İbrahim Uslu Efendi’ye, Muhammed Ali Er Efendi ve Süleyman Özyiğit Efendi’ye gönderilmiştir. Dünyanın imtihan yurdu olduğu, amel-i salihe ve sünnete ittibaya yapışmanın gerekliliği hakkındadır.
ب ح ص س[1]
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته و على من لديكم من عباده الصالحين
Esselâmü Aleyküm ve rahmetüllâhi ve berakâtühü ve âlâ men ledeyküm min ibâdillâhissâlihîn.
Ahî fillâhım İbrahim Efendi(, Mehmet Ali Efendi ve Süleyman Efendi);
Mektûb-u şerifleriniz vasıl oldu, çok memnun oldum. Cezakümullahu hayra’l-ceza. Bu dünya daru’l-imtihan olarak yaratılmış olması hasebi ile kendisinde rahatlık aramak münasip değildir.
İmtihan vasıtaları çoktur. Fakat en mühimleri iman, namaz, oruç, hac, zekât gibi farzlardır. İnsan sağ oldukça bu farzları icraya son derece sa‘y etmeli. Haramlardan ve mekruhlardan kendini muhafaza etmeyi büyük vazifelerden saymak lazımdır. Ve çoluk çocuğu da bu kaide üzerine terbiye etmeli. Fuzuli eğlencelerle ömür sermayesini zayi olmaktan korumalı.
İbadetlerde asıl lazım olan huzu ve huşu’u da canla başla elde etmeye son derece çalışmalı. Bunların yolu tarikat-i aliyye’dir. İşte ona hakkı ile çalışılırsa ihlas, huşu ve huzu halleri husule gelmeye başlar. Bu Din-i Mübin-i İslam’ın farz, vacip, sünnet, müstehap ve edep işlerinden bir tanesini zayi etmemek üzere devam edilirse, zikir yolları kolaylaşır. Zikir kolaylaştıkça şeriatın emirleri kolaylaşır. Bunlar birbirlerini tamamlayan işlerdir. Öteye beriye bakmayarak İslamiyeti ve bütün emirlerini ifaya çalışalım. Bu zamanda o kadar ileri gidilmez diyenlere kulak vermemeli, çünkü Rasûl-i Ekrem (Sallâllâhu Te‘âlâ Aleyhi ve Sellem) buyurmuştur ki: “Ümmetimin fesat yoluna düştüğü zaman benim sünnetime yapışanlara yüz şehid sevabı vardır.”[2]
Eğer zaman geçmekle işi gevşetmek caiz olsa idi böyle buyurulmaz idi. Asıl bozulduğu zaman kuvvetli çalışmalı ki fesattan kurtarmak müyesser ola. Değilse aynı hale düşmek tehlikesi onda hazırdır. Mevla koruya. Âmîn!
Bizim üstadımız Hacı Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) buyururlardı: “Nûr-i nübüvvet uzaklaştıkça insanlar dinden teberrüd ediyorlar, yani soğuyorlar.” Halbuki Rasulüllah (Sallâllhu Teala Aleyhi ve Sellem) buyurmuşlardır ki; “Sizden yaşayanlar çok ihtilaf görecekler. O zaman sizler benim sünnetime ve hulefamın sünnetine sarılınız. Hatta nevacizlerinizle ( azı dişlerinizle) ısınnız, ta ki sizleri bu yoldan ayırmasınlar. Ve dinde hadis olan yeni işlerden sakınınız. Zira her bid’at dalalettir.
Her dalalet nardadır (ateştedir).”[3] Mevla Teala muhafaza buyura. Amin!
Velhasıl (وَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَث۪يرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ…) Yani, “Allâh-u Te‘âlâ Hazretlerini çok zikrediniz. Belki felâha yani kurtuluşa dâhil olursunuz.”[4] Vesselam.
Kardeşiniz Mahmud USTAOĞLU
Bir bölümünü kaydettiğimiz mektubun İbrahim Uslu Hoca Efendi ve Süleyman Özyiğit Efendi’ye yönelik hususî notlarla beraber tam metni için bkz. Mektûbât-ı Mahmûdiyye, 104. Mektup
Dipnotlar
[1] Besmele, hamdele ve Salât-ü Selâm’ın Arapça olarak kısaltılmış hâlidir.
[2] İbn Bişrân, Emâlî, hadis no. 700.
[3] Tirmizî, İlim, 16, Hadis no. 2676; Ahmed ibn Hanbel, el-Müsned, 4/126 hadis no. 17142.
[4] Enfâl Sûresi, 45.