Günlük hayatımızda bizi ilgilendirmeyen, faydamıza olmayan birçok işle meşgul olmak özellikle modern diye tabir edilen zamanımızda çok daha fazla yaygınlaşmış durumdadır. Bu durum Müslümanların hem dünyasına hem de âhiretine zarar veren durum olup, üzerine gidilmesi gereken bir meseledir. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da yegâne ölçümüz ve rehberimiz Kur’ân ve sünnettir.
Cenâb-ı Hakk bizlere mâlâyaniyi terk hususunda şöyle buyurmaktadır: “O kişiler ki; onlar (dünyâ ve âhiretlerine yaramayan her türlü söz ve iş dâhil) boş şeylerden dâimâ yüz çeviricilerdir.”[1]
Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri (malayaniyi) terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.”[2] Yani kişinin kendisini alâkadar etmeyen şeyleri terk etmesi İslâmiyetinin kemâlinden, tamamından ve ahkâmına tam teslimiyetindendir.
Diğer bir hadîs-i şerifte ise şöyle buyurulmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.”[3]
Mâlâyani Nedir?
Mâlâyani söz veya iş bakımından önemsenmeyen şeye denir. İşlerden insanın önemsediği şey ise âhiretinin selâmetine ve geçimindeki hayatının zarûretine taalluk edendir. Bu da mâlâyaniye nispeten azdır. Eğer insan kendisini ilgilendiren işlerle yetinse, büyük bir şerden kurtulur. Şerden de kurtulmak çok hayırlıdır. Bazı selefin sözlerindendir; “her kim bilse ki sözü amelindendir sözü az olurdu. Ancak kendini ilgilendiren yer müstesnâ ve her kim kendisini ilgilendirmeyen şeylerden sorarsa, kendisini razı etmeyecek şeyleri duyar.”
Hangi Şeyler Mâlâyaniye Dahildir?
Denilmiştir ki, bu hadîs-i şerîf Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in cevâmiu’l-kelimindendir. Kendisinden evvel hiçbir kimsenin söylemediğindendir. Ancak Şit ve İbrâhim (Aleyhimüsselâm) sahifelerinde rivâyet olan “Her kim kelâmını amelinden sayarsa kelâmı az olur, ancak kendisini ilgilendiren müstesnâ” bu kelâma hâstır. Bu hadîs-i şerifteki Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in sözüne gelince, o kelamdan daha umûmîdir, çünkü oyun, şaka, kişiliğe zarar verecek şey, dünyada bol geçinmek, riyâset ve rütbe istemek övülmeyi ve methedilmeyi sevmek ve buna benzer kişiye menfaat dönemeyen şeylerin hepsi mâlâyanidendir. Zîrâ kıymetli vakti zâyi etmektir ki kendisi için yaratılış gayesine aykırı geçirdiği vakitlerin telâfisi mümkün değildir.
Bundan dolayı Hasan-ı Basrî (Rahimehullah) şöyle buyurmuşlardır: “Biz bir kavme ulaştık ki onların saatleri üzerine olan şefkati, sizin altın ve gümüş paralarınız üzerine şefkatinizden daha fazlaydı.” Nasıl ki bir kimse altın veya gümüş parayı çıkarmayı ancak menfaati kendine dönerse severse, aynı şekilde onlarda ömürlerinden bir saatin çıkmasını ancak kendilerine menfaati dönerse severler.
Mâlâyaniyi Terketmenin İlacı
İmam Gazâlî (Rahimehullah) buyurmuşlardır ki mâlâyaniyi terk etmenin ilacı, kişinin ölümün iki elinin arasında olduğunu, konuştuğu her bir kelimeden mesul olduğunu ve nefeslerinin baş sermayesi olduğunu ve dilin hûrileri avlamaya kadir bir tuzak olduğunu ancak onu ihmal etmesi ve mâlâyani konuşup zayi etmesinin apaçık bir hüsran olduğunu bilmesindedir.
Yine buyurmuşlardır ki kelâmda malayaninin sınırı o şeyi korumandır ki eğer ondan sükût dursan şimdi ve gelecekte günaha girmezsin ve zarar da görmezsin. Zîrâ onu konuşmanla zamanın zayi olur ve lisanının konuştuğundan hesaba çekilirsin. Çünkü âdî olanı hayırlı olanla tebdil ediyorsun. Eğer onu duâ ve fikirde kullansan, onun iyiliklerinden sana iyilikler eser. Eğer tesbih etsen cennetten senin için bir köşk yapılır.
Ve denilmiştir ki şüphesiz mâlâyanide her bir kelime için kul ahirette beş yerde durdurulur, oralarda hesabı ve dehşeti uzar, eti ve kalbi erir, hasretler ve pişmanlıklar onu parça parça eder.
Birincisi: falanca kelimeyi niçin söyledin; seni ilgilendirenlerden miydi?
İkincisi: Onu dediğin zaman sana menfaat verdi mi?
Üçüncüsü: Onu demeseydin sana zarar verir miydi?
Dördüncüsü: Sussaydın da neticesinde kurtuluş karı etseydin ya![4]
Beşincisi: Onun yerineSübhânallâhi velhamdülillahi velâ ilâhe illlallâhu vallâhu ekber deyip de sevâbıyla ganimetlenseydin ya!
İmam Rabbânî (Kuddise Sirruhû)nun Mâlâyani Hakkındaki Mektûbu
Mâlâyaninin terk edilmesi hususunda İmam Rabbânî (Kuddise Sirruhu)’nun Molla Tâhir el-Bedahşî’ye gönderdiği mektûb-u şerifi de zikretmekte fayda vardır. Mektup şu şekildedir:
Rüşd üzere olan kardeşin mektubu geldi, kabı (kalbi) alâkaların kirinden devamlı olarak pâk olsun.
Ey kardeş! Haberde şöyle geldi: “Allah Teâla’nın kuldan yüz çevirmesinin alâmeti, onun faydasız işlerle meşgul olmasıdır” Farzlardan bir farzla meşgul olmaktan yüz çevirerek nâfilelerden biriyle meşgul olmak, faydasız şeylere dâhildir. Hallerini teftiş etmelisin ki hangi şeyle meşguliyetin nâfile ile, hangisi farz iledir bilesin. Nâfile haccın edâsında nice harâm şeyleri işlerler. Dikkatli şekilde tekrar düşünmen gerekir. Akıllıya işâret kâfidir. Size ve arkadaşlarınıza selâm olsun…[5]
Dipnotlar
[1] Mü’minûn Sûresi, 3.
[2] Tirmizî, Zühd, 11.
[3] Buhârî, Rikâk, 1.
[4] İmam Nevevî, el-Cevâhirü’l-Lü’lüiyye.
[5] İmâm Rabbânî, Mektûbât, 123 Mektûb.