أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
﴾يُر۪يدُونَ اَنْ يُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّٰهُ اِلَّٓا اَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ﴿
Bir beyitte şöyle gelir:
“Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) buyurmuştur ki,
Eşrat-ı kıyamette okunmaya ilim gide,
Ola hem cehl-ü şerr-ü şûr”
Medreseler kurup dinî ilimleri tahsil ettirmedikçe, İslâmiyeti ispat edemeyiz. Ben size çok kolay olan bir şey teklif ediyorum. Müslümanlardan mesela beş kişi birleşsin, bir daire kiralasınlar, içini gereken eşyalarla döşesinler, bir hanım hocayı görevlendirsinler, o hoca mahallenin hanımlarına orada Kur’ân-ı Kerîm ilmini tahsil ettirsin. Keza başka bir dairede de erkek hoca o mahallenin erkeklerini okutsa, bütün mahallelerde böylece bir erkek, bir kız medresesi bulunsa, biiznillâh İslâmiyet gelir.
Tarikat derslerinde gevşeklik yapanlar da, Arapçayı tahsil etmekte gevşeklik gösterenler de, Allah-u Te‘âlâ’nın nurunu söndürmeye çalışanlardandır. Dersimizdeki âyet-i celîle okununca zannediliyor ki, bu âyet-i kerîmenin muhatabı kâfirlerdir. Hayır! Bilâkis onlar değil, Allâh-u Te‘âlâ’nın nurunu söndürmeye çalışan belki sen, belki de benimdir.
Mevlâ Te‘âlâ bu âyet-i celîlesiyle buyurmuş oluyor ki: “Benim dinim aranızdan çekiliyor, süzülüp gidiyor, neredesiniz, neredesiniz?” şu da var ki, Allâh-u Te‘âlâ’nın nuru söndürülmeye ne kadar çalışılsa da, Allâh-u Te‘âlâ nurunu tamamlayacaktır.
Kur’ân ilmini tahsil için Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna kadar bütün şehirlerimizden ana ve babalarını, evini yurdunu bırakarak Allâh-u Te‘âlâ’nın rızası için İstanbul’daki medreselerimize geliyorlar, sonra geri dönüp memleketlerini irşad ediyorlar.
İşte, Mevlâ Te‘âlâ nurunu tamamlattırıyor. İstanbullular ise, medreseler, hocalar hemen yanlarında olduğu hâlde gelip okuma tenezzülünde bulunmuyorlar, baklava yapma, börek açma ile uğraşıyorlar, ondan sonra da kendilerini herkesten iyi biliyorlar. Sure-i Tövbe’de Mevlâ Tealâ şöyle buyuruyor:
“Onlar Allah’ın nurunu (şeriatını) ağızlarıyla (sözleriyle) söndürmek istiyorlar. Fakat kâfirler hoşlanmasa da, Allah-u Te‘âlâ muhakkkak nurunu tamamlamak diliyor.” (Tevbe Sûresi:32)
Dinin aleyhine konuşmak, dini ağız ile söndürmek demektir.
Hocalarımız Bizim Gözümüzün Bebeğidir
(…) Medreselerimizde İslâmî ilim okutan hocalarımız bizim gözümüzün bebeğidir. Onları bekleyeceğiz, kendilerini herhangi bir kötülüğe maruz bırakmadan koruyacağız. Tek bir hoca kızımız, bana bütün dünyadan daha değerlidir. Ama Dîn-i Mübîn-i İslâm’a ters bir harekette bulunursa benim sevgimin ona ne faydası olur?
Büyükleri, hoca kızlarımıza: “Yavrum, kızım! Bu yolda beraberiz, mademki gayemiz aynı, gördüğümüz birtakım hataları sizlere duyurmamız lâzım. Kâfirlerin âdetlerinden, giyiniş tarzlarından, sizlerde iğnenin tepesi kadar nişan olmasın. Zira Allâh-u Te‘âlâ, mahlûkatı içerisinde sadece Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i sever, bir de kimin üzerinde onun nişanı var ise, o kimseyi sever” diye nasihat etmeleriyle görevlendiriyorum.
Yalnız nasihatlerinizi sert yapmayın. Hataları olsa da onlar din düşmanlarının içinden çıkıp geldiler. Onlara ana, baba, dede, nine gibi olalım. Düşmanlıkla değil, dostluk ile muamele edelim.
Âh müslüman kardeşim! Dünyada, dini İslâm olmayan bütün ülkeler bizim düşmanımızdır. Bizlere kötülük, hezimet, mağlubiyet gelmesini gözetir dururlar. Bu durum karşısında biz ne yapmalıyız? Kâfirleri sevmeyen, takva sahibi ve sabrediciler olmalıyız. Bu takdirde onların hileleri bize zarar vermez biiznillâh… (Mahmud Efendi Hazretleri, Sohbetler)
Talebelerin Yetişmesine Katkıda Bulunun
İsmailağa câmiası, Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin rehberliğinde hâfızlık müessesesine dünden bugüne çok önem vermiş, hâfızların yetiştirilmesi ve ilim tahsilinin sürdürülmesine yönelik faaliyetlerini seferberlik yoğunluğunda sürdürmüştür.Sadece İstanbul’da binlerce talebe hâfızlık ve İslâmî ilimlerin yolu olan Arapçaya ait ilimleri tahsil etmektedir. İsmailağa Hâfızlık ve Arapça medreseleri hakkında detaylı bilgi almak ve bu ilmî faaliyetlere ortak olmak için tıklayınız…