Fetva kelimesi, “bir olayın hükmünü açıklayan kuvvetli cevap” anlamına gelmektedir. Fıkıh ıstılahında “bir fakihin kendisine sorulan fıkhî bir suale yazılı ya da sözlü olarak cevap vermesi; sual karşılığında hüküm bildirmesi” demektir. Günümüzde bu alanla ilgili her ne kadar fetva sorma ve fetva verme tabirleriyle iktifa ediliyorsa da, konunun öneminin ve mahiyetinin anlaşılması açısından fetva verenden sorana, fetva verenin başvurduğu kitaplara ve hükümlere kadar bu konuyla ilgili ıstılahlar hakkında bilgi sahibi olmak faydalıdır.
İstiftâ: Fetvayı, (fetva vermeye) yetkili bir kimseye sorma işlemidir.
Müsteftî: Fetvayı isteyen yani sual soran kişidir.
İftâ: Sual edilen konuyu sözlü ya da yazılı olarak cevaplandırma işlemidir.
Müftî (Mucîb): Fetva vermek suretiyle hükmü açıklayan mütehassıs âlimdir.
Müftâ-bih: Fetva verecek kişinin, kendisine sual edilen konuyu cevaplarken fetva usûlü doğrultusunda tercih ettiği görüştür.
Âdâbü’l-Müftî, Âdâbü’l-Fetvâ, Resmü’l-Müftî: Gerek fetva verenin gerekse de fetva sorulanın riayet etmesi gereken usule ve âdâba dair kaidelerdir.
Alâmâtü’l-İftâ (Alâmâtü’l-Fetvâ): Fetva verilirken zikredilen birden fazla görüş arasında fetvaya daha uygun olduğuna hükmedilen görüş hakkında kullanılan, “Fetva bunun üzerinedir, sahih olan budur” şeklindeki tabirlere denilir.
Fetva Sormak Meşrû Bir İştir
Fetva sormak Kur’ân-ı Kerîm’de, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e dinî birtakım konulara dair sual edilmiş hükümler bağlamında gündeme gelmiştir: “(Habîbim!) Senden kadınlar(ın mirası) hakkında fetva istiyorlar. De ki: ‘Onlar hakkında size Allâh fetvâ vermektedir…”[1]
Sahâbe-i Kirâm (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecma‘în), Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e dinî konularda birçok konunun hükmünü sorup cevap almışlardır. Kur’ân-ı Kerîm’de bu sorma fiili pek çok âyette yer alır: “(Habîbim!) Sana o şarap (gibi akıl giderici) ve kumar (gibi mala zarar verici şeyler hakkında Allâh-u Te`âlâ’nın hükmünün ne olduğun)dan soruyorlar…”[2] şeklindeki hitab ve “(Habîbim! Kıyâmet kopmaya başladığında) dağlar(ın ne olacağın)dan sana soruyorlar…”[3] hitabı, Allah Te‘âlâ’nın, Rasûlü (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e o suallere karşılık hükümler indirmesiyle sual sormanın meşrûiyetine delâlet etmektedir.
Ayrıca, “(Habîbim!) Sana (insan bedeninin kendisiyle hayat bulup yönetildiği) ruhtan soruyorlar…”[4] şeklindeki hitab da Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e Sahâbe-i Kirâm (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecma‘în) dışında kalan zevâtın da soru sorduklarını gösteren delillerdendir.
Sahâbe-i Kirâm (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecma‘în) her konuda Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e başvurmuş, almış oldukları cevaba göre hareket ederek büyük bir teslimiyet göstermişlerdir. Bu konuyla ilgili hadîs musannefâtımızda sayısız örnek yer almaktadır. Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: “Bir adam Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e gelip: ‘Ey Allah’ın Resûlü! Biz gemiye binip, beraberimizde az bir su alabiliyoruz. Abdestlerimizi bu su ile alsak susuz kalacağız. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?’ diye sordu. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Evet, denizin suyu temizdir, meytesi de helâldir’ cevabını verdi.”[5]
Bize düşen de Sahâbe-i Kirâm ve geçmiş ulemamızın örnekliğinde, Kur’ân ve Sünnet’in hükümlerine teslim olmak, icmâ yolundan ayrılmamak ve fukahanın, bu üç temel delille birlikte, kıyas yoluyla çıkarmış oldukları hükümlere ve içtihatlara uygun şekilde inanıp amel etmektir.
İsmailağa Dînî Meseleleri Danışma Hattı
Günümüzde müslümanca bir hayatı yaşama zorluklarıyla mücadele eden din kardeşlerimizin soru ve sorunlarına, Ehl-i Sünnet itikadı ve fıkhı doğrultusunda çözüm üretme ihtiyacına bağlı olarak Fıkıh Kurulumuz bünyesinde bir fıkıh heyeti tesis ettik. Fıkıh heyetimiz, Tekâmül eğitimini ve ardından İhtisâs eğitimini tamamlamış, fıkıh konusunda kabiliyetli ve özel olarak yetiştirilmiş hocalarımızdan oluşmaktadır.
Hizmet ve faaliyetlerini çağrı merkezi sistemiyle yürütmekte olan Dînî Meseleleri Danışma Hattımız, aylık ortalama 10.000’in üzerinde suale cevap vermektedir. Hizmetlerini, halkımızın yoğun teveccüh ve ilgisiyle sürdüren Dînî Meseleleri Danışma Hattımızın faaliyetlerinin devamına, hoca kadrosunun artırılması ve hizmet imkânlarının geliştirilmesi kapsamındaki çalışmalarımıza destek sağlayarak bütün bu hizmetlere ortak olabilirsiniz. detaylı bilgi için tıklayınız
Dînî Meseleleri Danışma Hattı: 0850 811 7777
Dipnotlar
[1] Nisâ Sûresi:127’den.
[2] Bakara Sûresi:219’dan.
[3] Tâhâ Sûresi:105’ten.
[4] İsrâ Sûresi:85’ten.
[5] el-Muvatta, Tahâret:12; Ebû Dâvûd:Tahâret:41