Acıyanların en merhametlisi olan Mevlâ Te‘âlâ, uhrevî açıdan hiçbir faydası olmadığı hâlde insanlar tarafından âdet hâline getirilmiş sözde bayramlar yerine, dünyada ve ukbâda sayısız faydaya sahip olan Ramazân-ı Şerîf ve Kurban Bayramlarını mü’minlere hediye etmiştir.
Paylaşmak, tek bir bedenin uzuvları olarak tanımlanan mü’minlerin sosyal hayat içerisindeki temel özelliklerindedir. Bu haslet, Allah Te‘âlâ’nın bahşetmiş olduğu nimetlerin ve sevinçlerin paylaşılmasının yanı sıra, üzüntü ve sıkıntıların da paylaşılmasını kapsar. Bu anlayış, belli günlere hasredilmiş de değildir. Mü’minler için her gün, paylaşım açısından değere sahiptir. Bayramlar ise bu anlamda daha büyük bir hususiyet kazanır. Bayram günleri, Müslümanları hiçbir farklılık gözetmeden cem eden manevî coşku ve heyecanla dolu, nimet ve sevincin paylaşıldığı günlerdir.
Mevlâ Te‘âlâ, “iyilik” zemininde yükselen bu ulvî hissiyatın manalarını Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle beyân etmiştir:
“Velâkin birr(u taat sahibi), Allâh’a, o son güne, tüm meleklere, bütün kitaplara ve peygamberlerin hepsine inanmış olan, sevgisine rağmen, yakınlık sahiplerine, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve (kölelerin) boyunlar(ını kurtarıp, onları hürriyete kavuşturma) uğrunda mal vermiş bulunan, o (farz) namaz(lar)ı dosdoğru kılmış ve zekâtı vermiş olan, antlaştıklarında ise sözlerini yerine getiren kimselerdir. Hele sıkıntıda, zorlukta ve güçlük zamanında sabredenleri (özellikle methederim)! İşte ancak onlar sadâkat göstermiş olanlardır! Yine işte ancak onlar (kâfirlikten ve bütün kötülüklerden) hakkıyla sakınanların ta kendileridir!” (Bakara Sûresi:177’den.)
Ramazân bayramının ilk günü tan yerinin ağardığı esnada, temel ihtiyaçları dışında nisab miktarı mala malik herkese vâcib olan fıtır sadakası, bayram sevincine uzanan, âdeta köprü vazifesi gören bir ibâdettir. Malî ibâdetlerden olan fitre, hem veren el hem de alan el için büyük anlam ifade eder. Bu ibâdetle mükellef olanlar, Ramazân-ı Şerîf ayı ibadetlerindeki noksanlıkları giderme imkânına; fıtır sadakasından istifade edenler ise, bayramlarını maddî endişelerden uzak bir şekilde geçirme imkânına kavuşurlar. Nitekim fıkıh kitaplarımızda fıtır sadakasının bayram gününden önce verilmesine yönelik tavsiyeler, ihtiyaç sahiplerinin bayrama maddî ve manevî açıdan sağlıklı bir şekilde girebilmelerini ve bayram günlerinden hakkıyla istifadelerini hedeflemektedir. Zekât ve fıtır sadakası hakkında detaylı malûmata ilmî ve fıkhî içeriklerimizden ulaşabilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki, fıtır sadakasını hiçbir mazeret yokken bayramdan sonraya ertelemek doğru değildir ve sonradan tasadduk edilmesi, vaktinde verildiği oranda sevimli olmayacaktır.
Fıtır Sadakası ve Ailenin Sadaka Bilinci
Mükellefiyet açısından (farz, vâcib ya da nâfile) hangi seviyede olursa olsun sadaka ibâdeti bir kimseye, elinde bulunan varlığın hakikatte Allah Te‘âlâ’ya ait olduğunu hatırlatır. Sadakayı veren ve alan kimseler birbiriyle yakınlaşır, aralarında ülfet hâsıl olur. Bu vesileyle toplum arasında merhamet duyguları gelişir, olumsuz duygular ise körelir ve zamanla tamamen yok olur.
Fıtır sadakasıyla ilgili hükümlere bakıldığında; aile reisinin, çocuklar ve akıl sağlığı yerinde olmayan fertler de dâhil hane halkı için fitre vermesine yönelik hükümler dikkat çeker. Bu vesileyle çocuklar da yardımlaşma duygusunu hisseder. Böylelikle ailenin tamamı sadaka bilincine sahip bir hâle gelir ve iyilik yapma arzusuna kavuşur.
Dünyada iyilik ve güzelliğe, âhirette ebedî kurtuluşa vesile amelleri ihlâs ile bihakkın îfâ eden kullardan olabilme temennisiyle, yapmış olduğunuz ve yapacağınız bilcümle amellerinizin makbuliyetini dileriz.
Zekât ve Fitreleriniz İlim ve Yardımlaşma Yolunda Köprü Olsun!
Allah Te‘âlâ zekât ibadetini, dinen zengin sayılan kimseler üzerine farz kılmış ve bu emri yerine getirenlerin varlığını artıracağını beyân etmiştir. Zekât vesilesiyle, sahip olunan mal temizlenir ve bereketlenip artar. Zekât konusunda hassasiyet gösteren kimseler, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde methedilmiş, Cennetin zekât kapısından özel olarak çağrılacak kimselerdir.İsmailağa Derneği olarak, talebelerin ihtiyaçlarını karşılıyor ve ihtiyaç sahiplerine aynî ve nakdî yardım sağlıyoruz. Sizler de zekât ve fitrelerinizi ilim tahsil eden talebelere ve ihtiyaç sahiplerine İsmailağa güvencesiyle ulaştırabilirsiniz. Bağışlarınız için tıklayınız…