Dîn-i Mübîn-i İslâm’ın doğuşunda Medine’de yaşayan üç Yahudi kabilesinden biri de Benî Kaynuka kabilesidir. Efendimiz (Aleyhisselâm) hicretten sonra Benî Kaynuka kabilesi ile Medine Vesikası adı altında barış içerisinde yaşama anlaşması yaptı. Sonrasında Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in Bedir Gazvesinde kazandıkları başarı onları rahatsız etti ve taşkınlık yapmaya başladılar. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Kureyş Kabilesinin başına gelenlerden ders almalarını ve müslüman olmalarını istemesi üzerine hayır cevabı aldı. Bir rivayete göre ‘‘(Habîbim!) O kâfir olmuş (Yahûdîlere ve müşrik) kimselere de ki: “Pek yakında mağlup edileceksiniz ve cehenneme sürgün edileceksiniz. O ne kötü döşek olmuştur.’’[1] bu cevaba karşılık nâzil olduğu rivayet edilir.
Medine’de Müslüman ve Yahudi İlişkisi
Yahudiler ile yapılan anlaşma da Yahudilerden gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı önlem alınmış, tarafların dini hayatı özgür yaşama hakları verilmişti. Bu antlaşmaya göre Medine, üzerinde yaşayanlar için ortak bir vatan özelliğine sahip olmuştu. İsmini kuyumcu manasına gelen kaynuka kelimesinden alan Benû Kaynuka Yahudileri kuyumculuk, demircilik ve mâdeni eşya imalatı ile uğraştıklarından Medineli’ler sürekli olarak onlarla alışveriş yaparlardı. Onlar cesaretlerine çok güvenirlerdi. Demircilik yaptıklarından onlarda yetişen her çocuk silahlıydı. İçlerinde savaşabilecek en az yedi yüz silahlı muharip bulunmaktaydı. Peygamber (Aleyhisselâm) ve ashabı Medine’de yaşayan diğer Yahudi kabileler ile oldukça ilişkileri geliştirmiş ve anlaşmaya riayet etmişlerdir. Ancak onlar barış içinde yaşamaya muhalif hareketler yaparak gözle görülür bir tarzda kışkırtıcılık, Müslümanlar arasına fitne düşürmeye çalışma, her vesileyle Kureyş müşrikleriyle iş birliği yapma gibi uygunsuz hareketleriyle fiili olarak bu anlaşmayı bozmuş oluyorlardı.
Peygamber (Aleyhisselâm)ın Daveti
Hazret-i Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) yahudi kabileleri kaynukaoğullarının çarşısında toplayıp açıktan İslâm’a davet etti. Peygamber (Aleyhisselâm) Yahudilere Müslüman olmalarını teklif etmiş kendisinin Peygamber olduğunu bildiklerini, bunun kitaplarında yazılı olduğunu söylemiştir. Lakin bu davet üzerine onlar Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e kendilerini kavmi gibi görmemesi gerektiklerini, kureyşin savaş bilmeyen bir topluluk olduğunu kendileri ile savaş yapması durumunda nasıl savaşılması gerektiğini göstereceklerini söyleyerek açık açık tehdit ettiler.
Anlaşmanın Bozulma Sebebi
Medine sokaklarında böyle sıkıntılı olaylar olurken müslüman bir kadının kaynuka çarşısında alışveriş yaparken yahudilerin eğlenmek için kurduğu plan üzere yaptıkları hareketle müslüman kadının avret mahalinin açılması ve orada bulunan müslüman bir erkeğin o yahudiyi öldürmesi daha sonrasında oradaki yahudilerin o müslümanı öldürmesiyle müslümanlar ile aralarındaki anlaşmayı bozdular. Burada yahudilerin aslına uygun hareket ettikleri görünmektedir. Tıpkı geçmiş peygamberlere yaptıkları gibi toplumu ifsat ederek verdikleri sözlere sadakat göstermeyerek nasıl bir toplum olduklarını İslam’ın Medine yıllarına bakınca da görüyoruz.
Beni Kaynuka Gazvesi
Bu elim hadiseler Medine sokaklarında yaşanırken Cenab-ı Hakk, Fahri Kâinat Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e şu ayetleri gönderdi. (Habîbim!) Eğer (söz bozma yönünde beliren nişaneler görmen sebebiyle, antlaşmalı olduğun) bir kavmin herhangi bir hıyânetinden gerçekten endişelenecek olursan, tam bir doğruluk (bilgide) tam bir eşitlik üzere onlara (sözleşmelerini) at (ve antlaşmayı feshettiğini harp öncesi kendilerine bildir ki, her iki tarafın da konuyla ilgili bilgisi eşit olsun ve böylece söz bozmayı senin başlattığını zannetmesinler). Şüphesiz ki Allâh (söz bozan) hâinleri sevmez (ve onların bu yaptıklarına rızâ göstermez).[2] Bu ayetlerin nazil olması üzerine Peygamber (Aleyhisselâm) Benî Kaynuka kabilesini kuşatma altına aldı. Kısa sürede kuşatmadan zaferle ayrılan Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) esirlerin affını talep eden Beni Kaynuka kabilesinin müttefiki olan Hazrec kabilesinin reisinin ısrarı üzere Peygamber (Aleyhisselâm) kaynukaoğullarının Medine’den sürülmesini emretmiştir. Onlara şehirden ayrılmaları için üç gün süre tanındı ve alacaklarını tahsil etmelerine izin verildi. Ticaret ve zanaatla uğraştıklarından toprak sahibi olmayan Benî Kaynuka yahudileri çok sayıda silâhla silâh yapımında ve kuyumculukta kullandıkları malzemeyi bırakarak Medine’den ayrıldılar.
Yahudiler yapılan anlaşmaya bağlı kalmayıp, düzeni bozup, müslüman bir kadınla eğlenmeleri, avret mahalinin açılması ve orada müslüman birinin şehit etmesiyle sonuçlanan olaylar neticesinde kuşatmaya sebep olmuşlardır. Allâh Teâlâ’nın yardımı ile kuşatma kısa sürede müslümanların aleyhine sonuçlanmıştır. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Yahudileri Medine-i Münevvere ve civarından sürmüştür. Çünkü onlar verdikleri sözlerde durmamışlar, yaptıkları anlaşmaları bozmuşlar, insan haklarına, komşuluk haklarına, insanca yaşamaya riayet etmemişlerdir.
Mevla Teâlâ İslâm âlemini yahudilerin şerrinden muhafaza buyursun. Onlara karşı birlik, dirlik nasip eylesin. Cenâb-ı Hakk cümlemizi tarihini bilen ve ibret alarak istikbâline yön veren şuurlu Müslümanlardan eylesin.
Dipnotlar
[1] Al-i İmrân Sûresi, 12.
[2] Enfâl Sûresi, 58.