Bugün çöpe bir ekmek atarsın, Allâh bir kıtlık verir, gün olur gidersin o attığın ekmeği elinle alır yersin. Bir kuşun gözü kadarcık bir ekmek ufağını dahi atmayın!
Abdest alırken fazla su dökmeyi Allâh sevmiyor. Çorba bitmeden yeni çorba yapılmamalı, artan yemekleri dökmemeli, ekmek kuruyunca ısıtıp yemeli, atmamalıdır. Dökersen, atarsan dananın kuyruğu kopar, sonra bu kadar israftan sebep, kıyamet bile kopar. Elbise eskiyince atmayın, yama yapıp tekrar giyin.
Kırk fırın ekmek yesek adam oluruz. Kırk fırın ekmek yemeden adam olunmuyor. Karınca bacağı kadar ekmek atmayın. Bu bizi helak eder. Ekmeğe çok dikkat edelim, bakınız hepinize tembih ediyorum, ekmek kırıntılarını yiyiniz, bir ekmek kırığının düştüğünü görsem vallhi billhi alıp temizleyip yiyorum. Ekmek kırıntılarını toplayıp hayvanlara versek ne olur derseniz, derim ki onu biz yiyelim, hayvana başka bir şey verelim. Çünkü hayvan sevap kazanamaz, ekmek kırıntılarına dikkat etmemekten cin çarpmaları da olur.
Pehlivan nefsini yenendir. Diğerleri somun pehlivanı. İki gün ekmek yemese karınca yıkar onu.
Ayak ayak üzerine atıp yemeyeceksin. Ekmek kırığı dökmeyeceksin. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) yerde yerdi.
Şükür ne ile olur? Şükür şeriatı yaşamakla olur. İstanbul’da arayıp da bulamadığın meyve var mı? İstanbul’da arayıp da bulamadığın ekmek var mı? Kaymaklar, tereyağlar var mı? Ne yapmamız lazım? Şükretmemiz lazım.
Ufalanan ekmekleri parmağınızla toplayın. Vallâhi ben öyle yapıyorum. Yemin etmek kolay değil. Ekmek kurudu ne yapacağız? Onu da mı Mahmud’a soruyorsun? Sıcak su kaynatın, buharında yumuşatın ya da içine yağ, peynir koyun, pişirin oldu bezir gan aşı veya köfte yaparsın.
Ekmeğe çok dikkat edelim, bakınız hepinize tembih ediyorum, ekmek kırıntılarını yiyiniz, bir ekmek kırığının düştüğünü görsem, vallahi billahi alıp temizleyip yiyorum.
“Ekmek kırıntılarını toplayıp hayvanlara versek ne olur?” derseniz, derim ki onu biz yiyelim, hayvana başka bir şey verelim. Çünkü hayvan sevap kazanamaz, ekmek kırıntılarına dikkat etmemekten cin çarpmaları da olur.
Birisi manada Lokman Hekim’i gördü, Lokman Hekim ona: “Bugün ismi duyulmadık hastalıklar var ya, onlar ekmek kırıntılarının ve yemek artıklarının lağımlara karışmaları sebebiyle oluyor.” dedi.
Ben derdim ki: “Ya Rabbi! İki sığayı bir öğrenseler yeter.” Şimdi yirmi dört sığa, yirmi dört kitab! Ya Rabbi! Ekmek verdiğin gibi katığını da ver! Bize ilim verdin ihlasını da ver. Âmin!
Yakınlarda bir cami imamı kardeşimiz, camiinin yakında oturan bir adama: “Minare yıkılsa, evini yıkacak, seni hiç camide görmüyorum.” dediğinde, O ise: “Henüz düşünmüyorum hoca, tıkırım yerinde niçin kılayım?” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hoca Efendi kardeşimiz: “Balat köpeklerinin de tıkırı yerinde, bir kısmı yenilip, yarısı atılmış ekmek parçalarını çöplüklerde bulabiliyorlar.” dedi.
Fakir, fukarayı gözetmek lazım. Fakirlik zor iştir arkadaşlar. Karnın acıkır, yemek bulamazsın, ekmek bulamazsın. Sadece ekmek bulsan yine iyi, Cenâb-ı Hakk cümlemizden razı olsun. Rızkımızı helalinden ihsan eylesin.
Kaynak: “Mahmud Efendi Hazretlerinden Nakledilen Hikmetli Sözler” adlı eserden derlenmiştir