وَالصَّائِمِينَ وَالصَّائِمَاتِ وَالْحَافِظِينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا …
وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
Oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve kadınlar (var ya), Allah bunlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (Ahzâb Süresi, 35. Ayet)
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا أَسْلَفْتُمْ فِي الْأَيَّامِ الْخَالِيَةِ
(Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, âfiyetle yeyin, için. (Hâkka Süresi, 24. Ayet)
Bu ayetin tefsirinde birçok müfessir şöyle dedi: Bu geçmiş günler oruç günleridir. Çünkü onlar yemek ve içmeği terk ettiler. Buhârî’nin ve diğerlerinin Sehl bin Sa’d (Radıyallâhu Anh) dan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: Cennette Rayyan denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde sadece oruç tutanlar girecektir. Başkaları asla giremeyecektir. Oruçlular girince kapı kapatılacak daha kimse giremeyecektir.
Yine Buhârî’nin ve diğerlerinin Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)tan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
Allâh (Azze ve Celle) şöyle buyurdu; “Âdemoğlunun oruç hariç bütün ameli kendisi içindir. Çünkü oruç benim içindir. Mükâfatı da bana aittir (şanıma layık bir mükâfat vereceğim).”
“Sizden biriniz oruçlu olduğu gün sakın kötü konuşmasın, bağırıp çağırmasın. Eğer birisi ona kötü söz konuşacak olursa “ben oruçluyum” desin. Muhammed’in canı yedi (kudreti)nde olan Allâh’a yemin ederim ki oruçlunun (oruçtan kaynaklanan) ağız kokusu Allâh-u Te’âlâ katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlu için iki sevinme vardır. Birisi iftar ettiğindedir.
Diğeri ise Rabbi’ne kavuştuğunda orucuyla sevinecektir.”
Bu hadisi şerifin diğer rivayetinde ise şu şekilde vardır: Âdemoğlunun bütün amellerinde sevaplar 10 katında 700 katına kadar katlanır. Allâh-u Te’âlâ buyurdu “Oruç hariçtir. O benim içindir. Mükâfatını da (şanıma yakışır bir şekilde) ben vereceğim. Benim için şehvetini yemeğini terk ediyor.”
Taberânî İbni Ömer (Radıyallâhu Anh)tan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Ameller Allâh-u Te’âlâ katında yedidir. 2 amel vacip kılan. 2 amel misilleriyle karşılığı olan. Bir amel 10 katı mükâfatı olan. Bir amel 700 katı mükafatı olan.
Sevabını sadece Allâh-u Te’âlâ bildiği amel. İki vacip kılan amele gelince kim Allâh-u Te’âlâ’ya ihlasla ibadet ederek ve şirk koşmadan ibadet ederse cennet ona vacip olur. Kimde Allâh-u Te’âlâ’ya şirk koşarsa cehennem ona vacip olur. Kim günah işlerse misliyle karşılığını görür. Kim de bir hasene yapmak isterse ve yapmasa yine misliyle sevabını alır. Kim haseneyi yaparsa 10 misli sevabını alır. Kim malını Allâh-u Te’âlâ’nın yolunda infak ederse onun infakı, altını gümüşü 700 kat katlanır. Oruç ise Allâh-u Te’âlâ içindir. Onu yapanın sevabını sadece Allâh-u Te’âlâ bilir (yani şanına layık, duyulmadık hayale gelmeyen bir sevap verecektir).
Nesâî, İbni Huzeyme ve Hâkim Ebû Ümâme (Radıyallâhu Anh)dan şöyle naklediyor: Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e “Yâ Rasûlüllâh! Bana bir amel emredin de yapayım” dedim. O “oruca sarıl, onun benzeri yoktur” dedi. Ben 3 kere sordum. O da 3 kere aynı cevabı verdi. Taberâni ve başkaları Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)tan yaptıkları rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: cihad edin kendinizi koruyunuz, oruç tutun sıhhat bulunuz, sefere çıkınız zenginleşiniz.
