Seyyid Muhammed Nu‘mân’a gönderilmiştir. “Artık o Rasûl size ne verirse onu hemen alın sizi neden engellerse hemen vazgeçin” âyet-i kerîmesinin tefsiri hakkındadır.
Bismillahirrahmanirrahim
Allah Teâlâ “Artık o Rasûl size ne verirse onu hemen alın (kabûl edin), sizi neden engellerse hemen (ondan) vazgeçin ve Allâh(ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten ve onları hafife almak)tan hakkıyla sakının.”[1] buyurmaktadır.
Görüldüğü gibi Cenâb-ı Hakk bu âyet-i kerimede takvâyı (Allah’tan korkmayı), Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in emir ve yasaklarına uymayı emrettikten sonra zikretmiştir. Bu durum, takvânın özünü teşkil eden (dinde sakıncalı bulunan şeylerden) sakınmanın ehemmiyetine ve bunun temellerinden olduğuna işaret etmektedir. Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Dininizin temeli verâdır.”[2] buyurmuştur. Yine Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) çeşitli münasebetlerle “Verâyı hiçbir şeye değişme.”[3] buyurmuştur.
Allah Teâlâ daha iyi bilir ama bu hususa fazla önem verilmesi, sakıncalı şeylerden sakınılması gereken hususların daha geniş yer tutması ve daha faydalı olmasındandır. Aslında sakınmak da bir yönüyle verilen emri yerine getirmek demektir. Çünkü emredilen bir şeyi yerine getirmek, onun tersini yapmaktan sakınmak demektir. Dinen haram olan şeylerden sakınmanın, dinen emredilen şeyleri yerine getirmekten daha kapsamlı olduğu hususu açıktır. Fakat onun daha faydalı oluşu, daha kapsamlı oluşundan değildir. Onun daha faydalı oluşu, onda baştan aşağıya nefse muhalefet bulunduğu içindir. Sakınma hususunda nefsin hiçbir payı yoktur. Emirleri yerine getirmek bunun gibi değildir. Zira nefis bu durumdan zaman zaman haz duyabilir. Dolayısıyla nefse muhalefet özelliği daha fazla olan ibadetler diğerlerine nispetle daha faydalı ve kurtuluşumuz için daha yakındır. Nitekim şer‘î yükümlülüklerden maksat nefsimizin arzularını tepelemektir. Çünkü nefis kendisini Allah Teâlâ’ya düşmanlığa adamıştır.
Tarikatlar içinde şer‘î hükümlere uymanın daha yoğun işlendiği tarikatlar, nefse muhalefeti daha çok önemsediği için Allah Teâlâ’ya daha fazla yaklaştıran tarikatlardır. Tarikatlar içerisinde bunu en fazla hak eden de Nakşibendî tarikatıdır. Bu sebeple efendimiz ve gönüllerimizin kıblesi Şeyh Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri bu hususa binaen “Allah’a en yakın olan yolu buldum” demiştir.
Bu tarikatta şer‘î hükümlere daha fazla riâyet edildiği hususu, insâfı elden bırakmayan ve tarikatları incelemiş bulunan anlayış sahibi kimselerin mâlumudur. Buna rağmen ben bu konuyu bazı mektuplarımda bütün tafsilâtıyla açıkladım. Allah Teâlâ işin aslını en iyi bilendir. Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah Teâlâ bana yeter ve o ne güzel bir vekildir!
Allah’ın salât, selâm, bereket ve keremi Efendimiz Muhammed, onun ailesi ve arkadaşlarının üzerinden eksik olmasın. Selâm hidâyete tâbi olanlara olsun…[4]
Dipnotlar
[1] Haşr Sûresi, 7.
[2] Tirmizî, no: 2519.
[3] Deylemî, el-Firdevs, no: 649 1.
[4] Mektûbât-ı Rabbânî, c.3 mektup 8.