Hacı Bilal Efendi (1930 – 31.01.1997)
1930 yılında Of’un istavri (yemişalan) köyünde dünyaya geldi. Annesinin adı Ülfe, babasının adı Hamid’dir. Dinin emir ve yasaklarına dikkat eden bir anne babası vardı. İlkokulu köyünde bitirdi. Aynı zamanda köyün imam hatibi olan Pamuk dede lakaplı hoca efendiden Kur’ân-ı Kerîm tedrisatı gördü. Bu hocasına olan sevgi ve hürmeti hayatını baştanbaşa değiştirecek bir dönüşüme sebep olarak 1964 yılında Mahmud Efendi Hazretleri ile tanıştı. İlkokulu bitirdikten sonra mizacına uygun bir meslek olan ticaret hayatına atıldı. Ticaret hayatına bakkâliyecilikle başladı. Daha sonra toptancılık yapmaya başladı. Kabiliyeti sayesinde kısa zamanda 8 tırlık bir toptancı filosu işletmeye başladı. Medrese ilimlerini tahsile başladığı zaman böyle büyük bir şirketin sahibi idi. Kendisinden Kur’ân-ı Kerîm öğrendiği hocasını her zaman arar, halini hatırını sorardı. Bir keresinde hocası İstanbul’a, Efendi Hazretlerimiz ile görüşmeye gelmişti. Bilal Efendi kendisinden uzun süre haber alamayınca İstanbul’a kendisini görmeye geldi. Efendi ile tanışması da bu esnada gerçekleşmiştir.
O zaman 35 yaşlarında olan Bilal Efendi bütün işini gücünü askerden yeni gelen 22 yaşındaki oğluna devredip Fatih’ten bir daire kiralayıp okumaya başladı. 2 yıl Arapça ilimlerini tahsil ettikten sonra Efendi Hazretlerimiz ile emr-i bi’l-marûf için il il dolaşmaya başladı. Efendi Hazretlerimiz her çıktığı sefere Bilal Efendi’yi de mutlaka götürürdü.
Bir keresinde Bursa’ya giderler. Efendi Hazretlerimiz birkaç yerde sohbet ettikten sonra istirahat etmek için Ubeydullah hocanın yanına misafirhaneye gelirler. Misafirhanenin bulunduğu bina çıkmaz sokaktadır. Bilal efendiyi bir ahbabı evine davet eder. Efendi Hazretlerimiz misafirhanede istirahata çekilir. Bilal Efendi de ahbabının yanına gider. Hatıranın geri kalanını kendisi şöyle anlatır;
“Efendi Hazretlerimiz orada bıraktım ama içim içime sığmıyor, aklım hep Efendide. Saat 01.00 civarında aniden yataktan fırladım ve arabaya atlayıp Efendi’nin yanına geldim. Efendi Hazretlerimiz ne olduğunu anlamadan kendisini kucaklayıp arabanın yanına indirdim. Arabayı çalıştırıp binanın bulunduğu çıkmaz sokaktan çıktık ki 1-2 dakika sonra polisler orayı basıp Ubeydullah hocamızı gözaltına aldılar.”
Bilal Efendi fedakâr ve kalender adamdı. Efendi için her an canını verebilecek kadar severdi. Bu sevgisi sayesinde Efendi Hazretlerimiz – “Bilal sana da çok sıkıntı veriyoruz ama sizi ailemden kabul ettiğim için katlanacağınızı düşünüyorum” iltifatına mazhar olmuştur. Bilal Efendi ilim ehlinin sözlerine çok ehemmiyet verirdi. Yanında bir hatıra defteri bulundurur, bu deftere gittiği yerlerdeki âlimlerden bir hadis, bir ayet yazmasını isterdi. İlim ehline değer verdiği gibi birçok âlimin yetişmesine de vesile olmuştur. Recep Eryiğit hoca ve Bayram Ali Öztürk hoca bunlardan sadece birkaç tanesidir.
Bayram Ali hocamızın okumasına çok ehemmiyet vermiştir. Bir keresinde Bayram hocamız okumak istemediğini söylemiş, Bilal Efendi de Bayram hocamızı sahibi olduğu şeker imalathanesine götürmüş ve oradaki ustaya Bayram hocamızı en sıcak yerde çalıştırmasını söylemiştir. Bayram hocamız 1-2 hafta sonra geri gelerek tekrar okumak istediğini söylemiş ve binlerce kişini hidayetine vesile olmuştur. Bilal Efendi halk arasında da çok sevilen bir kimse idi. Çevresindeki işsizlere iş bulur, evlenme imkânı olmayanların evlenmeleri için gerekli yardımları yapardı.
Bilal Efendi yorucu çalışmalarından sonra siroz hastalığına yakalandı. Yemek borusundaki damarlar da çatlamalar olmaya başladı. Efendi Hazretlerimiz ile gittiği bir İngiltere seyahati sırasında orada ameliyat oldu. Bir müddet sağlıklı bir şekilde yaşadıktan sonra hastalığı tekrar yükseldi. 1997 yılının Ramazan ayının son cuması hastalığı arttı ve aynı gün vefat etti. Bütün sevenleri son vazifelerini yerine getirmek için cenaze namazını kılmaya geldiler. Çok kalabalık bir cenaze namazının ardından Adapazarı’nın Emirdağ kabristanına defnedildi. Efendi Hazretlerimiz Bilal efendinin tabutuna 3 kez vurup – “Bilal Efendi merak etme seni orada Meşayıhı Kiram karşılayacak” buyurmuştur. 4 tane oğlu olan Bilal Efendi, Adapazarı’na giderken Kaynarca yolu üzerinde Emirdağ kabristanında medfûndur.
Cenab-ı Hak kendisini dostlarına ilhak eylesin. ÂMİN…