Bir namazı dünyalık iş için terk eden adam dünyayı ahiret üzerine tercih etmiştir. Kimin hatırını sayıp dinden ferâğat ediyoruz. Ne olaydı kendilerinin hatırını sayıp da Allah’ın hatırını kırdığımız kişiler, ilk mezara girdiğimiz zaman yanımıza gelip bize yardım edeydi. O halde seni unutmayanların sözünü tutman gerekir.
Allah Teâlâ’nın dininden, televizyon, gazete, mecmua, dergi ile çeviriyorlar. Bir şeyin zararı çok menfaati az ise onu reddetmek lazımdır. O yok hükmündedir. Televizyonların gayesi çıplak resim göstermek, insanları buna alıştırmaktır. Televizyon kumandası elinde her gün açıyorsun. Ama belki de Rabbimizin yüce kitabı Kur’an’ı hiç açmıyorsun.
Hoca efendi hiç televizyon seyretmeyecek miyiz? Düzelsin seyret! Meselâ bir fabrikanın nasıl çalıştığı gösteriliyor. Kadın yok, erkek yok sadece ses duyuluyor. O zaman seyredebilirsin. Aletin suçu yok. Yanlış olan, hazırlanan programların muhtevasıdır. Ama şimdiki durumda ve mevcut programlara bakılınca televizyon seyredilmez.
Kimsenin hatırı için konuşamayız. Allah Celle Celâlühû’nün mülkünde kendi istediğimiz gibi davranamayız. Yoksa Bosna Hersek gibi oluruz. Taviz vererek din gelmez. Bu din Allah’ın dinine sarılmakla gelir. Az olsun pak olsun, buğday unu olsun.
Hızır Efendi, Sohbetler