Ekmel mürşid çalışa çalışa mükemmel olmuş mürşittir.
Bir mürşid-i kâmilin sohbetinden öyle lezzetler alırsın ki uzun müddet kazanamayacağın nisbeti öyle bir anda kazanırsın.
Bir kimsenin mürşidi yoksa hep uyur, tavşan uykusuna tutulmuşlar sokaklarda dolaşıyorlar, yiyorlar, içiyorlar, zannediyorlar ki uyanıklar. Halbuki uyanık değiller.
Tarikat ve mürşid lazımdır, lazımdır, lazımdır.
Mevlâ bizzat her insanın kalbine tecelli ederdi lakin başka kâideler koydu araya. İlla mürşid bulmak lazım. Bakalım kibir mi edeceksin yoksa tevazu mu?
Mürşid olarak bilinen bir şahısta şeriatı tatbik var ise o şahısta tarikat da vardır. Şeriatın olmadığı yerde tarikat da yoktur. Şeriatın olmadığı yerde şeyhlik yapan kimseden şeyh de olmaz mürşid de.
Öyle bir mürşidin elinden tutacaksın ki, o mürşid de kendi şeyhinin elinden tutmuş olacak. O da kendinden bir öncekinin elinden tutmuş olacak, böylece birbirine, tâ Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi Sellem)e kadar ekli olacak, arada açıklık olmayacak.
Mürşidlik, seyr-i sülûksuz ve ilimsiz olmaz. Mürşidlik yapabilmek için kimden izin alınır? Hakiki, kâmil, bu işin erbabı olan mürşidlerden. Nefsinin arzusuna uyanlardan değil.
Mürşid-i kâmil seni manevi yolda yürümeye teşvik eder. Âyet, hadis okur, Allâh dostlarının yollarını öğretir, sen de ondan ilham alarak bu yolda yürürsün. Allâh’a kavuşmak üzere yola çıkan kimseye, olgun bir mürşidin arkadaş olması lazımdır. Manevi yolda insan kendi başına yürüyemez, insana illa ziyade olgun bir mürşid lazımdır. Mesela bir kimse İstanbul’a gelip birisini arasa, hiç kimseye sormadan elli sene dolansa, aradığını bulamaz ama İstanbul’u tanıyan bir çocuğa sorsa aradığını bulur.
Kâmil bir mürşidi bulduktan sonra iş tamam değil, bu defa da onu dinlemek lazım. İnsan: “Allâh’a nasıl ulaşacağımı ben bilirim” dememelidir. Allâh’ın izni ile o mürşid, müridi Allâh’a ulaştıracak yolu bilir. O mürşid de önceden tarikatlı değildi, onun da bir mürşidi vardı, o da onu dinledi de öyle Allâh’a ulaştı.
Gönlünde yoksa kâmil mürşid nazarı, orası gönül değil, şeytan pazarı.
İnsan tarikata girmeden tarikattakilerden çok çalışsa bile olmuyor. İlla mürşid lazım.
Trene binmek için istasyona gitmek lazım. Mevlâ’ya kavuşmak için de mürşid-i kâmil bulmak lazım.
Bir şey emretse mürşid efendi onu ganimet bil, büyük bir fayda bil, üşenme, “Nedir bu emirler, hiç bitmiyor” deyip de kendini harap etme.
Birbirinizi sevin, sevmeden olur mu? Mürşid ile mürid arasında olan muhabbet de çok mühimdir.
Sevgi Mevlâ’dan gelir lakin biz de sevmenin ve sevilmenin sebeplerini arayalım. İttiba, rabıtaya sebep, rabıta da sevgiye sebeptir. Sevgi olunca ibadet kolaylaşır. Kardeşlerim! Bunun için de illa mürşid lazımdır.
Öyle bir zamana geldik ki, talebeler hoca, hocalar talebe, müridler mürşid, mürşidler mürid oldu.
Kaynak: “Mahmud Efendi Hazretlerinden Nakledilen Hikmetli Sözler” adlı eserden derlenmiştir.