. Ancak Bedir günü ona gösterilen müstesna’’ buyurdu. O zaman ‘’Yâ Rasûlellâh! Bedir günü o ne görmüştü?’’ denilince, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘’Cibrîl’in melekleri saf düzenine soktuğunu görmüştü’’ buyurdu.[2]
Arefe Gününde Ecirler Katlanır
Enes ibnü Mâlik (Radıyallâhu Anh)ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: ‘’(Zilhicce ayındaki ilk) on günlerin her birinde (fazilet bakımından) ameller bin katıyla katlanır, Arefe gününde ise on bin kat katlanır.’’[3]
Ferkad (Rahimehullâh) şöyle demiştir: ‘’Semânın kapıları her gece üç kere açılır. Cuma gecesi yedi kere açılır. Arefe gecesi ise dokuz kere açılır.’’[4]
* Arefe gününün faziletleri ve ibadetleriyle ilgili detaylı malûmata buradan ulaşabilirsiniz…
Teşrik Tekbirleri
Allah Te‘âlâ’yı anmak, mü’minlerin daimî vazife ve hasletlerindendir. Bununla beraber, tekbirin bir mükellefiyet olduğu durum ve zamanlar da vardır; namaza başlangıçta olduğu gibi…
Arefe günü ve kurban bayramı günleri de Allah Te‘âlâ’nın adını anmanın yükümlülük olduğu günlerdir. Nitekim arefe günü sabah namazından itibaren başlayıp kurban bayramının 4. günü ikindi namazı da dâhil olmak üzere her farz namazı müteakip teşrik tekbirlerini getirmek Hanefî mezhebine göre vâcibdir.
Tekbirin sıfatı şöyledir:
اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ لاا اِلٰهَ اِلاَّ اَللّٰهُ وَاَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ وَلِلّٰهِ الْحَمْدُ
‘’Allâh en büyüktür, Allâh en yücedir, Allâh’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Allâh her şeyden daha büyüktür. (O) Allâh en büyüktür. Bütün hamdler Allâh’a mahsustur.’’[5]
* Teşrik tekbirleri hakkında malûmat almak, serdedilen delillere ulaşmak ve faziletlerinden haberdar olmak için tıklayınız…
Dipnotlar
[1] Ebû Ya‘lâ, el-Müsned, No:2090.
[2] Mâlik, el-Muvatta’, Hacc: 81, No:962, s.273; Beyhakî, Şu‘abü’l-İmân, No:3775.
[3] Beyhakî, eş-Şu’ab, 2/16.
[4] İbnu Receb, Letâifü’l-Me’ârif, s. 490.
[5] İbnu Ebî Şeybe, el-Musannef, 1/448 ve 490; Zeylaî, Nasbu’r-Râye, 1/326; İbnu Hacer, ed-Dirâye, s. 136.