Vefâtının sene-i devriyesi olan 17 Aralık tarihi vesilesiyle Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’ni hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Site içeriğimizde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’yle ilgili daha evvel yayınlanmış olan yazılarımıza erişim sağlamak için tıklayınız…
Kendisinin de muhtelif eserlerinde kaydettiği şekliyle tam adı, Muhammed ibni Muhammed ibni Muhammed ibni Hüseyin el-Belhî’dir. 30 Eylül 1207’de Belh bölgesinde, Sultânü’l-Ulemâ Muhammed Bahâeddîn Veled Hazretlerinin ve Belh Emîri Rükneddin’in kızı Mü’mine hatunun oğlu olarak dünyaya gelmiştir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, nesiller boyu ilimle hemhâl olmuş bir aileden gelmesi hasebiyle, küçük yaşlarından itibaren oldukça iyi bir eğitim aldı. Babasının vefâtına kadar ondan istifade etti, Hac kafilesinin seyahati esnasında Nîşâbur’da, büyük sûfî Feridüddîn-i Attâr (Kuddise Sirruhû) Hazretlerini ziyaretle müşerref oldu. Nakledilmiş olan tarihî bilgilere göre Feridüddîn-i Attâr (Kuddise Sirruhû) Hazretleri bu görüşmede onun, büyük bir velî olacağını müjdeledi.
Belh Emîrinin ısrarlarına rağmen Sultânü’l-Ulemâ Muhammed Bahâeddîn Veled Hazretleri orada kalmayıp kabul etmedi ve Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın ısrarları sonucunda Konya’ya yerleşti. Burada vefât edince Selçuklu Sarayı’nın avlusuna defnedildi.
Babasının Vefâtının Ardından Hazreti Mevlânâ (Kuddise Sirruhû)
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, babasının vefâtının ardından onun yerine geçti ve fetva, tedris ve vaaz faaliyetlerini yürüttü. Konya’ya gelen Seyyid Burhaneddin’e intisâb ederek dokuz sene boyunca onun mânevî himayesinde seyr-i sülûk etti. Halep’e ve devrin büyük medreselerinin bulunduğu şehirlere giderek zâhirî ilimlerdeki seviyesini yükseltti. Konya’ya dönüşünün ardından şeyhi, halvete girmesi gerektiğini söyleyince birkaç kez riyâzette kaldı.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri ve Şems-i Tebrîzî (Kuddise Sirruhumâ)
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, şeyhinin vefâtının ardından, Konya’ya gelen Şems-i Tebrîzî (Kuddise Sirruhû) ile buluştu ve ona intisâb etti. Şems-i Tebrîzî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’ne gösterdiği yoğun teveccühün talebeleri ve ahaliyi rahatsız etmesi, Şems-i Tebrîzî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin Konya’yı ansızın terk etmesine sebep oldu. Talebelerin ve ahalinin pişmanlığı üzerine Konya’ya geri döndü. Bunun birkaç kez tekrar ettiği anlatılır.
Şems-i Tebrîzî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin vefâtının ardından irşâd vazifesini ve ilmî hizmetlerini sürdüren Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, kendisinden asırlar sonra dahi elden düşmeyecek Mesnev-i Şerîf gibi kıymetli eserler kaleme aldı ve ardında halifeler, sayısız talebeler bırakarak 17 Aralık 1273 tarihinde vefât etti. Türbesi, Konya’da günümüzde Mevlânâ Müzesi olarak hizmet vermekte olan külliyenin içinde bulunmaktadır. Mevlâ Te’âlâ sırlarını âlî eylesin.