MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU (1892-1984)
1892 yılında Adana’da dünyaya geldi. Ünlü Ramazanoğulları ailesindendir. İstanbul’a geldiği zaman bazı maneviyat büyükleriyle tanıştı. Tasavvufa ilgi duydu. Esad Erbilli Efendi’nin irşad halkasına katıldı. Din ve tasavvuf ilimlerini öğrendi. Bu alanda büyük mesafe kat etti. Hocasının ilim ve terbiyesinde yetişti. Ulaştığı manevi dereceler sebebiyle Adana’ya irşad hizmetleri için görevlendirildi. İrşad hizmetlerine engel olacağı endişesiyle hakimlik ve savcılık görevlerine ilgi duymadı. Geçimini temin etmek için muhasebecilik mesleğini seçti. Ailesinden kendisine büyük bir servet kalmasına rağmen, bunu almadı. 1951’de Adana’dan İstanbul’a geldi. Devrinin büyük din âlimleriyle görüştü Onlarla samimi ve sırf Allah için dostluklar kurdu. 1953 yılında Hac dönüşü, bir arkadaşıyla Şam’a geldi.Bir yıl kadar Şam’da kaldı.Şam dönüşü, önce İstanbul Beyazıt’a, sonra da Erenköy’e yerleşti. Erenköy Camii sohpetleri ve özel sohbetleriyle irşad hizmetlerini yürüttü. Medine’ye gitti. İstanbul’da başlayan hastalığı, Medine’de de devam etti. O hiçbir zaman bu hastalıklardan şikâyet etmedi. 12 Şubat 1984 günü Medine’de vefat etti. Cennet-ül Bâki’ye defnolundu.
Şöyle buyurdu;
Bir insan bir kula hizmet ediyor, mukabilinde ücretini, mükâfatını alıyor. Şu halde mahlûkattan mükâfat alınırsa Cenâb-ı Hakk için çalışan acaba mükâfatsız mı kalır? Bir kimse bir kuldan müteaddid (çok) defalar ihsân görürse ona dâima minnettâr kalır. Ve hatırından çıkarmaz. Şu halde Cenâb-ı Hakk’ın binlerce ni’metini gördük, şükretmek lâzımdır. Tefekkür edilmezse küfrân-ı ni’met (nimeti inkar) edilmiş olur.