Doğumu, Nesebi ve Künyesi
Erkam bin Ebi’l-Erkam (Radıyallâhu Anh)ın milâdî 590 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Ebü’l-Erkam, annesi hakkında ise muhtelif rivâyetler vardır. İbn Sa’d (Rahimehullah)ın ifadelerine göre annesi Huzaa kabilesinden Ümeyye binti Hâris’tir.[1] Künyesi Ebû Abdullah veya Ebû Abdurrahman’dır.[2] Erkam bin Ebi’l-Erkam (Radıyallâhu Anh)ın mensup olduğu kabile ise Kureyş kabileleri içinde güçlü bir yeri olan Benî Mahzûm kabilesidir. Bu kabilenin soyu Kureyş’in torunlarından Lüey’e dayanmaktadır.
Müslüman Oluşu
Erkam b. Ebi’l-Erkam (Radıyallâhu Anh) henüz 16 yaşındayken sahâbe-i kirâm içinde ilk Müslümanlar demek olan Sâbikûn’dan olmakla şereflenmiş, İslâm’ın tebliğ edilmeye başlandığı ilk yıllardan itibaren, bu tebliğin yayılmasında büyük hizmetler îfâ etmiştir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in peygamberlik davetinden haberdâr olan Erkam (Radıyallâhu Anh), Osman bin Maz’ûn (Radıyallâhu Anh), Ebû Ubeyde bin Cerrâh (Radıyallâhu Anh), Abdurrahman ibni Avf (Radıyallâhu Anh) ve Ebû Seleme bin Abdü’l-Esed (Radıyallâhu Anh) ile birlikte Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in huzuruna vardılar. Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) onları İslâm’a davet edip Kur’ân okudu ve Müslüman oldular.[3]
İslâm’a Yaptığı Hizmetler
Erkam (Radıyallâhu Anh) Müslüman olduktan bir süre sonra evini İslâm davetinin hizmetine açmış, böylece Dârü’l-Erkam gizli davetin sembolü haline gelmiştir. Erkam (Radıyallâhu Anh) hicretten sonra Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ile tüm savaşlara birlikte katılmış, İslâm sancağının altında bir asker olarak bulunmuştur.
Dârü’l-Erkam
Dârü’l-Erkam İslâm tarihindeki ilk gizli ibadet ve tebliğ yeri ve ilk Müslümanların bir bakıma medresesi olmuştur. Erkam (Radıyallâhu Anh) Mescid-i Harâm’ın yakınında bulunan Safa tepesinin hemen yanında bulunan evini, Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in, Müslümanların ve dolayısıyla İslâm’ın hizmetine açmıştır. Bu vesileyle Dârü’l-Erkam’a Dârü’l-İslâm da denilmiştir.[4] Dârülerkam’ın Safa Tepesi’nin yanında olmasının önmli bir faydası da Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve Müslümanlar bu evde namaz kıldıklarında hem o zamanki kıble olan Mescid-i Aksâ’ya hem de Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in gönlündeki kıble[5] olan Mescid-i Harâm’a aynı anda yönelmelerini sağlamış olmasıdır.
Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Dârü’l-Erkam’daki gizli tebliğinin ne zaman başladığı ve ne kadar devam ettiği hakkında net bir şey yoktur. Ancak bununla birlikte Hazret-i Ömer’in (Radıyallâhu Anh) Dârü’l-Erkam’da Müslüman olmasıyla beraber tebliğ açıktan yapılmaya başlanmıştır.[6] Böylece Dârü’l-Erkam’ın vâzifesi son bulmuştur.
Erkam’ın (Radıyallâhu Anh), özellikle Bedir Savaşı’nda gösterdiği cesâret ve faydalar neticesinde, bizzat Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından Benî Mahzûm kabilesine mensup İbn Âiz’in kılıcı olan Merzübân ile hediye edilerek taltif edilmiştir.[7]
Vefâtı
Hicrî 50’li yıllarda 80 küsur yaşında Medîne-i Münevvere’de vefât etmiştir. Cenâb-ı Hakk cümlemizin evini tıpkı Erkam (Radıyallâhu Anh) gibi, İslâm’ın konuşulduğu, tebliğ edildiği, sohbetlerin düzenlendiği evlerden eylesin. Cümlemizi bu büyük sahabenin şefaatlerine nâil eylesin. Âmîn Yâ Muîn…
Dipnotlar
[1] İbn Sa‘d, Tabakât, 3/223.
[2] Belâzürî, Ensâbü’l-Eşrâf, 10/214.
[3] İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gâbe, 11/148.
[4] İbn Sa‘d, Tabakât, 3/224.
[5] Bakara Sûresi, 144.
[6] İbn Sa’d, Tabakât, 3/224; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gâbe, 1/187.
[7] Buhârî, Târîhu’l-Kebîr, 2/46.