Bu konudaki iki hadis-i şeriften oruçlu kimsenin diğer zamanlarından daha dikkatli olarak kötü ve çirkin söz söylememesi gerektiğini, başka birisi kendisine çatarsa “Ben oruçluyum” demesi gerektiğini, yalan ve kötülükler yapanların bu halleriyle aç ve susuz durmalarına Allah’ın hiçbir değer vermeyeceğini öğreneceğiz.
Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum’ desin.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 42.)
Yine Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan bildirildiğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.” Buhari, Savm, 8.
* Oruç sadece kişinin yeme içme gibi ihtiyaçlarını frenlemesi demek değildir. Başta dili olmak üzere her türlü organlarını da kötülüklerden alıkoymak durumundadır ki böylece oruçtan beklenen sonuç gerçekleşmiş olsun.
Yeme içmenin yanı sıra her türlü kötülük ve zararlı şeylere karşı da irade gücü ve direncin kullanılması gerekmektedir.
Başka biri bizi kötülüğe sürüklemek için söver ve çatarsa yapacağımız iş ona uymak değil, uymayacağımızın en güzel şekilde belirtilmesi olacaktır. Böylece kişi tüm hareketleriyle oruçlu olduğunu göstermiş olacaktır. (Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 362.)