20 Ocak milâdî târihi, İmâm Şâfiî (Rahimehullâh) Hazretlerinin vefât ettiği gündür. Vefâtının sene-i devriyesi vesilesiyle ilme olan hizmetleri, eserleri ve şahsiyetiyle hatırladığımız İmâm Şâfiî (Rahimehullâh) Hazretlerini hayırla, minnetle ve şükranla yâd ediyoruz.
İmâm Şâfiî (Rahimehullâh) olarak bilinen ve tam adı İmâm Muhammed İbni İdrîs İbni Abbâs olan büyük imâm, bugün insanların amel etmekte olduğu dört mezhebin kesişme noktasını teşkil etmesi yönüyle de ilim târihî açısından mühim bir zâttır. Bir mezhebin kurucu imâmı, diğer iki mezheb imâmının talebesi, bir diğer mezheb imâmının ise hocalığıyla müşerref olmuştur. İmam Mâlik İbni Enes (Rahimehullâh)ın direkt ve İmâm Muhammed Şeybânî (Rahimehullâh) yoluyla İmâm-ı Âzam (Rahimehullâh)ın talebesi konumundadır ve İmâm Ahmed İbnü Hanbel (Rahimehullâh)ın da hocasıdır.
Doğumu ve Yetişmesi
Miladî 767 senesinde Gazze’de doğan İmam Şâfiî (Rahimehullâh)ın dedesi Şâfiî, Sahâbe-i Kirâm’dan idi. Babasının, henüz küçük yaşlarda bulunduğu sıralarda vefâtı üzerine annesi tarafından Mekke-i Mükerreme’ye götürüldü ve orada büyütüldü.
Yedi yaşında hafızlığını ikmâl etti. Mescid-i Harâm’da ders vermekte olan ulemâdan istifade etti. Maddî imkânsızlıklar sebebiyle, kalem ve kâğıt dahi bulmakta zorluk çekti. Bu zor şartlara rağmen ilim yolundaki sebatını muhafaza etti.
Önde Gelen Hocaları
Arapçayı, fasih konuşan kabilelerden öğrenmek maksadıyla Hüzeyl kabilesinin bulunduğu bölgeye gitti. Orada kaldığı müddet içerisinde edebiyat alanında olduğu gibi kültür ve tarih alanında da üst düzey bir birikim elde etti. Ayrıca ok atmayı da iyi derecede öğrendi.
Süfyan ibni Uyeyne, Müslim ibni Hâlid ez-Zencî (Rahimehumallâh)gibi devrinin büyük âlimlerinden dersler alarak İslâmî ilimlerin her alanında ve lügat, edebiyat alanlarında yüksek bir seviyeye erişti.
İmam Mâlik (Rahimehullâh)ın yanında dokuz sene kaldıktan sonra Yemen’de beş yıl boyunca kadılık vazifesini îfâ etti ve bu vazifenin ardından Bağdat’a dönerek İmam Muhammed eş-Şeybânî (Rahimehullâh)tan ders aldı.
İmam eş-Şâfiî (Rahimehullâh)tan bu dönemde ve bilhassa Mekke-i Mükerreme’de kaldığı dönemde, Hac yolculuğu için bölgeden geçen, muhtelif coğrafyalarda doğup büyümüş ve yetişmiş âlimler istifade ettiler. Sonrasında durağı tekrar Bağdat oldu.
Önde Gelen Talebeleri
İmâm Şâfiî (Rahimehullâh) Hazretleri ayrıca isimlerini zikretmiş olduğumuz büyük şahsiyetlerle beraber daha pek çok tâbiûn âliminin rahle-i tedrisâtından geçerek yetişmiş ve kendisi de hayatı boyunca çok büyük âlimler yetiştirmiştir.
Bağdat’a son gelişinde; İmam Ahmed ibni Hanbel ve İshâk ibni Rahaveyh ez-Zaferânî, Ebû Sevr İbrahim ibni Hâlid, Ebû İbrahim el-Müzenî, Rebi‘ ibni Süleyman el-Murâdî (Rahimehumullâh) gibi büyük zâtlar kendisinden müstefid oldular. İmam eş-Şâfiî (Rahimehullâh) ilerleyen senelerde Mısır’a gitmiş ve birçok eser kaleme alıp ve üst düzey talebeler yetiştirmek suretiyle ilmî hizmetlerini sürdürmüştür.
Vefâtı ve Türbesi
Yarım asrı ancak birkaç sene geçebilmiş kısa sayılabilecek ömrüne iki mezheb sığdırmış olan büyük imâm, milâdî 820 senesi 20 Ocak günü Kâhire’de vefât etmiş ve buradaki el-Mukattam dağında bulunan Kurâfe kabristanlığına defnedilmiştir. Eyyûbîlerden el-Melik el-Kâmil, İmâm eş-Şâfiî (Rahimehullâh)ın kabrinin üzerine 1211 senesinde türbe yaptırmış, Selâhaddîn-i Eyyûbî de türbenin yanı başına bir medrese yaptırmıştır. İmâm Şâfiî (Rahimehullâh) Hazretleri’nin hâl tercemesine dair daha evvel kaleme alınmış olan yazımızı buradan okuyabilirsiniz…