Efendi Hazretleri’nin irşâda başladığı ilk günlerden itibaren, siyasi baskılara ve olumsuz koşullara rağmen bu davanın bugünlere gelmesinde büyük fedakarlıklarda bulunup mücadelenin büyüğünü vermiş olan kadîm ihvânımızla Ramazân-ı Şerîf’in bereketiyle İsmailağa Camii Şerîf’de bir iftar sofrasında buluşmanın muhabbet ve heyecanını yaşadık.
Zor Günlerin ve Mücadelenin Canlı Şâhitleri Kadîm İhvân
Tarih, akışının yanı sıra bir tebeddülât (dönüşüm) vakıasıdır. Tebeddülâtın gerçekleşmesi yönündeki köklü değişim çoğu zaman küçük bir kıvılcımla başlar, tarihteki cümle büyük davalar gibi… Hareketin merkezinde, meş’aleyi yakanın yanında yer alan o öncü kuşak, rehberle birlikte asıl unsurdur. Hz. Adem Aleyhisselâm da yeryüzünde böyle başlamıştır, vahyin kesilip insanlığın karanlıklara gömüldüğü dönemleri müteakip risâletle müjdelenen cümle rasuller de.
Nitekim Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm) da böyle başlamıştır. Hanımı ve kendisine inanıp davasını tasdîk eden bir avuç Mü’min ile birlikte. Tabular yıkılacak, putlar kırılacak, karanlıklar yarılıp aydınlığa uzanılacaktır. Bu uğurda kemiyet yönüyle sayı azdır ama dava uğruna malından ve mülkünden vazgeçip hicret etmeyi, canını dahi gözünü kırpmadan verebilmeyi ve her türlü mücadeleyi göze alan Ashâb vardır, zor zamanların ve mücadelenin şahidi olarak. Onlar, kıyamete kadar sâdıklar ve sıddıklar olarak anılacak, fazîlet yönüyle üstün, öncü nesildir.
Hacı Mahmud Efendi Hazretleri’nin irşad davasının başlangıcı da varisi bulunduğu Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm)’ın risâletinin başlangıcına benzer. Unutmamalıdır ki, bir işi, sıfırdan başlamak suretiyle belli bir noktaya getirebilmek, mevcut yapıyı değiştirmek ya da dönüştürmekten çok daha zordur.
Sistemin göz açtırmaz siyasi baskılarının kucağında metruk bir halde bırakılarak harabeye dönüşmesine seyirci kalınmış bir camide başlayan faaliyetin yükünü, Efendi Hazretleriyle birlikte, camide ilk safı dahi doldurmayacak kadar az sayıda ihvân yüklenmiştir. Yalnızca bir elin parmaklarını dahi geçmeyecek sayıdaki ihvân, bütün olumsuz koşullara rağmen Hatme-i Hacegân halkası oluşturarak bu davayı; gelecekte camilere, mescidlere ve dahi külliyelere sığmayacak kadar gönül erinin kuracağı halkalara taşımışlardır.
İslâm kisvesiyle sokaklarda dolaşmanın hem zül hem de kanunen suç sayıldığı dönemlerde verilmiş olan kutlu mücadele ve bu mücadelenin temel unsuru olan sadakat duygusu hiçbir zaman unutulmayacaktır.
Bizler de İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı olarak, imanımızın ve davamızın gereği gördüğümüz; zor zamanların ve mücadelenin canlı şâhitleri olan kadîm ihvânımızı, vefânın, hatırşinaslık ve kadirşinaslığın lüzumu olarak hatırlamayı bir vazife sayıyor, onlarla mübarek Ramazân-ı Şerif’in bereketiyle iftar sofrasında bir arada bulunma şerefinin sevinç ve heyecanını yaşıyoruz.