Asıl ismi, Ebüdderdâ Uveymir bin Kays bin Zeyd El-Hazrecî’dir. Medine’de dünyaya geldi. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Medine’ye hicretinden sonra, Bedir savaşı sonrasında, Abdullah bin Revâha (Radiyallâhu Anh) vesilesi ile Müslüman olmuştur. Selmân-ı Fârisî (Radiyallâhu Anh) ile arasında muâhat (kardeşlik) ilan edildi.
Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) ile beraber, Uhud ve birçok savaşa katılmış ve yararlılıklar göstermiştir. Ayrıca Hudeybiye anlaşması ve Veda haccında hazır bulunmuştur. Kurân-ı Kerîm’i ezberleyip, hafızlığını bizzat Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)e dinletmiştir. Müslüman olduktan sonra bir müddet ticaret ile uğraşmış ama, ibadet ile ticareti bir arada götüremediğinden dolayı ticareti terk etmiştir.
Ordu Kadılığı
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in vefatından sonra, Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh) zamanında Yermük savaşına katıldı ve kâdıl cünd (ordu kadılığı) vazifesini ifâ etti. Hazreti Ömer ve Hazreti Osman (Radiyallâhu Anhümâ) hilafeti zamanında bu vazifesine devam etti. Ayrıca Medine’de kadılık görevinide yürütmüştür. Bedir savaşına katılmamasına rağmen kendisine bu savaşa iştirak etmiş gibi aylık bağlanmıştır.
Medine’den ayrılıp Şam’a yerleşmek için halifeden izin istedi ve orada yaşamaya başladı. 3 kişilik bir heyetle gittiği bu bölgede insanlara imamlık ve hocalık yaparak, büyük hizmetlerde bulundu. Daha sonra Şam kadısı olarak vazifesine devam ederken, Kurân-ı Kerîm derslerine devam ederek, talebeler yetiştirmeye devam etti. Ayrıca fetva konusunda başvurulan önde gelen isimlerden biriydi. Muaviye (Radiyallâhu Anh) hilafeti esnasında Kıbrıs’ın fethine katılmıştır. [1]
Dımaşk Mukriî
Kıraat ilminde hususi bir vukufiyeti olan Ebüdderdâ (Radiyallâhu Anh), hayatı boyunca binlerce Kurân-ı Kerîm talebesi yetiştirip, Dımaşk Mukriî diye anılırdı. Özellikle vazife yaptığı Şam bölgesinde ki Müslümanların büyük çoğunluğunun Kurân-ı Kerim öğrenmesine vesile oldu. Yetiştirdiği talebeler ile ilmin yayılmasına vesile oldu. Talebeleri arasında, İbni Âmir El-Yahsubî, Ümmü Derdâ Es-sugrâ, Halife bin Sad ve Raşid bin Sad (Rahimehümullah) zikredilebilir.
Kurduğu ders halkalarının başına bir talebesini yerleştirerek, halkalar arasında dolaşarak onları takip ederdi. Bu halkalarda ders okuyan talebelerin sayısının 1600’e ulaştığı olurdu. Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in kendisi hakkında “Ümmetimin en âbidi ve en müttakisi” buyurduğuna dair rivayetler vardır. [2] Kendisinden 179 adet hadis rivayet edilmiştir. 652 yılında Şam’da vefat etti ve Bâbüssagîr Kabristanı’na defnedildi. Allah (Celle Celâluhû) şefaatlerine mazhar eylesin.
Dipnotlar