Kardeşlik duygusu, en ulvî duygulardan biridir. Zira Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulmuştur:
[اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟]
“Müminler ancak kardeştirler! Öyleyse kardeşleriniz arasında barışı sağlayın! (Her konuda olduğu gibi, din kardeşlerinizin arasını bulmayı önemsememe hususunda da) Allâh’tan hakkıyla sakının! Tâ ki siz rahmet olunasınız!”[1]
Mü’minler, yaratılış itibarıyla aynı ana-babadan gelmiş olmak bakımından kardeştirler. Onlar; imanda, niyette, amelde, iyilik ve güzellikte, yardımlaşmada ortaktırlar. İnsanoğlunu birlikte tutan en önemli unsurların başında da cemaat olmak, ibadetleri beraber eda etmek gelir. Allah Te‘âlâ kardeşlik hissinin iman ve ibadetlerle olan münasebeti hakkında şöyle buyurur:
[فَاِنْ تَابُوا وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ فَاِخْوَانُكُمْ فِي الدّ۪ينِۜ وَنُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ]
“Ama eğer (kâfirlikten vazgeçip) tevbe ederler, o (farz) namaz(lar)ı hakkıyla kılarlar ve zekâtı verirlerse, işte (onlar) sizin (soyda olmasa da) dinde kardeşlerinizdir. Biz bu âyetleri(, müşrikler ve zimmîler hakkında gözetilmesi gereken hükümleri) bilmek (isteğin)de olan bir toplum için iyice açıklıyoruz.”[2]
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kardeşlik hissinin îmân ile olan alâkasını şöyle ifade buyurmuştur: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, aranızda sevgi ve muhabbeti ikame etmedikçe de iman etmiş olamazsınız.”[3]
İhvân Kardeşliğinin Önemi
Genel manada kardeşliğin yanında, daha özel niyet ve birtakım işlerde Allah (Celle Celâluhû)nun rızâsını kazanma gayesiyle kurulan daha özel kardeşlikler, tarîkat-ı aliyyedeki kardeşliği, yani “ihvân” kimliğini teşkil eder.
Mahmud Efendi Hazretleri, sohbetlerinde ihvân olmanın önemini sıklıkla vurgulamış, ihvânın birbirini sevmesi, yardım ve desteklerini esirgememesi konusunda nasihatlerde bulunmuştur. “İhvân birbirini severse kalpleri birleşerek Mevlâ’ya yükselir” buyuran Efendi Hazretlerimiz, “Sizin altına ne ihtiyacınız var?! Ben sizi çok değerli olan saf altın olarak görüyorum” ifadeleriyle ihvâna olan sevgisini beyan etmiş ve “Ben sizi gördüm; yorgunluğum geçti” ifadeleriyle, ihvân ile birlikte olmanın hissî tesirini beyan etmiştir.[4]
Bayram ve Kardeşlik
Kardeşlik hislerinin toplum içerisinde gelişimi ve kökleşmesi, küskünlerin barışması ve sosyal yardımlaşmanın artırılması konusunda bayram günlerinin ve hassaten Kurban ibadetinin büyük bir tesiri vardır.
Günün anlam ve önemine binaen Kurban bayramı sabahını, sabah namazı vesilesiyle İsmailağa Camii’nde karşıladık. Cami-i şerîfi dolduran cemaatimizle, kurban ve bayram konulu sohbetten hissedar olduk.
İsmailağa’da Bayram Sohbeti
Kurbanla özdeş olan; takvâ, teslimiyet, sadakat, fedakârlık ve yardımseverlik gibi hasletler üzerinde yoğunlaşan sohbet ve hutbede, kurbanın fıkhî yönü ve kesim esaslarının yanında, kurbanlık hayvanın evsafı konusunda açıklamalarda bulunuldu. Sohbette; kurban edilecek hayvanın evsafı kadar, kurban kesecek mükellefin evsafının da önemli olduğuna dair hatırlatmalarla beraber, bayram ziyaretlerinin şeriata uygun yapılması gerektiğine dair ikazlar da yer aldı.
İşrâk vaktinin girişiyle bayram namazını edâ ettik; bu güne özel hutbeye kulak verdik. Hocamızın minberden inişinin ardından ellerimizi hep birlikte semaya kaldırarak vatanımız, milletimiz ve âlem-i İslâm için, Ümmet-i Muhammed’in salâh ve felâhı için dua ettik.
Bayramlaşma ve Musafaha
Bayramlaşmak, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in sünnetlerindendir. Zira O’nun ve ashâbının, bayram günlerinde birbirlerine, “Allah Te‘âlâ sizden ve bizden kabul etsin!” sözleriyle duada bulundukları nakledilmiştir.
Lütfedip bizleri mübârek bayram sabahına ulaştıran Cenâb-ı Hakk’a hamd eder, kurban ibadetini ve bayram vazifelerimizi bizlere tebliğ ve beyan eden Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e salât-ü selâm ederiz. Kurban bayramının tüm İslâm âlemi için hayırlara vesile olmasını niyâz ederiz.
Dipnotlar
[1] Hücurât Sûresi:10
[2] Tevbe Sûresi:11
[3] Müslim, Îmân:93
[4] Nakletmiş olduğumuz sözler için bkz. Mahmud Efendi Hazretlerinden Duyulan Hikmetli Sözler, s. 387.