Cennet de Mevlâ’nın, cehennem de Mevlâ’nın. Sen sadece onunla iyi geçin.
Bir insanın yeri cehennem olduktan sonra, onun diplomasından ne olur?
O cehennem gidilecek yer midir? Kimin tâkatı ona yeter? Burnunu sokma cehenneme gidecek işlere.
Bir hayat ki sonu cehennem, bu hayatın sefasından ne çıkar? Bir hayat ki sonu cennet, bu hayatın cefasından ne çıkar?
Cehennem ateşinde yanan adam, dünya ateşini görse saray zanneder ve içine atlamak ister.
Cehennem hiç ziyafet konağı olur mu? Cehenneme girenlere içecek olarak ateşte eritilmiş tunç, bakır, kurşun verilecek. Bu erimiş demir suyundan içmek için dudaklarına yaklaştırdıklarında onun hararetinden yüzleri yanacak. Etleri parça parça dökülecek. Niçin? Yanlış şeylere inandıkları için. Cehennem dayanılacak bir yer değildir. Dünya ateşine bile dayanamıyoruz.
Zonguldak’ta demir çelik fabrikasında demirleri ateş eritiyor, su gibi oluyor. Fabrikada kazanın üstünde bir yer bozulmuş, mühendislerden biri onu tamir ederken ayağı kayıp ateşe düşmüş. İki yüz metreden düşerken sadece yeşil bir duman görülmüş o kadar. Ne ceset, ne kemik hiçbir şey kalmamış. Dünya ateşi böyle olursa, ya ahiret ateşi nasıldır? İnsan ateşte yanmaya razı olmamalı, doğru neyse ona razı olmalı. Kimse böyle bir işe burnunu sokmasın.
Sen cehennemi beklemezsin ama cehennem seni bekler.
Cennet ile cehennem arasına ölüm koç şeklinde getirilecek sonra da kesilecek ve şöyle denilecek: “Ey cennetlikler! İşte artık size ölüm yok, sizler cennette ebedi kalıcısınız. Ve ey cehennemlikler! Artık size de ölüm yok, siz de cehennemde ebedi kalıcısınız!” İşte onun için akıllı olalım.
Cehennem, insanları cennete götüren bir kamçıdır. Ruhun bedenden ayrılmasına ölüm denir. Beden çürüyecek ama ruh çürümez. Ruh nerede duruyor? Eğer dünyadayken dini yaşadı ise cennet bahçesindedir, eğer yaşamadı ise cehennem çukurundadır.
Kötülük yapma, nefsine uyma! Sana iftira ettiler ise korkma! Çünkü Rabbin seni biliyor. O’nun bilmesi kâfidir. Cennet de O’nun, cehennem de O’nundur. Millet isterse yanlış konuşsun, ne halt ederse etsin! Ya Rabbi! Sen kayır bizi.
Ruhun bedenden ayrılmasına ölüm denir. Beden çürüyecek ama ruh çürümez. Ruh nerede duruyor? Eğer dünyadayken dini yaşadı ise cennet bahçesindedir, eğer yaşamadı ise cehennem çukurundadır.
Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girince cehennemlikler: “Sen bizim cehenneme girmemize sebep oldun.” diyerek şeytanı kınamaya başlarlar. Şeytan boynunda lanet halkaları takılmış olduğu halde, ateşten bir kürsüye çıkarılır. Bütün cehennem halkı etrafına toplanır. Birbirlerine: “Galiba bize yardım edecek” derler. Ne akılsızlar! Şeytanı o kadar muzdarip durumda görüyorlar, yine de kendilerine yardım edeceğini umut ediyorlar. Demek ki bunlar dünyadayken deliliklerinden uymuşlardı şeytana.
Nasıl ki koca karısının çarşafına karışmayacaksa, kadın da kocasının sakalına karışmayacak, cübbesine karışmayacak. Kocasını bırakıp gidenler var. Kocasının şalvarından cübbesinden dolayı bırakıp gidenler var. Şaşılacak bir iş! Ne yapalım? İnsan illa da: “Ben cehenneme gideceğim, benim yerim cehennem olacak.” derse ne yapabiliriz ki?
Kaynak: “Mahmud Efendi Hazretlerinden Nakledilen Hikmetli Sözler” adlı eserden derlenmiştir