Mü’minlerin bayramı ve haftanın günlerinin en hayırlısı olan, pek çok hususiyete sahip cuma gününün fazîlet ve bereketlerinden istifade edebilmek, bu güne mahsus namazı kılmanın yanında, gününün sünnet ve müstehablarına riayetle mümkün olur. Gusül abdesti almak, temiz elbiseler giymek ve güzel koku sürünmek de bu günün sünnetlerindendir. Cuma gününün sünnetleri hakkında genel malûmata buradan, cuma günü temiz elbise giymenin müstehâblığına dair bilgilere buradan ulaşabilirsiniz…
Hayatın her safhasını olduğu gibi cemiyet hayatını da tanzim eden İslâmiyet, topluluk içerisinde nasıl davranılması gerektiğini açık hükümlerle beyân etmiş, yüce dinimizin nezahetini en güzel şekilde yaşayan ve öğreten Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu esas ve âdâbı da bizlere öğretmiştir.
Cuma namazının en büyük hususiyeti, kalabalık cemaatleri bir araya getirmesidir. Dolayısıyla bu namaza iştirak, bir Müslümanın topluluk içerisinde hangi hâl üzere bulunması konusunda da önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Cuma namazına giderken yapılması tavsiye edilen işler ve takınılması gereken tavır, mü’minin cemiyet hayatı için esas alması gereken genel tavırdır. Nitekim bu davranışlardan biri de elbisenin temizliği ve eğer maddî imkânlar el veriyorsa, iyisinin tercih edilmesi hatta bu tür toplantılar için bir elbisenin tahsis edilmesidir.
Bedenî Temizlik ve Cuma Hazırlığı
Bedenî temizliğini yerine getiren bir mü’minin, Cuma namazını edâ etmek üzere cemaate giderken temiz ve güzel elbiseler giymesi, dişlerini misvaklaması ve güzel koku sürünmesi, yani en güzel hâlde bulunması müstehâbdır. Ebû Sa‘îd el-Hudrî (Radıyallâhu Anh)ın rivâyet etmiş olduğu bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü her Müslümanın yıkanması ve elbiselerinin iyisini giymesi gerekir. Eğer kokusu varsa biraz da koku sürünür.”[1]
Abdullah ibni Selâm (Radıyallâhu Anh)ın rivâyet etmiş olduğu bir hadîs-i şerîfte, Cuma namazı için özel bir elbise tahsis etmenin güzel bir davranış olacağı Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından şöyle ifade buyrulmuştur: “Sizden her biriniz iki elbise niye satın almıyor? Biri cuma günü, diğeri iş için.”[2]
Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)ın rivâyet etmiş olduğu bir hadîs-i şerîfte, bu konunun cuma gününün fazîletine nâiliyet açısından önemi şöyle beyân edilmiştir: “Kim cuma günü yıkanır, gücü yettiğince temizlenir ve evinde temiz koku sürünerek camiye giderse, iki kişi arasına girmeden farz olan namazı kılar, imam konuştuğu zaman onu dinlerse, bir cumadan diğer cumaya kadar olan günahları af olur.”[3]
Cuma Hazırlığına Perşembeden Başlamak
Hüccetü’l-İslâm İmâm-ı Ğazâlî (Rahimehullâh), cumanın âdâbına dair açmış olduğu müstakil bölümde bu günün hazırlığına dair hususları zikrederken şöyle demiştir:
“Perşembe gününden itibaren kişi cumaya hazırlanmalıdır. Kalbiyle onu kılmaya hazır olup faziletini karşılamalıdır. Bunun için de perşembe günü ikindi namazından sonra tesbih, istiğfar ve duâ ile meşgul olmalıdır; çünkü bu saat fazilet bakımından cuma gününde meçhul bırakılan saate denktir.
Seleften bazıları ‘Kulların mûtad rızkından başka, Allah Te‘âlâ’nın bir fazilet ve ikramı vardır ki bunu yalnızca perşembe günü öğleden başlamak üzere cuma günleri kendisine yalvaran kullarına verir’ demişlerdir.
Cuma gününde giyeceği elbiseleri perşembe gününden yıkamalı ve tertemiz yapmalıdır. Eğer yanında yoksa, cuma günü sürünmek üzere güzel koku hazırlamalıdır.”[4]
Cuma günü süslenmenin müstehâb olduğunu beyân eden İmâm-ı Ğazâlî (Rahimehullâh), bu süslenmenin; temizlik, güzel elbise giymek ve güzel koku sürünmekle mümkün olacağını belirtmiştir. Güzel elbise giyme ile ilgili açmış olduğu müstakil başlık altında ise bu konuyla ilgili şu hususları beyân etmiştir:
“Elbiselerin en sevimlisi, beyaz olanıdır; çünkü Allah (Celle Celâluhû) nezdinde en sevimli elbise, beyaz elbisedir. Şöhrete vesile olacak hiçbir elbise giyilmemelidir. Siyah elbise giymek sünnet olmadığı gibi, giyilmesinde de herhangi bir fazilet yoktur. Cuma günü sarık sarmak müstehabdır. Nitekim Vâsile ibni Eskâ (Radıyallâhu Anh)ın rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Allah Te‘âlâ ve melekleri cuma günü sarık saran kimselere salavât-ı şerîfe getirirler.’ buyurmuştur.”[5]
Dipnotlar
[1] Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, c. 18, s. 171-172, No. 11626.
[2] Ebû Dâvûd, Salât:211 (1078); İbn Mâce, İkametü’s-Salât:83, No. 1095.
[3] Buhârî, Cuma:3; Nesâî, Cuma:23, No. 1386.
Hadîs-i şerîfte geçen “günahların bağışlanması”, küçük günahlarla ilgilidir. Zira hadîs-i şerîfin bazı tariklerinde yer alan “büyük günah işlemedikçe” ziyadesi bunu beyan etmektedir. Ayrıca bazı hadîs-i şerîflerde bir cumadan diğer cumaya kadar geçen süreye üç gün daha ilâveden bahsedilmektedir ki, bu da ayrı bir fazîlet, mühim bir müjdedir.
[4] İmâm-ı Ğazâlî, İhyâü Ulûmi’d-Dîn, c. 1, s. 490.
[5] İmâm-ı Ğazâlî, İhyâü Ulûmi’d-Dîn, c. 1, s. 493.