Âlemlerin Rabbi olan Allâh Te’âlâ’ya sonsuz kere hamd-ü sanâlar olsun ki, fazîletleriyle bizi kuşatmış bulunan, Hac farizâsı ve kurban vecîbesi gibi iki kutlu ibâdetin yanında daha pek çok bereketi ihtivâ eden eşhuru’l-hurum’dan Zilhicce ayına ve hususan Kurban Bayramı’na vâsıl olduk.
Bayram vesilesiyle, Hac farizâsını ifâ etmekte olan hacılarımıza; kurban vecibesini yerine getirmek adına, kurbanlıklarının etrafında bulunan mükellef kardeşlerimize ve bayram coşkusunu yaşayan küçüklerimiz başta olmak üzere, cümle mü’minlere bereket, sıhhat, selâmet ve âfiyetler dileriz.
Geçtiğimiz senelerdeki bayramlarda birlikte bulunduğumuz, yamacında ve gölgesinde barındığımız büyüklerimiz; gözümüzden dahi kıskanıp bakmaya bile kıyamadığımız kimi küçüklerimiz bu bayram aramızda yoklar. Bu durum karşısında, ‘’إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ’’ ‘’Şüphesiz biz Allâh’a ait (kul ve köleler)iz ve kesinlikle biz ancak O’na dönücü kimseleriz!’’ hakikatinin bilinciyle, âhirete irtihâl etmiş cümle geçmişlerimize rahmet dileriz.
Son nefese dek yeryüzünün asıl unsuru nefs terbiyesinin ihrâm ile müşahhas örneği, hiçbir canı incitmeme halinin bir timsali, tavafı ve şeytan taşlamasıyla mahşerin azîm bir provası hac; bağlılık ve teslimiyetin merhametle birlikte kurbana istihalesi kurban ile yeryüzünde bir arada bulunması başka bir zaman ve başka bir yerde mümkün olmayan o eşsiz manevî güzelliklerin bütünüdür Kurban Bayramı…
Senenin istisnasız her günü ve her dakikasında açık olan Hak’ka kurbiyetin yolu, kurban bayramında akan kanlar ve ikramlarla kurulan dost köprüleriyle beraber somut bir şekilde çıkar karşımıza. Küskünler barışır, her zamankinden daha dikkatli olunur ve nezaketli davranılır muhataplara.
Bayramı Buruk Karşılayacak Kardeşlerimiz Unutulmamalı
Bir yanda bölünmüşlüğün beraberinde getirdiği kargaşa, kaos ve hayalet şehre dönüştürülmüş eski kentler, diğer yanda göçe zorlanmış çaresiz insanlar. Bombalara maruz kalmış, silah sesleri altında korku ve endişeyle ürpermiş, enkaz altında kalmış yahut kurşunların boy hedefi haline gelmiş, sindirilmiş din kardeşlerimiz. Onlarla kurban eti ve ikrâmlar vesilesiyle bütünleşmeli, Ümmetin ve insanlığın içler acısı ahvâli için hiç olmazsa gönülden dertlenilmeli ve bayramın bereketi ile bu karabulutların dağılması için yürekten dualarda bulunulmalıdır.
Yoksullarımız, ihtiyaç sahiplerimiz ve çaresizlerimiz bilhassa yetimlerimiz memnun edilmeli, halleri ve hatırları sorulup ihtiyaçları giderilmeye çalışılmalıdır. Gurbet hali, ne tür bir yaşantı içerisinde bulunulursa bulunsun, ağır ve güç bir haldir. Bir araya gelemediğimiz gurbetteki yakınlarımıza bayram vesilesiyle daha bir yakınlık gösterilmeli, yanlarında olduğumuz ve gönül birlikteliğimiz senenin diğer günlerine nazaran daha bir önemle, samimi perdeden ifade edilmelidir.
Bayramda yapılması gerekenler bunlardan ibaret değildir hiç şüphesiz. Bu konuya dair amelleri bir başka yazımıza derç etmiş bulunuyoruz. Kurban Bayramında dinî görevlerimiz için bkz.
Duâya Sarılmalı Tekbirler Dilden, Tesbihler Elden Bırakılmamalı
Bayramlar yerdeki coşkunun yanında, semâ kapılarının da sonuna kadar açıldığı günlerdir. Bu sebeple duâ ve zikre sâir zamanlardakinden daha çok sarılmalıdır. İnsanlığın maruz bırakıldığı mezalim ve dramın kalkması, üzerimizdeki karabulutların dağılması, hassaten memleketimizin yakasını bir gün olsun bırakmayan terör ve anarşinin son bulması ve dahi bütün temennilerin makbûliyeti için samimi bir şekilde ve topluca duâ edilmelidir.
Bu hissiyatla, bütün İslam âleminin Kurban bayramını tebrik eder, hac farizasını ifâ eden kardeşlerimizin hac ibadetlerinin, kurban vecîbesini yerine getiren kardeşlerimizin kurbanlarının ve bilcümle ibâdetlerimizin rabbimiz katın makbul olmasını diler, bayramın vesile olduğu kardeşlik, dayanışma ve kaynaşma ruhu ile bütün sene boyunca yeryüzünde yaşayan herkesin barış, huzur ve esenlik içinde yaşamasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederiz.
İsmailağa Câmii İlim ve Hizmet Vakfı