Şeriat ilimlerine sarılalım. Bizi imanımızdan ve sırat-ı müstakimden çevirecek ilimlerden kaçınalım. Faydasız ilimden Allah’a sığınalım. “On beş sene” düzenin okullarında okuyan üniversite mezunu bir öğrenci; bu tahsil hayatını medresede değerlendirseydi, o kadar çok ilim sahibi olurdu ki; sanki “İmam-ı Azam” olurdu. Emr-i bil ma’rufa çıktığımızda doğudaki bir ilçede sıkıntısını çektiğimiz bu konu hakkında bazı velilere dedim ki: Çocuklarınızı niye medreselere göndermiyorsunuz? Cevapları şu oldu:
— “Biz çocuğumuzu medreseye gönderirsek istikbali kararır.” Bu arada başka birisi söz alarak dedi ki:
— “Hocam! Millet ziraata güvenmiyor, ticarete güvenmiyor, diplomaya güveniyor, ona iman ettiler.”
Vazgeçelim bu yanlıştan, vazgeçelim cemaati müslimîn. Zararın neresinden dönerseniz kardır. Liseye giden bir kız vardı. Ona dön, medresede oku dedim. Dedi ki:
— “Hoca Efendi girdik bir kere, nasıl döneyim?”
Ona şöyle dedim:
— “Eve giderken yanlış bir yola girsen doğru olan yöne dönmez misin?”
— “Evet dönerim” dedi.
— “O halde şu anda içinde bulunduğun yanlıştan dön’ dedim. Rabbimizin hidayeti tecelli etti.
— “Döndüm” dedi ve şu anda bu kızımız, yüz kişilik medresede tedrisat yapıyor. Kur’ân’a sarılalım. Yoksa sıkıntılar başımızdan eksik olmaz. Mevla’mız buyuruyor:
“Her kim benim zikrimden (zikir; Kur’ân’dır, bir ismi iptir. Bir ismi de Furkan’dır.) yüz çevirirse, ona dar bir geçim (ekonomik sıkıntı) vardır. Ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” buyurdu. “Ey Rabbim! Beni niçin kör haşrettin? Halbuki ben görüyor idim!” der. ’Rabbi, “İşte öyle! Sana ayetlerimiz geldi de onları unuttun. Bugün de öylece unutulacaksın!” buyurur.”[1]
Ben sizin hizmetçinizim. Tam dinleyin ve dinlediğinizi tam yapın.
Mevla’mız buyuruyor:
“Ey Peygamber! Kadınlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de cilbaplarını (çarşaflarını) sımsıkı örtsünler. Bu, onların tanınıp eziyet edilmemelerine en elverişli yoldur. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”[2]
Çarşaf görüldüğü zaman akla gelen iffettir. Çarşafa sahip çıkalım. Çıplaklığı bir marifet sananlara bakıp tesettüre ne kadar sarılmamız gerektiğini anlayalım.
Ümmü Seleme (Radiyallâhu Anh) diyor ki:
— Bu ayet (Ahzab, 59) indikten sonra Medine sokakları simsiyah oldu.”
Böyle emir tutan istiyorum. Mevla’mız bizi emrini ihlasla tutan kullarından eylesin. (Âmin)
En hayırlı diploma dünyayı dize getiren Fatih Sultan Mehmed’in yetiştiği medreseden aldığı icazettir. İmam-Hatiplere kızıyorsam, istemediğimden değil. Niye büyük alimler yetiştiren okullar olmasınlar? Diğer okullardan iyiler ama yeterli değil. Mevla’m yeterli kılsın inşallah (âmin).
Medrese ve icazete önem verelim. Her yerden hoca istiyorlar. Bir an önce Din-i Mübin-i İslam’a hizmet için kendimizi yetiştirmeye gayret edelim. İş işten geçmeden uyanalım.
Dipnotlar
[1] Taha, 124-126.
[2] Ahzab, 59.