Doğumu ve Nesebi
İmam Bûsîrî (Rahimehullah) 1 Şevval 608’de Yukarı Mısır’da Behnesâ şehrine bağlı Behşim’de doğmuştur. Tam ismi Muhammed b. Saîd el-Bûsîrî’dir. Nisbelerinden birinin Sanhâcî olması onun aslen Mağribli olduğuna işâret etmektedir. Baba tarafından Bûsîrli olduğu için Bûsîrî, annesi tarafından da Delâslı olduğu için Delâsî gibi nisbelerle bilinmektedir.
Eğitimi ve Vazîfeleri
Nerede ve hangi eğitimi aldığına yeterli bir bilgi yoktur. Çocukluğundan itibaren Kur’ân eğitimi aldığı ezberlediği bilinmektedir. Daha sonraki dönemde Kâhire’ye giderek eğitimine devam etti. Şeyh Abdüzzâhir Mescidi’nde, İslâmî ilimlerle birlikte dil ve edebiyat dersleri de aldı. Daha çok siyer ve hadîs ilimlerine ilgi duymuş ve bu ilimlere yoğunlaşmıştır.
İmam Bûsîrî (Rahimehullah), eğitimini devam ettirip belli bir seviyeye geldiğinde tahrif edilmiş semâvî kitaplardan Tevrât ve İncîl’i incelemiştir. Bu arada, Hıristiyan ve Yahudilere karşı reddiyeler yazmaya başladı. İslâm devletlerinde genel ahlâk, kamu düzenini koruma ve denetleme görevlerini yerine getirmek maksadıyla teşkil edilmiş bulunan “hisbe” teşkilatında görev alması teklif edildi, ancak “Ben çarşı pazar işlerinden anlamam” diyerek bu görevi kabul etmemiştir.
Bir ara devlet hizmetinde bulunan İmam Bûsîrî (Rahimehullah), zamanın veziri Zeyneddin bin Ya‘kûb’un yanında vazife yaptıysa da bu görevi kısa sürdü ve bir süre sonra ayrıldı. Daha sonra Bilbîs kasabasında mâliye, kâtiplik ve muhâsiplik görevlerinde bulundu. Bilbîs’teki hayatı ve görevi de fazla uzun sürmedi. Buradan da Kâhire’ye geçti ve burada çalışmalarını sürdürdü. Bu arada, çocuklara Kur’ân-ı Kerim dersleri verip hâfız yetiştirmek maksadıyla bir medrese açtı. Ancak beklediği ilgiyi görmediğinden bunu devam ettiremedi ve kapattı.
Tarikata İntisaplı Bir Şâirdi
İmam Bûsîrî (Rahimehullah), Kâhire’den ayrıldıktan sonra el-Mahalle şehrine gitti. Burada kendisine devlet tarafından maaş bağlandı. Ancak, kendisine tahsis edilen maaşı vermekle görevli Hıristiyan memurların kasten ödemeyi geciktirmelerine sert tepki gösterdi ve şiirlerinde bunları hicvetti. Burada sebebi kesin olarak bilinmeyen bir kaza geçirdi ve bacağı kırıldı. Şâzelî tarikatına intisap eden İmam Bûsîrî (Rahimehullah), şeyhinin vefâtı üzerine bir mersiyeyi kaleme aldı.
Vefâtı
İmam Bûsîrî (Rahimehullah)ın ömrü sıkıntılar içinde geçti. Evlendikten sonra çocuklarının çok ve hanımının da huysuz olması, sıkıntılarını arttırdı. Diğer taraftan iş arkadaşlarının da işlerini düzgün ve sağlam yapmaması ve yolsuzluklarda bulunmaları, kendisini sürekli rahatsız etti. Sağlam karakteri, hakkaniyet konusunda çok titiz davranması, çalıştığı yerlerde uzun süre çalışmasına pek imkân vermemekteydi. Uzunca bir ömürden sonra seksen küsur yaşlarında İskenderiye’de Hicrî 645 yıllarında vefat etmiştir.
Kasîde-i Bürde
İmam Bûsîrî (Rahimehullah), Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) için “el-Kevâkibü’d-Dürriye fî Medhi Hayri’l-Beriyye” ismini verdiği bir kaside yazmıştır. Bu kaside, onun hastalıktan kurtulmasına vesile olduğu için, Kasîdetü’I-Bürde diye meşhur olmuştur.
Kâfiye harfi mîm olduğu için el-Kasîdetü’l-Mîmiyye, şairin tutulduğu hastalıktan kurtulmasına vesile olduğu için de Kasîdetü’l-Bürde diye meşhur olmuştur. Ancak Kâ‘b b. Züheyr’in kasidesi de aynı isimde olduğundan karışıklığa meydan vermemek için İmam Bûsîrî (Rahimehullah)ın ki Osmanlı daha çok Kasîdetü’l-Bürʾe şeklinde zikredilmiş ancak yine de literatürde Kasîdetü’l-Bürde diye tanınmaktadır.
Felç geçirdiğinde bir akşam kendisine şifâ vermesi için Cenâb-ı Hakk’a niyâz eden İmam Bûsîrî (Rahimehullah), rüyasında Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i görür. Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), İmam Bûsîrî (Rahimehullah)dan kendisi için yazdığı kasideyi okumasını ister. İmam Bûsîrî (Rahimehullah), “Yâ Rasûlallah! Ben senin için birçok kaside yazdım, hangisini istersin?” deyince Hazret-i Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kasidenin ilk beytini söyler. Bunun üzerine İmam Bûsîrî (Rahimehullah) kasidesini okumaya başlar, Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de sonuna kadar dinler. Bitince de hırkasını (bürde) çıkarıp onun üzerine üstüne örter ve eliyle vücudunun felçli kısmını sıvazlar. İmam Bûsîrî (Rahimehullah) uykudan uyanınca vücudunda felçten eser kalmadığını görür. Bu rüya hadisesinin halk arasında yayılmasından sonra bu kaside Kasîdetü’I-Bürde olarak meşhur olur. Cenâb-ı Hakk şefaatlerine nâil eylesin. Âmîn Yâ Muîn…