Merhûm Hızır Başak Hocamızı vefâtının sene-i devriyesi olan 8 Haziran tarihi vesilesiyle; örnek şahsiyeti, ilim ve talebe yetiştirme konusundaki hassasiyetleri, tarîkat-ı aliyyeye sadakat ve hizmetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
Merhum Hızır Başak Hoca Efendi 1932 yılında Trabzon’un Of ilçesi Tavşanlı köyünde doğdu. Hâfızlığını Mahmud Efendi Hazretlerimizde ikmâl etti. Arapçayı da Efendi Hazretlerimizden okuyup icâzet aldı. İlim tahsilini bir süre Hacı Dursun Efendi’nin rahle-i tedrîsâtında sürdürdü. Tâlim-tecvîd ilmini Mehmed Rüşdü Aşıkkutlu Hoca Efendi’den tahsil etti.
Bandırma’da Mevlânâ Hacı Ali Rıza el-Bezzâz Hazretlerinin tekkesi olan Tekke Camii’nde 25 sene imamlık vazifesinde bulunduktan sonra emekliye ayrıldı. Ömrünün sonuna kadar Efendi Hazretlerimizin Bandırma vekilliği hizmetini yürüttü. 8 Haziran 2007 tarihinde Cuma günü vefât etti. Vefât ettiği gün, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in milâdî vefât tarihi idi. Cenâzesi, Fatih Camii’nde kılınan cenâze namazını müteakip Beşyüzevler Bayrampaşa kabristanına defnedildi. Mekânı cennet, makamı âlî olsun!
Mektûbât-ı Mahmûdiyye 29. Mektuptan…
Hızır Başak Efendi’ye gönderilmiştir. Risâle-i Kudsiyye okumaya, şerîata ve tarîkata yarayışlı talebe yetiştirmeye, lüzumsuz şeylerle uğraşmamaya teşvik hakkındadır.
ب ح ص س[1]
السلام عليكم ورحمة اللّٰه وبركاته و على من لديكم من عباده الصالحين
Muhterem Hızır Efendi kardeşimiz!
Mektubunuzu aldım, çok memnun oldum. Derslerinizin hâli de ayrıca memnun eyledi. Göreyim sizleri, hem kendinize, hem de cümle ihvâna çok gayret edesiniz. Bulduğunuza şükredesiniz. İlerisi için هَلْ مِنْ مَز۪يدٍ﴾[2]…﴿ çağırasınız. Yani insan bulduğuyla sade iktifa etmemeli, ilerisini talep etmeli.
لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ…﴾[3]…﴿
Âyet-i celîlesi üzere hareket etmeli. Şükür ancak devam ve sebatla mümkün olur.
Risâle-i Kudsiyye’nin mânâsını anlamaya ve anlatmaya gayret edesiniz, rica ederim. Evvelâ hizmet eden arkadaşlarla okursunuz. Sonra herkes bulunduğu yerlerin ihvânına okur. Böylece öğrenilmiş olur. Bu kitabı hakkı ile anlayan bilgi bakımından mürşidden ziyâde ârif olur. Vesselâm. Cümlenize selâm ve hürmetler ederim.
Hem tarîkata, hem şerîata yarayışlı çok talebe yetiştiresiniz. Dine ancak böyle hizmet olur. Takvâ üzere olmaya, ilminizle âmil olmaya çok gayret edesiniz. Lüzumsuz şeylerle meşgul olmayasınız.
عَلَامَةُ إِعْرَاضِ اللّٰهِ عَنِ الْعَبْدِ اِشْتِغَالُهُ بِمَالَايَعْنِيهِ”[4]“
Hadîs-i şerîfi mesmunuz (kulağınızda) olsun.[5]
Miskin kardeşiniz Mahmud USTAOGLU
Dipnotlar
[1] Kâğıt yere atılır endişesiyle mektuplarda ve sair yazılarda Allah Te‘âlâ’yı “هو” zamiri; besmele-i şerîfeyi “ب”, hamdeleyi “ح”, Efendimiz’e Salâtı “ص” ve selâmı “س” harfi ile remzetmek ulemânın hassasiyetlerindendir.
[2] “(Daha) fazla var mı?” (Kâf Sûresi:30’dan.)
[3] “Andolsun ki; eğer (îmân edip sâlih amel işleyerek Benim nimetime) şükrederseniz, elbette mutlaka size (nimet bakımından) artırma yapacağım!” (İbrahim Sûresi:7’den.)
[4] “Allah Te‘âlâ’nın kuldan yüz çevirmiş olduğunun alâmeti, o kulun malayani ile meşgul olmasıdır.” Ebû Ubeyde (Rahimehullâh), Hasen el-Basrî (Rahimehullâh)dan rivâyet etmiştir.
[5] Mektubun tam metni için bkz. Mahmud Efendi Hazretleri, “29. Mektup”, Mektûbât-ı Mahmûdiyye, Ahıska Yayınevi, s. 86-87.