Hayâ Nedir?
Hayâ; yapılan bir şeyden dolayı ayıplanma korkusuyla utanma, mahcubiyet hissetme ve o şeyden vazgeçmek manasına gelir. Hayâ bir Müslümanda bulunması gereken olmazsa olmaz bir duygudur. Mü’min hayâlı olur. Çünkü kulun hayâsı hem insanlar arasında bulunduğu zamanlarda hem de kimsenin kendisine muttali olmadığı yalnızca Cenâb-ı Hakk’ın kendisini işitip gördüğü anlarda kişiyi günah ve masiyetlerden uzak tutar.
Cenâb-ı Hakk Hayâ Sahipleri Hakkında Ne Buyuruyor?
Cenâb-ı Hakk, hayâ sahibi, iffetli ve nâmuslarını muhafaza eden Müslümanları övgüyle zikretmiştir. Bu kimseler Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır: “İslâm’a giren erkekler ve İslâm’a giren kadınlar, (inanılması gereken meselelerin tamâmına) îmân eden erkekler ve îmân eden kadınlar, (emirleri tutup yasaklardan kaçarak) itâat eden erkekler ve itâat eden kadınlar, (niyetlerde, sözlerde ve fiillerde doğruluğu şi‘âr edinmiş) sâdık erkekler ve sadâkatli kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (namazda sağa sola bakmayan ve kendilerini insanlardan üstün görmeyip, bu tevâzuu dışa vuran) huşû‘ sâhibi erkekler ve huşû‘ sâhibi kadınlar, (farz olan zekâtı ve nâfile olan sadakaları) bağış yapan erkekler ve bağışta bulunan kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, tenâsül uzuvlarını (zinâ, livâta ve lezbiyenlik gibi haramlardan) muhâfaza eden erkekler ve muhâfaza eden kadınlar, (hem dilden, hem de kalpten tesbîh, tahmîd, tehlîl getirerek, Kur’ân okuyarak ve İslâmî ilimlerle meşgul olarak) Allâh’ı çokça zikreden erkekler ve zikir yapan kadınlar (var ya); şüphesiz Allâh bunlar için büyük bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”[1]
Başka bir âyet-i kerimede ise şöyle buyurmuştur: “Îmanlı erkeklere de ki; (haramlara karşı) gözlerini yumsunlar (da sâdece helâllere baksınlar) ve tenâsül uzuvlarını (zinâ ve livâta gibi haramlardan) korusunlar. İşte sana! bu kendileri için daha temizdir. Muhakkak Allâh onların yapmakta olduklarını(n görünen-görünmeyen tüm yönlerini hakkıyla bilen bir) Habîr’dir.
Îmanlı kadınlara da de ki; (erkeklerin ve kadınların avret yerlerine bakmaktan) gözlerini yumsunlar ve tenâsül uzuvlarını (zinâdan ve şehvetle birbirine sürtünmeden) korusunlar. (Örf ve âdete göre, zorunlu olarak) kendilerinden görünen (yüz ve yüzük veyâ kınanın bulunduğu el)ler dışında (örtünmesi gereken bilezik, halhal, küpe ve gerdanlık gibi) ziynet (mahalleri olan vücutlarının diğer yer)lerini açığa çıkarmasınlar!”[2]
Hadîs-i Şerîflerde Hayâ
Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz de “Hiç şüphe yok ki, Allah, âdemoğlunun zinadan nasibini yazmıştır. Buna erişecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalb ise heves eder, temenni eder. Tenasül uzvu bunu tasdik eder veya yalanlar” [3] buyurarak hayâsızlığa ve ahlaksızlığa sebebiyet veren fiillerden sakınmamızı istemiştir.
Mü’min, Rabb’inin kendisini sürekli gözetlediğini bilip, mâsiyet ve günahtan kaçınmalıdır. Bu îmânî bir hayâdır. İnsanlar arasında edep mahallini açmaktan hayâ etmek ise kişide var olan fıtrî bir hayâdır. Mü’min hem Rabb’ine hem de diğer mü’minlere karşı hayâlı olmalıdır. Bu hususta Abdullah İbni Mesûd (Radıyallahu Anh)dan nakledilen şu hadîsi şerîf meseleyi beyân etmektedir: “Bir gün Peygamber Efendimiz: “Allah’tan hakkıyla hayâ edin!” buyurdu. Biz: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Elhamdülillâh Allah’tan hayâ ediyoruz” dedik. Bunun üzerine Efendimiz şu açıklamayı yaptı: “Söylemek istediğim, sizin anladığınız hayâ değildir. Allah’tan hakkıyla hayâ etmek; başı ve üzerindeki azaları, bedeni ve ondaki âzaları muhâfaza etmeniz, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamanızdır. Âhireti dileyen, dünyanın zînetini terkedip âhireti bu hayata tercih etmelidir. İşte kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş olur.”[4]
İffet ve hayâ kadın-erkek her Müslümanda bulunması gereken bir güzel ahlaktır. İffet ve hayâyı sadece kadınlara ait bir özellik olarak görmek hatalı ve eksik bir yaklaşımdır. Peygamberimiz iffet ve hayâyı hem erkeklere hem de kadınlara özellikle tavsiye etmiştir. Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) kadınları iffetli olmaya şöyle teşvik etmiştir: “Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itaat ederse, ona “Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir” denilir.”[5] Bütün bunlar bir kadını en değerli kılan hususun iffet olduğunu gösterir.
Cennetlik Eden Altı Şey
İslam’ın güzel ahlakıyla hayatını güzelleştirenleri Sevgili Peygamberimiz (a.s.) şöyle müjdelemiştir: “Siz bana altı şeyi garanti edin, ben de size cennete girmeyi garanti edeyim:
-Konuştuğunuzda doğru söyleyin.
-Verdiğiniz sözü yerine getirin.
-Emanete riâyet edin.
-Allah’ın yasakladığı günahlardan uzak durarak iffetinizi koruyun.
-Harama bakmaktan sakının.
-Elinizi harama uzatmaktan koruyun”[6]
Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hayâsı olmayan kimseden her şeyin beklenilebileceğini şu vecîz hadisiyle ifade etmiştir: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!”[7]
Dipnotlar
[1] Ahzâb Sûresi, 35.
[2] Nûr Sûresi, 30-31’den.
[3] Buhârî, İsti’zân, 12; Ebû Dâvûd, Nikâh, 43.
[4] Tirmizî, Kıyâmet, 24.
[5] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/191.
[6] Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, 5/323.
[7] Buhârî, Enbiyâ, 54, Edeb, 78.