İbni Mâce ve diğerlerinin Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)tan yaptıkları rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır. Ahmed bin Hanbel’in Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)tan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
Oruç kalkandır. Cehennemden koruyan sağlam bir kaledir.
İbni Huzeyme’nin Osman bin Ebi’l-Âs (Radıyallâhu Anh)tan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Oruç kişiyi savaşta kalkanın koruduğu gibi ateşten koruyan bir kalkandır. Her aydan 3 gün oruç tutmak ise güzeldir.”
Hâkim, Ahmed bin Hanbel ve başkalarının Abdullah bin Amr (Radıyallâhu Anh)tan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Oruç ve Kur’ân kula kıyamet gününde şefaat edecektir. Oruç şöyle diyecektir: Yâ Rabbi! Onu yemesinden, şehvetinden engelledim. Beni onun hakkında şefaatçi kıl. Kur’ân şöyle diyecektir: Yâ Rabbi! Onu gece uykusundan engelledim. Beni onun hakkında şefaatçi kıl. Şefaatleri kabul edilecektir.
Ebû Ya’la ve Taberânî’nin Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)tan yaptıkları rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: bir kişi nafile olarak bir gün oruç tutsa sonra yer ağırlığında alsa karşılığını kıyamet gününe göre tam almış olmaz. Ahmed bin Hanbel’in ve başkalarının Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)tan yaptıkları rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
Bir kişi Allâhu Te’âlâ rızası için bir gün oruç tutsa Allâh-u Te’âlâ onu cehennemden bir karganın yavruyken uçmaya başlayıp, ihtiyarlayıp ölünceye kadar uçtuğu mesafe kadar uzaklaştırır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Ey müminler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Gerek ki oruç sayesinde fenalıklardan korunasınız. (Bakara Süresi, 183. Ayet.)
Buhârî’nin ve diğerlerinin Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh) dan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
Kim ramazan ayını inanarak ve sevabını Allâh-u Te’âlâ’tan bekleyerek tutarsa geçmiş bütün günahları affedilir.
İbni Hıbbân’ın Ebû Saîdi’l-Hudrî (Radıyallâhu Anh)dan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
Kim ramazanı şerif ayında oruç tutarsa ve sınırlarını bilirse ve muhafaza edilmesi gereken şeyleri muhafaza ederse geçmiş günahlar affedilir.
Müslim’in Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
5 vakit namaz, Cuma namazı diğer Cuma namazına, Ramazan Ayı diğer Ramazan ayına kadar büyük günahlardan kaçıldığı müddetçe küçük günahlara kefarettir.
Bezzar’ın ve başkalarının Amr bin Mürre el-Cühenî (Radıyallâhu Anh)dan yaptığı rivayette; Kuzâa kabilesinden bir adam Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in yanına gelip şöyle dedi
“Ben Allâh-u Te’âlâ’dan başka ilah olmadığına ve senin Allâh-u Te’âlâ’ın Rasûlü olduğuna şehadet ettim, 5 vakit namazımı kıldım, Ramazan ayında oruç tutup (geceleri) ihya ettim ve zekatımı verdim.”
Bunun üzerine Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kim bu şekilde ölürse o Sıddıklardan ve şehitlerdendir.”
Nesâî ve başkaları Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Size büyük bir ay olan Ramazan-ı Şerîf ayı gelmiştir. Allâh-u Te’âlâ orucunu size farz kıldı. Bu ayda gökyüzünün kapıları açılır ve cehennem kapıları kapatılır. Azgın şeytanlarda zincirlere vurulur. Bu ayda bir gece vardır ki bin geceden daha hayırlıdır. Kim o geceden mahrum kalırsa bütün hayırlarından mahrum kalır.”
Taberânî ve başkaları Enes (Radıyallâhu Anh)dan yaptığı rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: Bu gelen ay Ramazan-ı Şerîf ayıdır. Bu ayda cennet kapıları açılır ve cehennem kapıları kapatılır. Azgın şeytanlarda zincirlere vurulur. Bu aya yetişipte affedilmeyen kişi Allâh-u Te’âlâ’nın rahmetinden uzak olsun. Bu ayda da affedilmeyecekse daha ne zaman affedilecek?!