Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm ile başlayan İslâm fetihleri, Hulefâi’r-Râşidîn ve sonraki halifelerle onların emrindeki mücahid komutanlar ve orduları eliyle her geçen yıl daha da ilerilere taşınmış, İslâm toprakları genişlemiş, yeni yeni diyarların kapıları İslâm’a açılmıştır. Nizâm-ı âlem ilây-ı kelimetullâh gereğince Mü’minler, Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm’ın tebliğinin ulaşmadığı bir yer kalmaması için fetih ruhunu her zaman canlı tutmuşlardır.
Yavuz Sultan Selim Hân da İslâm fütuhatı denildiğinde akla gelen ilk isimlerden birisidir hiç şüphesiz. Hilâfete farklı bir boyut getirmiş, İslâm’ın izzetini, insanlık indinde çok daha üst seviyelere taşımıştır.
Selîm-i evvel, 9. Osmanlı sultânı, 88. İslâm halifesidir. Hâdimu’l-Haramyni’ş-Şerifeyndir, sert mizacı dolayısıyla Yavuz’dur, şehzadeliğinde Selim şâh olarak anılmıştır.
Tahta Çıkışı ve Futuhâtı
Sultanlık tahtına çıkışı da, sekiz yıllık saltanatı boyunca olduğu gibi büyük bir hareketlilikle gerçekleşmiştir. Safevî propagandasının da sebep olduğu yoğun gündem, Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinin kararlılığı ve başarısıyla dağıtılmış ve problemin kökten çözümü noktasında, ordunun dağınıklığına rağmen Sivas dolaylarına da yönelmek suretiyle direkt Şah İsmail hedef alınmıştır. Önce Kemah kalesini almış, sonra Şah İsmail’in üzerine yürümüştür. Onun, hezimete uğrayan ordusunu da bırakarak canını zor kurtarıp İran içlerine kaçtığı bu zafer, karşılaşmanın gerçekleştiği Çaldıran ovasının adı vesilesiyle Çaldıran Zaferi olarak anılmıştır.
Bu zaferi müteakip Anadolu’nun birliği de tam olarak sağlanmış, Dulkadiroğlulları gibi nüfuz sahibi Anadolu beyliklerinden biri daha Osmanlı hâkimiyeti altına girmiştir. Diyarbakır’ın fethi, Türk boylarının yeniden şekillenmesi konusunda büyük önem taşımaktadır. Ramazanoğulları beyliği de isteğiyle Osmanlı’ya iltihâk etmiştir.
Mısır seferi, Mekke ve Medine’nin hizmetinin devralınması, Memlüklerle savaş; Mercidabık savaşı, Ridâniye seferinde Memluk sultanının mağlup edilmesi, İslâm futuhâtı açısından Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri eliyle geçmiş mühim gelişmelerdir. Çok kısa olarak değerlendirilebilecek, 8 yıllık saltanatı boyunca Osmanlı sınırlarını 2,5 kat kadar genişletmiştir.
İleriye Dönük Mühim Yatırımlar
Hazineyi ağzına kadar dolduran ve Kanuni Sultan Süleyman’ın ve sonraki padişahların döneminde gerçekleştirilecek olan fetihlerin, devletin en geniş sınırlara ve en büyük güce ulaşmasının zeminini hazırlayan da yine Yavuz Sultan Selim Hân Hazretleridir.
Sultanlık tahtına çıktığında, sorunların otağı olan doğu meselesini öncelemiş ve seferlerini bu bölgede yoğunlaştırmıştır. O dönemde doğuda ulaşılabilecek son noktaya ulaşıldıktan sonra Batı’ya yönelmeye karar vermiş fakat ömrü vefa etmemiştir. Bu koca Sultan, sırtında çıkan bir çıban sebebiyle vefat etmiştir.
Batı’ya yönelik planladığı seferlerden önce donanmayı elden geçirmiş, deniz seferlerine hazırlık noktasında tersaneler kurdurmuş, bu tersaneler, ilerleyen dönemlerdeki modern tersanelerin de temelini oluşturmuştur.