Bu gece kılınacak namazların en mühimi Ali (Radıyallâhu Anh)’dan rivayet edilen 100 rekatlık namazdır.
Nitekim Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Her kim Şa‛bânın yarı (on beşinci) gecesinde yüz rekat kılar, her rekatta bir Fâtiha ve on İhlâs okursa, ey Ali hangi bir kul bu namazları kılarsa Allâh-u Te‛âlâ onun için o gece istediği her hâceti (isteği) yerine getirir.”
Ama buna gücü yetmeyenler yine Ali ibni Ebî Tâlib (Radıyallâhu Anh)’dan nakledilen şu namazı mutlaka kılsınlar ki kendisi şöyle anlatmıştır:
“Şa‛bânın yarı gecesi Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in kalkıp on dört rekât namaz kıldığını gördüm. Namazdan sonra oturup on dört kere Fâtiha, on dört kere Felak, on dört kere Nas Sûrelerini, bir kere de Tevbe Sûresi’nin son iki âyet-i kerîmelerini okudu.
Okumasını bitirince kendisine, yaptığını gördüğüm amelinden sordum, bunun üzerine Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Her kim benim yaptığımı yaparsa, kendisi için yirmi makbul hac ve yirmi sene makbul oruç sevâbı verilir. Eğer o gün oruca niyet sabahlarsa, geçmiş ve gelecek birer sene olmak üzere iki senenin orucu gibi olur’ buyurdular.”
Bunu da yapamayanlar bâri her rekâtta 10 İhlâs okuyarak 12 rekat kılsınlar, böyle kılanların da ömrüne bereket verilir, günahları mağfiret olunur.
Her kim Beraat gecesi şu sayılanları yaparsa, o gece yaptığı bütün istekler kendisine verilerek murâdı hâsıl olur: Akşam namazından sonra her rekâtta bir Fâtiha ve altı İhlâs Sûresi okuyarak altı rekat kılar, Her iki rekâtın selâmından sonra birer Yâsîn-i Şerîf okur,
Birincisinde ömrüne berekete niyet eder.
İkincisinde rızkına bereket ve belâları def etmeye niyet eder.
Üçüncüsünde ise insanlardan istiğnâ (muhtaç olmama) ve husn-ü hâtime (imanla biten güzel bir sona erişme)ye niyet eder.
En sonunda “Beraat gecesi duası” diye meşhur olan şu duayı on kere okur.
إِلٰهِى جُودُكَ دَلَّنِى عَلَيْكَ وَإِحْسَانُكَ أَوْصَلَنِى اِلَيْكَ وَكَرَمُكَ قَرَّبَنِى لَدَيْكَ أَشْكُو إِلَيْكَ مَا لاَ يَخْفَى عَلَيْكَ وَأَسْأَلُكَ مَا لاَ يَعْسُرُ عَلَيْكَ إِذْ عِلْمُكَ بِحَالِى يَكْفِى عَنْ سُؤَالِى يَا مُفَرِّجُ عَنْ كَرْبِ الْمَكْرُوبِينَ فَرِّجْ عَنِّى مَا أَنَا فِيهِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنْجِى الْمُؤْمِنِينَ اَللَّهُمَّ يَا ذَا الْمَنِّ وَلاَ يُمَنُّ عَلَيْهِ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ وَيَا ذَا الطَّوْلِ وَاْلإِنْعَامِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ظَهْرُ اللاَّجِينَ وَجَارُ الْمُسْتَجِيرِينَ وَمَأْمَنُ الْخَائِفِينَ اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ كَتَبْتَنِى عِنْدَكَ فِى أُمِّ الْكِتَابِ شَقِيًّا أَوْ مَحْرُومًا أَوْ مَطْرُودًا أَوْ مُقْتَرًا عَلَيَّ فِى الرِّزْقِ فَامْحُ اللَّهُمَّ بِفَضْلِكَ شَقَاوَتِى وَحِرْمَانِى وَطَرْدِى وَإِقْتَارَ رِزْقِى وَأَثْبِتْنِى عِنْدَكَ فِى أُمِّ الْكِتَابِ سَعِيدًا مَرْزُوقًا مُوَفَّقًا لِلْخَيْرَاتِ فَإِنَّكَ قُلْتَ وَقَوْلُكَ الْحَقُّ فِى كِتَابِكَ الْمُنْـزَلِ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّكَ الْمُرْسَلِ: “يَمْحُو اللّٰهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ أُمُّ الْكِتَابِ” إِلَهِى بِالتَّجَلِّى اْلأَعْظَمِ فِى لَيْلَةِ النِّصْفِ مِنْ شَهْرِ شَعْبَانَ الْمُكَرَّمِ الَّتِى يُفْرَقُ فِيهَا كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ وَيُبْرَمُ أَنْ تَكْشِفَ عَنَّا مِنَ الْبَلاَءِ مَا نَعْلَمُ وَمَا لاَ نَعْلَمُ وَمَا أَنْتَ بِهِ أَعْلَمُ إِنَّكَ أَنْتَ اْلأَعَزُّ اْلأَكْرَمُ وَصَلَّى اللّٰهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ النَّبِيِّ اْلأُمِّيِّ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ. آمِينَ