Mektubat-ı Rabbanî’den Mirza Bedî’u’z-Zaman’a yazılmıştır
Hak dostlarını sevmeye, onlara yönelmeye ve Şeriatın Sahibine tâbi olmaya teşvik hakkındadır.
Dervişler dâima Allah Sübhânehû ile beraber olan Hak dostlarıdır. “Onlar öyle bir topluluktur ki onlarla hemhal olan âsî olmaz.” (Müslim, Zikir) Nitekim Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Muhacirlerin fukarâsı hürmetine Allah Teâlâ’dan istekte bulunurdu. (Taberani)
Yine Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) o fakirlerle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Saçı başı birbirine karışmış ve kapılardan kovulmuş nice kişiler vardır ki şayet Allah (Celle Celâlühû)’ya yemin etseler istekleri derhal kabul edilir onları yeminlerinde yalancı çıkartmaz.” (Buhari, Sulh)
Bir nasihatim de şudur: Şeriatın Sahibi (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimize mutlaka ittibâ etmek gerekiyor. Bu olmadan kurtuluş muhaldir. Dünyanın şatafatına ve debdebesine iltifat etmemek; dünyalığın varlığına ya da yokluğuna aldırış etmemek gerekir. Çünkü dünya Allah Teâlâ’nın öfke nefretine uğramış olup O’nun katında hiçbir kıymeti yoktur. Kullar için dünyalığın olmaması olmasından daha hayırlı olmalıdır. Dünyanın vefasızlığı ve çabucak elden çıkıp gittiği herkesin bildiği ve hep gördüğü bir husustur. Bu dünyadan geçip giden daha önce yaşamış olanların durumuna bakıp ibret alın.
İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed el-Fârûkî (Kuddise Sirruhû), 1. Cilt. 74. Mektup