Mü’minlerin bayramı ve haftanın günlerinin en hayırlısı olan, pek çok hususiyete sahip Cuma gününün fazîlet ve bereketlerinden istifade edebilmek, bu güne mahsus namazı kılmanın yanında, gününün sünnet ve müstehablarına riayetle mümkün olur. Bu sünnetlerden biri de, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e bolca Salâvât-ı Şerîfe getirmektir. Cuma gününün sünnetleri hakkında genel malûmat almak için tıklayınız…
Allah Te‘âlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:
﴾اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّۜ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا﴿
“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, o Nebî’ye sürekli salât etmektedirler. Ey iman etmiş olan kimseler! Siz ona salât edin ve tam bir selâmlamakla selâm verin!” [1]
Âyet-i kerîmede beyân buyrulmuş olan, Allah Te‘âlâ’nın ve Melâike-i Kirâm’ın salâtının manasını müfessirîn-i izâm hazerâtı, “Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şanının, şerefinin ve yüceliğinin Allah Te‘âlâ ve Melâike-i Kirâm tarafından önemle açıklanmasıdır” şeklinde izah etmişlerdir. Buna göre, Allah Te‘âlâ’nın salâtının karşılığı, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e rahmetler, feyizler ve bereketler indirmesidir. Melekler de ona duâ etmek suretiyle şeref kazanmakta ve onu zikretmeleri vesilesiyle bereketlenmektedirler.
Âciz ve şefaate muhtaç kullar olarak bizler, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e salât-ü selâmı çokça okumak durumundayız. Ayrıca bu şekilde duâ ederek hem onun şefaatine talip olmakta hem de kendisini hakkıyla selâmlamış olmaktayız.[2]
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) pek çok hadîs-i şerîfinde salât-ü selâmın ehemmiyetini beyan etmiştir. Nitekim bu hadîs-i şerîflerden birinde salât-ü selâmın kurbiyet vesilesi olduğunu şöyle ifade buyurmuştur: “Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salâvât okuyanıdır”[3]
Namazlarımızda okumakta olduğumuz “Allâhumme Salli” ve “Allâhumme Bârik” duâları da, okunacak olan salât-ü selâmın Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından öğretilmiş olan şeklidir.
Cuma Günü Salâvât-ı Şerîfe Getirmenin Hususî Fazîleti
Salâvât-ı şerîfe getirmek, daha önce de ifade ettiğimiz gibi daimî olarak mendub bir iş olmanın yanında, Cuma günleri getirmenin hususî fazîletleri vardır. Nitekim Ebu’d-Derdâ (Radıyallâhu Anh) şöyle anlatmıştır:
“Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bir gün şöyle buyurdu: ‘Cuma günü bana çok salâvât getirin! Zira o gün, meleklerin hazır ve şâhid olduğu bir gündür. O gün bir kişi bana salât ettiğinde onun salâtı mutlaka bana arz edilir. Salâvât getirmeyi bırakıncaya kadar bu durum böyle devam eder.’
Bunun üzerine ben: ‘Vefâtınızdan sonra da mı?’ diye sordum. Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Evet, vefâtımdan sonra da! Allah Te‘âlâ peygamberlerin vücutlarını yemeyi yeryüzüne haram kılmıştır. Allâh’ın Nebîsi hayattadır ve daima rızıklandırılır.’ buyurdu.”[4]
Cuma günü salâvât-ı şerîfe getirmenin fazîleti hususunda Hazreti Ali (Kerremellâhu Vechehû) şöyle buyurmuştur:
“Her kim Cuma günü Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e yüz kere salâvât getirirse, kıyâmet günü mahşer yerine yüzü çok güzel ve nurlu bir kimse olarak gelir. İnsanlar ona gıpta eder ve: ‘Bu zât acaba hangi ameli işliyordu?’ diye birbirlerine sorarlar.”[5]
Cuma günü hatib efendi minbere çıkmadan, yani iç ezan okunmadan evvel, girişte kaydetmiş olduğumuz âyet-i kerîmenin okunmasındaki gaye de, bütün bu aktarmış olduğumuz fazîletlere talip olmanın bir neticesidir.
Bu bereketlerden haberdar kimseler olarak Cuma gününü fırsat bilmeli, gerek salâvât-ı şerîfe okuma konusunda gerekse diğer sünnet ve âdâba riayet konusunda hassasiyet göstererek bu mübârek günü en iyi şekilde değerlendirmeye gayret etmeliyiz.
Dipnotlar
[1] Ahzâb Sûresi:56
[2] Mahmud Efendi Hazretleri, Kur’ân-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlî’si, Ahzâb Sûresi 53. âyet-i kerîme tefsirli meâlinden derlenmiştir.
[3] Tirmizî, Vitir:21.
[4] İbni Mâce, Cenâiz:65. Bkz. Ebû Dâvûd, Salât:201, Vitir:26.
[5] Beyhakî, Şu‘abu’l-Îmân, c. 3, s. 212.