اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ اَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا
وَاَطَعْنَاۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿٥١﴾
“Mü’min’ler aralarında hüküm versin için Allâh’ın Kitab’ına ve Peygamberlerine çağırıldıkları vakit, onların sözü ancak: ‘İşittik ve itaat ettik.” Demeleridir. İşte felaha kavuşacak olanlar da onlardır.” (Nûr Sûresi, Âyet: 51)
Başka bir söz yok! Ancak (semi’nâ ve eta’nâ) “İşittik ve itaat ettik.” Duyar duymaz hemen “İşittik ve itaat ettik” İşte müminlerin sözü budur. Ancak bu Mü’min’ler felaha kavuşucudurlar, diğerlerine felah yok. Ama doğru söyleyin onların hükmüne itiraz etmeye cevaz var mıdır? İmkân var mıdır?
Allâh-u Te’âlâ Hazretleri ve Resûlünün hükmüne itiraz etmeye hakkın olacak ki itiraz edesin. Allâh Celle Celâlühû ve O’nun Resulünün hükmüne kimin karşı çıkmaya hakkı olabilir? Çünkü Allâh-u Te’âlâ Hazretleri ve O’nun Resûlü yanlış hüküm etmezler. Doğru bir hükmü kabul etmemek isyan olur. Bu, insanın kendisini cehenneme atmasıdır.
وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَٓائِزُونَ ﴿٥٢﴾
“Ve her kim Allâh’a ve Resûlüne itaat ederse ve Allâh’tan korkarsa ve O’ndan sakınırsa, işte kurtulucular bunlardır.” (Nûr Sûresi, Âyet: 52)
Her bir âyet nereye dayanıyor görüyorsunuz değil mi? Âyetleri böyle duyup, sadece lügat manalarında kalmamalıdır. Düşünmeli, tefekkür etmelidir.
Sevgili Mürşidimiz; Mahmut Efendi Hazretleri, Sohbetler