Papa’nın çağrısı sonrası düzenlenen 1. Haçlı seferi ile toplanan Hristiyan orduları, 1099 yılında Kudüs şehrini ele geçirmiş ve tarihte yapılan en büyük katliamlardan birini gerçekleştirmişti. Kadın, çocuk demeden onbinlerce Müslüman ve Yahudi insan katledilmiş ve bu cesetlerin kan birikintisi, askerlerin bileklerine kadar yükselmişti.
Bu katliam ve yenilgi sonrası, İslâm dünyası büyük bir üzüntüye kapılmıştı. Mekke ve Medine şehirlerinden sonra en mübarek toprağımız olan, Kudüs şehrinin bu şekilde kaybedilmesi ve icrâ edilen katliam sonrası, bu şehir neredeyse 200 yıl Haçlıların elinde kalmıştı. Kudüs ve çevresinde birçok haçlı devleti kurularak uzun yıllar boyu, müslümanların can ve mal güvenliği elden gitmişti.
Yağmalanan Kervan
Büyük İslâm Komutanı, Selâhaddin Eyyûbi bölgesinde ki iç karışıklıklara son verdikten sonra bütün gayretini, Haçlı devletleri aleyhinde sarfetmekteydi. Bu mücadele esnasında arada anlaşma olmasına rağmen kendisine bağlı bir kervan, Haçlılar tarafından yağmalanmıştı. Bu yağma olayından peşinden, çalınan eşyalar derhal Kudüs Haçlı Kralı Guy’den istenmiş ama bir gelişme olmamıştı.
Bu sebeple ordusunu toplayan Selâhaddin Eyyûbi, bütün İslâm dünyasından cihad için destek istedi. Bölgedeki İslâm ülkelerinden gelen, gönüllü mücahidlerin katılımı ile ordunun mevcudu 30 bin kişiye ulaştı. [1]
Tapınak Şövalyeleri
Kudüs fethi ve Filistin’in kurtulması için yollanan Eyyubi Keşif ordusu, Taberiye gölü etrafında faaliyet yürütmekteydi. Bu faaliyetleri takip eden Hospitalier ve Tapınak Şövalyeleri’ne bağlı keşiş-askerlerden oluşan bir ordu saldırıya geçti. Eyyübilere bağlı bu keşif birliği az sayıda askeri olmasına karşı üstüne gelen bu şövalyeleri yenerek imha etti. Böylece Hittin Savaşı öncesi ilk zafer elde edilmiş oldu.
Kudüs Kralı Guy ve haçlı askerleri ile Selahaddin Eyyubi’ye bağlı İslâm ordusu, 4 Temmuz 1187 tarihinde karşı karşıya geldi ve muharebeye tutuştular. Sultan Selahaddin’in aldığı tedbirler ile susuz kalan haçlılar su kaynaklarının olduğu bölgeye saldırdılar ama püskürtüldüler. Bu arada Sultan’ın askerlerinden , Mengü Bars isimli mücâhidin tek başına haçlı saflarına dalıp şehid olması, bütün İslâm askerlerini coşturdu ve toplu hücuma kalktılar. Bu amansız hücum ile Haçlı safları yarıldı ve savaş Eyyübilerin lehine döndü. Gönüllü askerlerden birinin otları yakması sonucu, duman içinde kalan Haçlı askerleri bozguna uğradılar. Haçlı Kralı son bir hamle ile Hittin tepesinde direnişe geçsede, mağlub olarak esir alındı. Bu savaşta 17 bin kadar Haçlı askeri imha edilerek, Kudüs fethinin yolu açılmış oldu. [2]
Bu savaş sonunda, haçlı topraklarına yüründü ve Akka, Nablus, Yafa, Tebnin, Beyrut ve Aşkelon fethedildi. Peşine Kudüs kuşatıldı ve fethedilerek buradaki 200 yıla yakın devam eden küfür ve zulüm nizamı yok edildi. Haçlılar bir daha asla eski güçlerine kavuşamadılar. Bu zaferlerin ardından yeni bir haçlı seferi için Papa’nın yaptığı çağrıya uyan Hristiyan orduları, gene yenilgi ile bölgeden ayrıldılar.
Mübarek Kudüs toprağı için savaşan ve hizmet eden bütün İslâm askerlerine, Rabbimizden gani gani rahmet diliyoruz. Ve en kısa zamanda, Kudüs’ün yeniden İslâm toprağı olmasını rabbimizden niyaz ediyoruz.
Dipnotlar
[1] Ali Berktay, Arapların Gözünden Haçlı Seferleri s. 187.
[2] İmmadeddin, El-Feth el-Kussi fi’l-Fath al-Kudsî, s. 194.