Nefsimizde dört kötü haslet vardır:
- 1) Münaza’a: Allâh Celle Celâlühû ile çekişme,
- 2) İbâ: Mevlâ Te’âlâ’nın emirlerinden kaçınmak,
- 3) Azgınlık,
- 4) İnkâr: Ahkâm-ı semâviyeyi kabul etmemek
İşte bu dört haslet bir kişide bulunduğu müddetçe, o kişi şeriatı ne kadar güzel yaşasa da, imanı surettedir. Bu kötü hasletlerin gitmesi, tarikate mensup olup, rabıtaya, murakabeye, zikre devama bağlıdır.
Eğer sûreta iman ile galibiyet olabilseydi, hiç Mevlâ Te’âlâ “Hakiki imanla iman edin!” buyurur muydu? İslamiyet gevşeklikle muhafaza edilmez, “Gevşek tükürüğün, sakala zararı vardır” denilir. İlim, amel, ihlâsta gevşeklik olunca, ortaya Mutezile, Cebriye, Şia ve buna benzeri ehlisünnet dışı inançlarda bulunan fırkalar çıktılar, İslam memleketlerini istila ettiler. Nitekim bir ibarede şöyle gelir:
“Vadi boş olduğunda, orada tilki vali olur”
Mahmut Efendi Hazretlerimiz, Sohbetler