“Allâh(-u Te‘âlây)a ibâdet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve sağ ellerinizin malik olduğu (ellerinizin altında bulunan köle, cariye, hizmetçi ve benzeri) kimselere tam manasıyla iyilik edin. Şüphesiz ki (Allah), kendini beğenen ve dâima böbürlenen kimseyi sevmez.”[1]
Tefsîr-i Kebîr’de zikredildiğine göre, bu âyet-i celîlede güzel ahlâkım on bir kısmı açıklanmıştır. Bunlardan altıncısı da “Fakirlere ve zayıflara iyilik” etmektir.
Fakirlere İyilik Hakkında Bir Hadîs-i Şerîf
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyete göre, Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Dulların ve miskinlerin ihtiyaçlarını görmek için çalışan kişi, Allah yolunda cihâd eden kişi gibidir.”[2]
Bir rivâyette de:
“(O kişi) hiç gevşeklik etmeden devamlı namaz kılan ve hiç ara vermeden devamlı oruç tutan gibidir.” buyurdu.[3]
İmâm-ı Tâvûs (Rahimehullâh) kız kardeşlerinin ihtiyaçlarını görmeyi, Allah yolunda cihâddan üstün tutardı.[4]
Mevlâ Te‘âlâ şöyle buyurur:
“İman edip iyi işler yapanlara, hakkıyla sakınıp inandıkları ve salih amel işledikleri, sonra hakkıyla sakınıp iman ettikleri, sonra hakkıyla sakınıp iyilik ettikleri takdirde, tattıklarından dolayı hiçbir günah yoktur. Allah, iyi iş yapanları sever.”[5]
Bu âyet-i kerîmede methedilenlerin sıfatlarından olan fakir fukaraya ihsanda bulunmak dünyevî bakımdan görünüşte bir kayıp olsa da, manevî bakımdan sırf kazanç olduğu konusunda hiç şüphe olmadığı gibi, Mevlâ Te‘âlâ dünyevî zararları da fazl-u keremiyle en güzel şekilde telâfi edebilir. Dolayısıyla insan, Mevlâ Te‘âlâ’ya güvenerek ihsândan elini çekmemelidir…[6]
Sadaka Vermek Malı Azaltmaz Bilâkis Artırır
“(Habîbim) De ki: Pis (ve kötü) ile temiz (ve iyi), pisin çokluğu hoşuna da gitse bir değildir. Öyleyse ey selim akıl sahipleri! (Pisten sakınıp, temizi tercih etme hususunda) Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.”[7]
(…)
Bu âyet-i celîleden anlaşıldığına göre, haram mal ne kadar çok olsa da neticede bereketsiz kalacak, helâl mal ne kadar az olsa da sahibine mübârek olacaktır. Nitekim Mevlâ Te‘âlâ: “Allâh(-u Te‘âlâ) faizi mahveder, sadakaları ise büyütür.”[8] buyurmaktadır. Dolayısıyla faizli malın çok görünüp sadaka ve zekâtı vermekle malın eksilmesi insanı şaşırtmamalıdır; çünkü Allâh-u Te‘âlâ haram olan o çok malı neticede mahvedecek, zekâtı verilen malı ise artıracaktır…[9]
İsmailağa Aşevi Hizmetleri ve Gıda Yardımları
Peygamberlerin sünnetinden olan ihtiyaç sahiplerine ikrâm ve yardımda bulunma hasleti, varlıklı kimselerden ihtiyaç sahiplerine mânevî bir köprü vazifesi gören aşevleriyle müşahhas bir hâle bürünmüş ve İslâm medeniyetinin yapıtaşlarından biri olarak günümüze kadar ulaşmıştır.İsmailağa; biri Avrupa, diğeri Anadolu yakasında olmak üzere, her gün talebe ve ihtiyaç sahiplerinden oluşan ortalama 2500 kişilik sıcak yemek ikrâmında bulunduğu iki ayrı aşeviyle ve düzenli olarak ulaştırmış olduğu gıda destekleri, sağlamış olduğu aynî ve nakdî yardımlarla bu mânevî köprüyü günümüzde de muhafaza etmektedir. Sizler de bu hizmetlere ve hayra destek sağlayabilir ve bütün bu hizmet ve faaliyetlerden hâsıl olacak ecir ve mükâfata ortak olabilirsiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız…
Dipnotlar
[1] Nisâ Sûresi:36
[2] Buhârî, Edeb:26; Müslim, Zühd:2
[3] Buhârî, Edeb:24; Müslim, Zühd:41
[4] Rûhu’l-Furkan Tefsiri, c.5, s.111
[5] Mâide Sûresi:93
[6] Rûhu’l-Furkan Tefsiri, c.8, s.71
[7] Mâide Sûresi:100
[8] Bakara Sûresi:276’dan
[9] Rûhu’l-Furkan Tefsiri, c.8, s.147