Hacet Namazı: Âhiret veya dünyaya ait bir dileği bulunan kişi, güzelce abdest alır. Yatsı namazından sonra iki veya dört rekât diğer bir görüşe göre on iki rekât namaz kılar. Allah-u Teâlâ’ya sena, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)‘e salât-ü ve selâmda bulunur. Sonra hacet duasını okuyup Allah-u Teâlâ’dan ihtiyacının giderilmesini niyaz eder.
Hacet namazının birinci rekâtında Fatiha suresinden sonra üç defa Ayete’l-kürsî, diğer üç rekâtın her rekâtında Fatiha ile birer İhlâs ve Felak-Nas sureleri okunmasına dair hadîs-i şerîf vardır.
Hacet Duası:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ تَوْفِيقَ أَهْلِ الْهُدَى، وَأَعْمَالَ أَهْلِ الْيَقِينِ، وَمُنَاصَحَةَ أَهْلِ التَّوْبَةِ، وَعَزْمَ أَهْلِ الصَّبْرِ ، وَجِدَّ أَهْلِ الْخَشْيَةِ ، وَطَلَبَ أَهْلِ الرَّغْبَةِ، وَتَعَبُّدَ أَهْلِ الْوَرَعِ ، وَعِرْفَانَ أَهْلِ الْعِلْمِ، حَتَّى أَخَافَكَ.
اللَّهُمَّ إِنِّيِ أَسْأَلُكَ مَخَافَةً تَحْجِزُنِي عَنْ مَعْصِيَّتِكَ حَتَّى أَعْمَلَ بِطَاعَتِكَ عَمَلًا أَسْتَحِقُّ بِهِ رِضَاكَ، وَحَتَّى أُنَاصِحَكَ فِي التَّوْبَةِ خَوْفًا مِنْكَ، وَحَتَّى أُخْلِصَ لَكَ النَّصِيحَةَ حُبًّا لَكَ، وَحَتَّى أَتَوَكَّلَ عَلَيْكَ فِي الْأُمُورِ حُسْنَ ظَنٍّ بِكَ، سُبْحَانَ خَالِقِ النُّورِ.
“Allahümme innî es’elüke tevfika ehli’l-hüda, ve a’male ehli’l-yakîni ve münasahata ehli’t-tevbeti ve azme ehli’s-sabrı ve cidde ehli’l-haşyeti ve talebe ehli’r-rağbeti ve taabbüde ehli’l-vera’i ve irfane ehli’l-ilmi hatta ehafüke.
Allahümme innî es’elüke mehafeten tahcizünî an ma’sıyetike hatta a’mele bi-taatike amelen estahıkku bihi rizake ve hatta unasıhake bi’t-tevbeti havfen minke ve hatta uhlisa leke’n-nasıhate hubben leke ve hatta etevekkele aleyke fi’l-umuri hüsne zannin bike, Sübhaneke halikı’n-nuri.”
Anlamı: Allah’ım! Ben senden hidayet ehlinin başarısını, yakîn erbabının amellerini, tevbe edenlerin ihlâsını, sabredenlerin azmini, haşyet sahiplerinin ciddiyetini, rağbet erbabının isteklerini, takva ehlinin ibadet hallerini, ilim sahiplerinin anlayışını dilerim. Ta ki senden hakkıyla korkmuş olayım.
Allah’ım! Ben senden öyle bir korku isterim ki, beni sana isyan etmekten engellesin de, sana itaat ederek bir amel işleyeyim, onunla senin rızanı kazanayım. Böylece senden korkarak ihlâsla tövbe edeyim, sana muhabbetle ibadeti ihlâs üzere yapayım ve sana güzel zan besleyerek bütün işlerde sana tevekkül edeyim. Ey nuru yaratan, sen bütün noksanlıklardan münezzehsin! [1]
(Ömer Nasûhî Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli, Yasin Yayınevi s:272)