12 Şubat milâdî tarihi, Ali Haydar Ahıshavi Efendi Babamızın: “Bize iki Şeyh sevdirildi. Biri Alvarlı Mehmed Lütfi Efe, diğeri Mahmud Sâmi Efendi” sözleriyle muhabbetlerini ifâde ettiği Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri’nin vefâtının sene-i devriyesidir. Bu vesileyle Sâmi Efendi Hazretleri’ni irşâd hizmetleri, ilmî faaliyetleri, hizmetleri ve eserleriyle hatırlıyor, rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
Mahmud Sami Ramazanoğlu (1892-1984) Kimdir?
Mahmud Sami Ramazanoğlu 1892 yılında Adana’da dünyaya geldi. Ünlü Ramazanoğulları ailesindendir. İstanbul’a geldiği zaman bazı maneviyat büyükleriyle tanıştı. Tasavvufa ilgi duydu. Esad Erbilli Efendi’nin irşad halkasına katıldı. Din ve tasavvuf ilimlerini öğrendi. Bu alanda büyük mesafe kat etti. Hocasının ilim ve terbiyesinde yetişti. Ulaştığı manevi dereceler sebebiyle Adana’ya irşad hizmetleri için görevlendirildi.
1951’de Adana’dan İstanbul’a geldi. Devrinin büyük din âlimleriyle görüştü Onlarla samimi ve sırf Allâh için dostluklar kurdu. 1953 yılında Hac dönüşü, bir arkadaşıyla Şam’a geldi. Bir yıl kadar Şam’da kaldı. Şam dönüşü, önce İstanbul Beyazıt’a, sonra da Erenköy’e yerleşti. Erenköy Câmii ve özel sohbetleriyle irşad hizmetlerini yürüttü. Medine’ye gitti. İstanbul’da başlayan hastalığı, Medine’de de devam etti. O hiçbir zaman bu hastalıklardan şikâyet etmedi. 12 Şubat 1984 günü Medine’de vefat etti. Cennet-ül Bâkî mezarlığına defnolundu.
Cenab-ı Hak Rahmet Etsin. Âmin!
Mahmud Sâmi Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin sohbet ve nasihatlerinde Şu‘arâ Sûresi’nin 88 ve 89. âyet-i kerîmelerinin ayrı bir yeri vardı. Bu âyet-i kerîmeleri okur ve tefsir ederdi.
“(Hayra harcansa da) ne hiçbir malın, ne de (şefaat edebilecek mertebede bile olsa) oğulların (hiç bir kimseye) fayda vermeyeceği gün!”[1] “Ancak o kimse müstesnâ ki (kâfirlik ve münafıklık gibi manevî hastalıklardan tamamen kurtulmuş) selîm bir kalple Allâh’a gelmiştir!”[2]
İncitmeme ve İncinmeme Üzerine Kurulu Bir Hayat
Mahmud Sâmi Efendi (Kuddise Sirruhû), âyet-i kerîmede geçen “kalb-i selîm”in, incinmeyen ve incitmeyen türden bir kalp olduğunu belirtirdi. İncitmemenin kişinin elinde olduğu, incinmeninse kişinin elinde olmadığı gerekçesiyle incinmemenin, incitmemekten daha zor olduğunu söylerdi. O’nun hayat anlayışı, incinmeme ve incitmeme üzerine kuruluydu. Bu anlayış kişiyi, kul haklarından da âzamî derecede alıkoyacak türden bir anlayıştı.
Dostlarının ve yakınlarının aktardığına göre, hayatı boyunca herhangi bir kimseyi incittiği görülmemişti. Bunun sırrı, “Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek” esasına bağlı kalmaktı. Bununla beraber hizmete önem verir, dergâh hizmetleri ve İslâm’ı insanlara ulaştırma konusunda büyük bir gayret gösterirdi.
Hizmete Verdiği Önem
Mahmud Sâmi Efendi (Kuddise Sirruhû) az uyur ve seher vaktini muhakkak ihyâ ederdi. Evine misafir olanlar ve kendisiyle yolculuğa çıkanlar, gecenin hangi saatinde uyanırsalar uyansınlar onu ayakta bulurlardı.
Kelâmî dergâhının hizmetlerini genç yaşına rağmen büyük ölçüde o görürdü. Gece herkesin yatağında olduğu sıralarda o gizlice kalkar, temizlikten suların ısıtılmasına kadar dergâhın hizmetlerini görür ondan sonra yatardı.
Kelâmî dergâhına mensup, Cide müftüsü Hüseyin Efendi (Rahmetullâhi Aleyh) dergâh hizmetlerini kimin gördüğünü bir gece merak eder ve yatağına uzandığında uyumayıp takip eder. Daha sonra Sâmi Efendi (Kuddise Sirruhû)nun gelerek çöp tenekesine yöneldiğini görür ve: “Evlâdım! Bu hizmeti de fakire müsaade buyur.” der ve böylece hizmetleri görenin Mahmud Sâmi Efendi (Kuddise Sirruhû) olduğunu öğrenir.
Mahmud Sâmi Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhû), hastalığı zamanında Cide müftüsü Hüseyin Efendi’ye büyük bir özenle hizmet etmiş ve onun: “Allâh’ım! Bana ne ihsânda bulunmuşsan hepsini Sâmi Efendi’ye bağışlıyorum” şeklinde duâsını almıştır.
Mahmud Sâmi Efendi (Kuddise Sirruhû), Efendi Babamız Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin muhabbet beslediği bir zât idi. Aralarında geçen pek çok hatıra nakledilmiştir. Efendi Babamız Ali Haydar Ahıshavî Hazretleri ve Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri’nin (Kuddise Sirruhumâ) dostluğu hakkında buradan malûmat alabilirsiniz.
[1] Şu‘arâ Sûresi:88
[2] Şu‘arâ Sûresi:89