Vefâtının sene-i devriyesi vesilesiyle, Osmanlı sultanlarından 1. Ahmed Hân’ı şahsiyeti, hizmetleri ve hassasiyetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Hayatı hakkında detaylı malûmat için tıklayınız…
Saltanatı devrinde siyasî ve idarî açıdan büyük hizmetlerde bulunmuş olan ve Sultanahmet Camii gibi bir şâheserin bânîsi bulunan Sultan 1. Ahmed Hân, İslâmî ilimlerin öğretildiği medreselere büyük önem vermişti. Atmeydanı’nda yaptırmış olduğu büyük medrese, imaretleri, dârü’l-mecânîn (akıl hastanesi) ve mukaddes emanetleri muhafaza için yaptırmış olduğu hücre, hususî önem taşıyan ve zikredilmesi gereken inşa faaliyetleridir.
Sultan 1. Ahmed Hân, başarılı bir padişah olduğu kadar, yüksek maneviyat sahibi bir şahsiyetti. Millî ve manevî değerlerin muhafazası konusunda son derece hassastı. Muhtelif gayelerle düzenlediği seferlerde, uğradığı bölgelerde bulunan İslâm büyüklerinin türbelerini ziyaret eder, Kur’ân-ı Kerîm okutur ve çevre ahalisine tasaddukta bulunurdu.
Ecdâdına da derin hürmet hisleri besleyen Sultan 1. Ahmed Hân, onların bakiyesi olan eserlerin tamir ve tadilatına önem verirdi. Vasıl olduğu şehirlerde, ecdâdından kalan köşkleri ve imaret binalarının ihyâsını emrederdi.
Mukaddes Emanetlere Verdiği Değer
Sultan 1. Ahmed Hân, tahtına oturduğu devletin, ecdâdının mukaddesata yönelik hürmeti vesilesiyle kurulup büyük bir cihân devletine dönüştüğünün şuurundaydı. Bu bilinçle, Haremeyn’e hizmetlerde bulundu.
Kâbe-i Muazzama’nın direklerini sağlamlaştırdı ve örtüsünü yeniledi. Ravza-i Mutahhara’nın bakımıyla bizzat ilgilendi. Teberrük gayesiyle Mekke ahşabından âsâ kullanırdı.
Sultan 1. Ahmed Hân, çıkarttığı ferman ile Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Hırka-i Şerîf’inin de aralarında bulunduğu birçok kutsal emaneti İstanbul’a getirtti ve halkın ziyaretine açtı. Bu emanetlerden bazısını, sefere çıkarken teberrük niyetiyle yanında götürdü. Muharebelerde, bu emanetlerle teberrük edip zafer duâsında bulundu. Nitekim Haçova meydan muharebesinde Hırka-i Şerîf’i üzerine aldığı kaydedilmiştir.
Sultan 1. Ahmed Hân’ın inşa ettirdiği Hırka-i Saadet Odasında, Hırka-i Şerîf ile birlikte birçok mukaddes emanet bulunuyordu. Hırka-i Şerîf Camii inşa edildikten sonra Hırka-i Şerîf ve emanetlerden bazıları camiye naklolundu, diğer mukaddes emanetlerin muhafazasına ise hücrede devam edildi. Bu mukaddes emanetler arasında; Ebû Bekir es-Sıddîk (Radıyallâhu Anh)ın kılıcı ve seccadesi, Ömer ibnü’l-Hattâb ve Osman ibnü Affân, Muâz ibnü Cebel, Şurahbil ibnü Avs, Talha ibnü Ubeydillâh, Zübeyr ibnü’l-Avvâm, Hâlid ibnü Velîd ve Ammâr ibnü Yâsir (Radıyallâhu Ahüm)ün kılıçları yer almaktadır. Osmanlı devrinde, mukaddes emanetlerin bulunduğu hücrenin, ziyaretlerin tamamlanmasının ardından yıkandığı ve yıkama işleminin gerçekleştirildiği suyun halk tarafından teberrük niyetiyle saklandığı belirtilmektedir.
Mevlid Gecesini Ta‘zîmi
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e muhabbeti çok olan Sultan 1. Ahmed Hân, Mevlid gecelerini ta‘zimde bulunup merasimler tertip eder ve mevlid-i şerîf okuturdu. Ayrıca vazifelendirdiği hâfızlara, Kur’ân-ı Kerîm hatm-i şerifi kırâat ettirirdi.
Her yanı Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in muhabbet ve sürurunun kapladığı Mevlid gecesinde hanedân mensupları tarafından ziyafetler verilir, tasaddukta bulunulurdu. Öksüz ve yetimlerin başı okşanır, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları görülürdü.
Endülüs Müslümanlarına Yönelik Yakın Alâkası
Sultan 1. Ahmed Hân bir halife olarak, Osmanlı tebaası dışında kalan Mü’minlerin durumuyla da yakından alâkadar olur, onların huzur ve refahı için elçiler yoluyla teşebbüslerde bulunurdu. Göndermiş olduğu bir elçi vasıtasıyla 28 Türk esirinin tahliyesini talep etti. Kendisine başka konularla ilgili olarak gelen sefirlerle olan görüşmelerinde de İspanya’da ikamet eden Müslümanların durumunu düzeltmeye ve muhafazalarını sağlamaya yönelik konuları daima gündeme getirdi.
Kanunnâmesi
Sultan 1. Ahmed Hân yâd edilirken, talimatıyla adına düzenlenmiş olan Kanunnâmeden de bahsetmek gerekir. Bu Kanunnâme, kanun maddelerinin konularına göre tasnifinin, sancak ve eyaletlere ait idari düzenlemelerin, kara ve deniz kuvvetlerinin tayininin ve kurumların yapı ve işleyişinin muntazam hâle getirilmesi açısından önem taşır. Tarihî bir vesika olarak da son derece kıymetli olan bu Kanunnâmenin, muhtelif yabancı dillere de tercüme edildiği aktarılmaktadır.
Şairliğinin yanında daha pek çok meziyete sahip olduğu belirtilen ve 1617 senesinde vefât eden Sultan 1. Ahmed Hân, Sultanahmet Camii’nin hemen yakınında bulunan türbede medfûn bulunmaktadır. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin.