Mürşidimiz Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimiz irşâd hizmetine az sayıda ihvân ile başladığı günlerden bugüne büyük bir dâvânın rehberi oldu. Câmiamız içinde onun açtığı yolda büyük âlimler ve önemli hizmetlerde bulunmuş büyük şahsiyetler yetişti. Bu şahsiyetlerden biri de, İslâm dâvâsına İzmir gibi mühim bir bölgede hizmet edip birçok şahsın tarîkat-ı âliye ile tanışmasına ve medreselerin açılıp pek çok âlim ve talebenin yetişmesine vesile olan İzmir Vekili merhûm Hüseyin Birgül hoca efendidir. Vefâtının sene-i devriyesi olan 21 Nisan tarihi vesilesiyle Hüseyin Birgül hoca efendi (Rahmetullâhi Aleyh)i hizmetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
Adı İmam Hüseyin Birgül olan hoca efendi (Rahmetullâhi Aleyh) 1928 senesinde Şanlıurfa’da dünyaya geldi. Babası, tarîkat ehli olan İbrahim Çavuş idi. Kendisine ‘İmam Hüseyin’ isminin verilişi şöyle anlatılmıştır: Annesi, Hüseyin Efendi’ye hamile olduğu sıralarda bağa giderken ahâlîden kimilerince deli; kimilerince velî olarak nitelendirilen meczûb bir zât gelerek Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)in amcasına yengesinin hamile olduğunu ve yakın zamanda dünyaya bir erkek çocuk getireceğini söyler. Amcasından çocuk doğduğunda kendisine getirilmesini ve ismini bizzat vermek istediğini ifade eder. Aile o meczûb zâtın talebine uyar ve Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) doğduğunda o zâta götürülür. Evvela Hüseyin ismi uygun görülürse de, ‘bu ismi koyarsak yaşamaz, İmam Hüseyin’ koyalım diyen zâtın işaretine uygun olarak kendisine ‘İmam Hüseyin’ ismi verilir.
Tarîkat-ı Aliyye’ye İntisâbı
Genç yaşlarında bir dönem Keçecilik yapan ve mesleği gereği Muş’a bağlı Norşin’e giden Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) burada bölgenin ‘Hazret’ olarak bilinen büyük Şeyhlerinden birinin müridleriyle karşılaşır ve Şeyh Efendi (Kuddise Sirruhû)yu rüyasında görmeyi arzu eder. Çok geçmeden bu isteği yerine gelir ve bir gece Şeyh Hazret (Kuddise Sirruhû)yu rüyasında, rahlede Kur’ân-ı Kerîm okur vaziyette görür. Şeyh Hazret (Kuddise Sirruhû) ona, kendisine gelmesi yönünde işârette bulunur. Rüyadan uyanan Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) ilk iş olarak Şeyh Hazret (Kuddise Sirruhû)nun müridlerinden birine rüyasında gördüğü zâtı târif eder ve o zâtın Şeyh Hazret (Kuddise Sirruhû) olduğunu doğrular. Aradan birkaç gün geçtikten sonra bir rüya daha görür. Rüyasında Şeyh Hazret (Kuddise Sirruhû)nun: “Gel sana bir şeyler öğretelim” dediği sırada Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)in babası İbrahim Çavuş merhûm kapıdan içeri girerek: “Önce bana öğretin öğreteceklerinizi, kabul edersem oğluma da öğretirsiniz.” der.
Hüseyin Efendi memleketine dönüp de bu rüyaları babasına anlattığında babasından: “Oğlum, senin sahibin var ve seni bırakmıyor” cevabını alır ve babasının şeyhi olan yörenin sevilen ve hürmet gösterilen Zülcenâheyn âlimlerden Hacı Müslim Hafız Efendi (Kuddise Sirruhû)nun kapısını intisâb niyetiyle çalarlar. Şeyhin talebi üzerine istihâreye başvurulur ve istihârenin uygun çıkmasıyla beraber Hacı Müslim Hafız Efendi (Kuddise Sirruhû)ya intisâbı gerçekleşir. Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) onun terbiyesinde manevî mesafeler kat eder. Hüseyin Efendi merhûmun Hacı Müslim Hâfız Efendi (Kuddise Sirruhû)yu her dâim hayır, minnet ve rahmetle yâd ettiği, üzerindeki manevî hakkın büyüklüğünü her fırsatta dile getirdiği nakledilmektedir.
Bazı Hâlleri ve Gördüğü Bir Rüya
Bir dönem Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)den farklı bir hâl ârız oldu. Bu hâli şöyle anlatmıştır:
“Sabah namazlarımı kılmak üzere evimden çıkıp camiye doğru ilerlerken ezan sesini duymaya başladığımda yürüyemez, esas duruşa geçerdim. Ne zaman ki ezan biterdi, tekrar yürümeye başlardım. Bir başka caminin ezan sesi gelmeye başladığımda gayriihtiyari yeniden durur ve beklerdim. Böyle böyle camiye ulaşmam epey bir vaktimi alırdı.”
Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) bir gece rüyasında, Balıklıgöl Camii olarak bilinen Rızvâniye Camii’nde bir zâtın, kendisine şeftali ikrâm ettiğini görür. Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh), şeftaliyi ısırır ve ısırır ısırmaz uyanır ve rüyasında ısırmış olduğu şeftalinin tadını ağzında hisseder.
Bir başka gece yine aynı zat, Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)in rüyasına girer. Elinde bu sefer nar vardır ve Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)e ikram eder. Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) narı ısırır ısırmaz uyanır ve uyandığında narın tadı ağzındadır. Rüyayı muhakkak anlatması gerektiğini anlar ve babasına anlatmaya karar verir.
Gördüğü rüyâyı babası tâbir eder ve sırrı açıklar: “Oğlum rüyanda gördüğün zât Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhû)dur. Bizler Hazreti Ömer İbnü’l-Hattâb (Radıyallâhu Anh)ın soyundan geliyoruz. Bize ve neslimize sahip çıkarlar, siz kendi kıymetinizi bilin.” Bu tabirin sırrına da uygun olarak Evliyâ-i Kirâm Hazerâtı (Kaddesallâhu Esrârahum) Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)e, mürşidinin âhirete irtihâl ettiği, hayatının önemli dönemeçlerinden birinde sahip çıkarlar.
Efendi Babamız Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû)ya İntisâbı
1954 senesinde gümrük muhafaza memuru olarak memuriyete başlayan Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) derslerini aksatmamaya özen gösterir ve 1958 senesinde Şeyhi Hacı Müslim Hâfız Efendi (Kuddise Sirruhû)nun vefâtından sonra derslerinde süflüler (cinler) tarafından rahatsız edilince rüyasında Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) Efendi Babamızı görür.
Efendi Babamız Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) İstanbul’dadır; Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) de… Hatta Çarşamba’dan gelip geçmekte ve Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû)nun talebeleri ve ihvânıyla da selâmlaşmaktadır fakat tayin edilmiş olan intisâb vakti gelmemiş olmalı ki, buluşmaları gerçekleşmemiştir.
Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)in tayini bir süre sonra Bandırma’ya çıkar ve orada alışveriş yapmakta olduğu bir bakkalla aralarında tarîkat-ı âliye hakkında bir sohbet geçer. Efendi Babamız Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû)yu arayış içinde olduğunu söylediğinde bakkalın yönlendirmesiyle Efendi Babamız (Kuddise Sirruhû)nun Bandırma’daki vekili olan Müezzin Süleyman Efendi’den ders alır ve Efendi Babamız (Kuddise Sirruhû)yu ziyâret için İstanbul’a tekrar döner.
İzmir Vekili Olarak Vazifelendirilmesi ve Hizmetleri
Efendi Babamız Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû)nun vefâtının ardından mürşidimiz Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimize intisâb eden merhûm Hüseyin Efend, 1980 senesi gelip de emekli olduğunda memleketine gitmek üzere vedalaşmak için Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizi ziyâret edip kendisinden müsâade ister. Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimiz kendisine: “Siz artık İzmir’de kalacak ve orada bizim vekilimiz olarak görev yapacaksınız.” der. Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) vazifenin ağırlığının de verdiği mahcûbiyetle: “Aman Efendim! Ben ne hocayım ne de ilmim var.” şeklinde mukâbelede bulununca Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimiz ona: “Sen o işlere karışma. Biz istersek kara cahili bile hoca ederiz” der ve Hüseyin Efendi merhûm İzmir’e intikal edip vâzifeye başlar.
Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) hizmette bulunmanın son derece zor olduğu bu bölgede özveriyle çalışır ve kısa sürede epey mesâfe kat eder. Aradan bir müddet geçtikten sonra Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimiz İzmir’e irşâd ziyâreti için vardığında Karşıyaka’da bir camide sohbet etmekte olan Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)i camiyi doldurmuş olan kalabalık cemâatiyle beraber görünce kendisine, İzmir’e gönderirken söylemiş olduğu sözü hatırlatır.
…
Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) bu yönüyle Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin ihvânına örnek gösterdiği bir kimse oldu. Hicâz’da sohbet ederken çevresindeki ihvana: “Biz istersek kişiyi hoca da ederiz âlim de! Örnek görmek isteyen İzmir vekilimiz Hüseyin Efendi’yi görsün.” şeklinde örnek göstererek kendisine iltifatta bulunmuştur.
Hüseyin Birgül Hoca Efendi’nin Vefâtı
Hüseyin Birgül hoca efendi hastalığının ardından kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavi gördükten sonra 21 Nisan 2013 Pazartesi günü vefât etti ve 22 Nisan 2013 Salı günü Karşıyaka Soğukkuyu Camii’nde Denizli vekili İbrahim Efendi tarafından kıldırılan cenâze namazının ardından Karşıyaka Doğançay mezarlığına defnedildi.
Merhûm Hüseyin Birgül hoca efendinin adının İslâm’a hizmet eden kullar listesine kaydedildiğine inanıyoruz. Mevlâ Te‘âlâ İslâm’a hizmet eden bütün Müslümanlardan râzı olsun ve İslâm’a samimiyetle hizmet eden mü’min ve mü’minâtın sayılarını artırıp onları muvaffâk kılsın. Âmîn.