Peygamber Efendimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ilim ve fazilet meşalesi eşi Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ), 612 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğmuş, 13 Temmuz 678 yılında (Hicri 17 Ramazan 58) Medine-i Münevvere’de vefat etmiştir. Babası Hazreti Ebû Bekir (Radıyallâhu Anh), annesi Ümmü Ruman binti Amir b. Umeyr (Radıyallâhu Anhâ)dır.
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) validemiz, yalnızca İslam tarihinin değil, insanlık tarihinin de en mühim kadın şahsiyetlerinden birisidir. Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ile uzun süre evli kalmış ve O’nun vefatından sonra da uzun süre yaşamış olması hasebiyle, ev halleri de dâhil olmak üzere ashabın büyük çoğunluğuna gizli kalmış sünnetin önemli bir kısmına ve özellikle Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şahsiyetine mahsus bilgiler bize onun vasıtasıyla gelmiştir.
Bilhassa kadınların özel halleriyle ilgili meseleleri çözümleme konusunda Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) mevzu bahis edilmeksizin bir fıkıh düşünebilmek imkânsızdır. Fetva vermede önde gelen sahabilerdendir. Nakledilmiş olan fetvaların toplanması durumunda bir cilt kitabın dolacağı beyan edilmiştir. Bu durum, onun vefat edene kadar kendisine başvurulan büyük bir fakih olduğunu göstermektedir.
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) validemiz, hadis rivayeti yönünden de ashabın önde gelenlerindendir. Binden fazla hadis rivayet eden sahabilerden, yani muksirundandır. Vahiylerin 23 yıllık nüzul sürecinin büyük bir kısmını Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in yanında geçirmiş, bu vesileyle ayetlerin önemli bir bölümünün nüzulüne de şahitlik etmiş, tefsir alanında ilim sahibi olmuştur.
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) Validemizin Üstünlüğü
Ahlâk ve edep açısından da tarihi örnek şahsiyetlerden biri olan Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ), Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ahlâkından kendisine sual edenlere, “O’nun (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ahlâkı Kur’ân’dı” cevabını verirdi. Müstakilen kaleme alınmış adab-ı şer’iyye eserlerinde ve hadis kitaplarının ilgili bölümlerinde kayıtlı bulunan hadis-i şeriflerin önemli bir kısmını onun rivayetleri teşkil etmektedir.
Ebû Musa (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre, Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ)nın üstünlüğünü şöyle beyan etmiştir: “Erkeklerden pek çok kimse olgunluğa erişti, kadınlardan ise İmran kızı Meryem ve Firavun’un karısı Asiye kemale erişenlerden oldu. Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü, tirit yemeğinin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir.”
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) buyurdu ki: “Ben on vasıfla üstün kılındım. Cebrail suretimi Peygamber Efendimize getirdi ve ‘bununla evleneceksin’ dedi.” Âişe validemiz, kendisini üstün kılan on vasfı da şöyle beyan etmiştir: “Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bakire olarak sadece benimle evlendi. Annesi ve babası da muhacir olan zevcesi (ailesi, hanımı) sadece benim. Allah, benim suçsuzluğum üzerine semadan ayet indirdi. Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) benimle beraber iken vahye mazhar olurdu. Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve ben aynı kaptan guslederdik. Ben onun önünde uzanmış yatarken namaz kılardı, (hastalığında ben tedavi ettim). Benim göğsüme dayalı olarak, benim odamda ve benim gecemde son nefesini verdi, benim odamda defnedildi.”
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) validemiz, vasiyeti üzerine Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)ın kıldırdığı cenaze namazını müteakip Cennetu’l-Baki‘ kabristanına defnedilmiştir.