Ramazan Ayı ve Sonrasında Okunması Müstehab Olanlar
Kur’ân-ı Kerîm’in kırâatına her zaman devam edilmekle beraber, Ramazan ayında -bilhassa- daha çok okumaya önem verilmelidir. Ramazan ayı içerisinde de son on gün ve bu son on günün de tek geceleri, Kur’ân tilâveti için dikkatli davranılması gereken kıymetli zamanlardır.
Ramazan ayından sonra Zilhiccenin ilk on günü, arefe ve Cuma günleri; her günün sabah namazından sonraları ve geceleri, Yâsin, Vâkıa ve Mülk surelerinin okunmasına devam olunmalıdır.
Namazlarda Okunacak Sûre ve Âyetler
Namazlarda Fâtiha suresinden sonra Kur’ân-ı Kerîm’in herhangi bir yerinden zamm-ı sure olarak okunmasında bir sakınca yoktur. Hattâ Hanefi mezhebine göre muayyen namazlar için Kurân’dan belirli yerlerin -devamlı olarak- okunması, bazı mahzurlar ileriye sürülerek mekruh sayılmıştır.[1] Böyle bir tahsis bahis konusu olmaksızın, bazı rivayetlere dayanan ve zaman zaman bir kısım surelerin bazı namazlarda ve vakitlerde okunmasında bir mahzur yoktur.
Şimdi bu rivâyetlere ve bu rivâyetlerde hususiyet kazanmış bazı durumlara işâret ediyoruz:
Cuma Günü Okunması Müstehab Olanlar
Cuma gününün sabah namazında Fâtiha suresinden sonra, birinci rek’atta Secde, ikinci rek’atta da Dehr surelerinin tamamını, tertîle riâyet ederek okumalıdır.
Cuma namazının birinci rek’atında, Fâtiha’dan sonra, Cum’a veya A‘lâ surelerinden biri, ikinci rek’atta da Gâşiye sûresi; Bayram namazında birinci rek’atta Kâf, ikinci rek’atta Kamer veya A‘lâ ve Gâyişe sureleri okunmalıdır. Bunlardan her biri Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den sahîh rivâyetlerle sâbit olmuştur.[2]
Cum’a günü Kehf suresini okumak müstehabtır. İmam Şâfiî Hazretleri aynı surenin Cum’a gecesi de okunmasının aynı hükümde olduğunu bildirmiştir. Bunun müstehab oluşunun sebebi, Dârimî’nin Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet ettiği şu hadise dayanmaktadır:
“Kim Cuma gecesi Kehf suresini okursa, onun için, kendisi ile Beytullâh’ın arası nûr ile aydınlanır.”[3], Aynı müellif Cum’a geceleri Âl-i İmrân ve Hûd sûrelerinin okunmasını da müstehab saymıştır.[4]
Sabah ve Akşam ve Vitr Namazlarında Okunması Müstehab Olanlar
Sabah namazının sünnetinde, birinci rek’atta el-Fâtiha’dan sonra Kâfirûn, ikinci rek’atta da İhlâs sûreleri okunabilir. Bunların her ikisi de Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in fiili ile sâbit olmuştur.
Aynı şekilde akşam namazının sünnetinde de birinci rek’atinde Kâfirûn, ikinci rek’atinde İhlâs sureleri, zamm-ı sure olarak, okunur. Yine aynı iki sure, iki rek’at kılınan tavaf namazı ile istihâre namazlarında aynı sıra ile okunurlar.
Vitir namazının birinci rek’atinde A‘lâ, ikinci rek’atinde el-Kâfirûn, üçüncü rek’atinde de İhlâs, Felâk ve Nâs sureleri okunurlar[5]
Âyete’l-Kürsi’nin bol bol okunması hoş görülmüştür. Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu âyetin fazileti hakkında “Allah’ın kitabında en büyük âyet Âyete’l-Kürsî’dir”[6]; “Kim ki, her farz namazın sonunda Âyete’l-Kürsi’yi okursa, ölümün o şahsa henüz gelmemesi hâriç, hiçbir şey onun cennete girmesine engel olamaz”[7] buyurmuşlardır.
Gece Yatarken Okunması Müstehab Olanlar
Her gece yatarken Âyete’l-Kürsî’nin; her namazı müteakip de Muavvizeteynin (Felâk ve Nâs sureleri) okunması müstehabtır. Ukbe b. Amir (Radıyallâhu Anh): “Resûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bana, her namazın sonunda Muavvizeteyni okumamı emretti” buyurmuşlardır.[8]
Yatarken Âyetü’l-Kürsî’yi, İhlâs ve Muavvizetyn surelerini ve Bakara suresinin son iki âyetini okumak müstehabdır ve bu hususta çok itinâli davranılmalıdır.
Şimdi bunlarla ilgili rivâyetlerden bazılarını naklediyoruz:
Ebû Mes’ûd el-Bedrî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlardır: “Kim, Bakara suresinin sonundan iki âyeti geceleri okursa, bu iki âyet ona yetişir.”[9]
Âlimlerden bir grup bundan maksadın, o geceyi ibâdetle geçirmiş gibi olunacağını; bir kısmı da o geceki kötülüklere yeteceğini söylemişlerdir.[10]
Hazret-i Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan rivayet edilen bir hadis-i şerîf şöyledir: “Muhakkak ki Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) her gece yatağına girerken iki avucunu toplar, sonra İhlâs, Felâk ve Nâs surelerini okuyarak, avuçlarına üfler, sonra da vücûdundan yetişebildiği kadarını sıvazlardı. Buna başından, yüzünden ve vücûdunun ön tarafından başlar; bunu üç defa tekrarlardı.”[11]
Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in buna devam ettiği, hattâ rahatsız oldukları zaman Hazret-i Âişe (Radıyallâhu Anhâ) vâlidemize bu işi yapmasına emrettikleri[12], vefât ettikleri hastalıklarında dahi bunu terk etmedikleri rivâyet edilmektedir.[13]
Ebû Dâvûd, Hazret-i Ali (Radıyallâhu Anh)dan şu haberi rivayet etmiştir: “Ben, müslümanlığa girmiş olup da Âyete’l-Kürsî’yi okumadan uyuyan bir kimseyi akıllı sayamam”[14]
Ukbe b. Âmir (Radıyallâhu Anh) Râsûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in kendisine: “(Ey Ukbe) İhlâs ve Muavvizeteyn sûrelerini okumadığın bir gecen geçmesin” dediğini ve bundan dolayı da adı geçen sureleri okumadan hiçbir gece geçirmediğini söylemektedir. İbrâhim en-Nahaî de her gece bu üç surenin okunmasının müstehab olduğunu kaydetmektedir.
Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den uykudan uyandıkları zaman Âl-i İmrân sûresinin 190. âyetinden إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَوَاتِ sonuna kadar okuduğu rivâyet edilmiştir.[15]
Dipnotlar
[1] Tibyân, s. 66.
[2] Tibyân, s. 106.
[3] Dârimî, Sünen, 2/454.
[4] Dârimî, Sünen, 2/452, 454.
[5] Tibyân, s. 106.
[6] Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 2.
[7] Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, no: 16922.
[8] Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 12; Ebu Dâvûd, Salât, 361.
[9] Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 10.
[10] Tibyân, s. 108.
[11] Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 14.
[12] Buhârî, Tıbb, 39.
[13] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/124.
[14] Tibyân, s. 108.
[15] Tibyân, s. 109.