Soru: Hocam ben şöyle bir şey duydum. Bir adam itikâf niyetiyle bir mescide girse ve orada bir an bulunsa bu itikâf yerine geçer. Hatta bazı camilerin girişinde cemaate itikâfa niyet etmelerini hatırlatan levhalar bile oluyor. Fakat biz bu zamana kadar oruçsuz itikâfın caiz olmayacağını duyduk. Oruçsuz i’tikâfın caiz olduğunu söyleyenler var mı? Varsa dayanak nedir? Bu konuda bizi aydınlatır mısınız?
Cevap: Oruçsuz bir itikâfın sahih olup olmayacağı ihtilaflı bir mevzudur. Şöyle ki; Tabiinden Hasen-i Basrî’ ye göre oruçsuz itikâf geçerli olur. Mezheplerden Şafii mezhebinin görüşü de bu şekildedir. Sahabeden Hz. Ali ve Hz. İbn Mesud’un da bu görüş de olduğu nakledilmektedir. İmam Ebu Hanife, el- Evzaî ve İmam Malik gibi müçtehitler ise oruçsuz bir itikâfın geçerli olmayacağını savunmuşlardır.[1]
Oruçsuz bir itikâfın geçerli olacağını savunanların delil aldıkları rivayet şudur:[2] Ömer (Radıyallahu Anh) Cahiliyye döneminde bir gece itikâf etmeyi nezretmiş/ adamıştı. Efendimiz Aleyhissalatü vesselam da ona bu nezrini yerine getirmesini emretti.[3] Bunun yanında İbn Ebi Şeybe’nin İbrahim (en-Nehaî)’den naklettiğine göre o “ İtikâf eden kişiye orucu kendine vacip kılmadığı sürece oruç gerekli değildir” demiştir.[4] İbn Abbas (Radıyallahu Anh)’dan yapılan bir nakile göre o da itikaf yapan kimsenin orucu kendisine vacip kılmadığı sürece orucun gerekli olmadığını söylemiştir.[5] [6] İşte bunlar ve benzeri nakiller oruçsuz itikâfın geçerliliğine delalet eden rivayetlerdir. Ayrıca İmam eş-Şafii itikâfın oruçsuz yapılabileceğini savunurken itikaflı kişinin geceleyin oruç tutmadığı halde yine itikaflı olduğunu ileri sürer. Yani orucu gerekli kılanlara göre de kılmayanlara göre de geceleyin kişi itikâf halindedir. Meselenin bu yanı müsellem. Zira gece kimseye göre oruç mahalli değildir. Şu halde kişi eğer geceleyin itikâfta sayılıyorsa demek ki oruçla itikâfın bir mülazemeti yoktur.[7]
Hanefi Mezhebine Göre
Hanefi mezhebine göre ise İtikâf oruçsuz düşünülemez. İtikâf ibadeti mutlaka oruçla birlikte yapılmalıdır. Zira Efendimiz Aleyhissalatü vesselam “Oruçsuz itikâf yoktur” [8] buyurmaktadır.[9] Bundan dolayı Hanefiler mutlak manada itikâfın en az müddetinin bir gün olduğunu söylemişlerdir. Yukarıda muhaliflerin zikrettiği delillere gelince; Hz. Ömer (Radıyallahu Anh)’in Cahiliyye döneminde adadığı bir gece itikaf etme ibadeti Müslim’in rivayetinde “yevmen/ bir gün” olarak geçmektedir. Yine Nesai’nin rivayetinde Efendimiz’in Hz. Ömer’e “İtikâfta bulunmasını ve oruç tutmasını beraberce emrettiği”[10] geçmektedir. Geceleyin orucun mahalli olmamasından yola çıkmak da doğru değildir. Çünkü ona bakarsak, İtikâfın bir diğer şartı da mescid-i cami’de yani insanların kendi toplanıp beş vakit namazlarını ve Cuma namazlarını kıldıkları bir mescidde yapılmasıdır. Bu böyleyken, mescidden dışarıya kazayı hacet gibi zaruri ihtiyaçlarını gidermek için çıkan kimseye de Mu’tekif/ itikâf yapan kimse demekteyiz. Hâlbuki mescidin dışı itikâf mahalli değildir.[11]
İtikâfın müddetine gelince; bu konu biraz da itikâfın çeşitleri ile ilgili bir konudur. Şöyle ki; İtikâf Vacip, Sünnet ve müstehap olmak üzere üç kısma ayrılır. Vacip olan itikâf nezredilmiş olan yani daha önceden adanmış olan itikâftır. Sünnet olanı da Ramazanın son on gününde yapılandır. Müstehap olan itikâf ise serdettiğimiz iki kısım itikâfın dışında kalan itikâftır.[12] Vacip olan itikâfın oruçsuz geçerli olmayacağına dair imamlar arasında ittifak vardır. İhtilaf olan mahal ise nafile itikâftır. İmam Ebu Hanife’ ye göre geride hadis olarak naklettiğimiz “Oruçsuz itikâf yoktur” şeklindeki hadisin nafile için de geçerli olacağı görüşünü savunduğu için zımnen nafile olan itikâfın da asgari müddetinin bir gün olacağını savunmuş olur. [13] Kâdıhan bu görüşün “Mücerret” de Ebu Hanife’ den yapılan bir nakil olduğunu ve Zahiru’r- Rivaye olanın orucun nafilede gerekli olmadığını savunan görüş olduğunu kaydeder.[14] İmam Ebu Yusuf’tan yapılan bir nakle göre o bir şeyin ekserinin çoğu hükmünde olmasından yola çıkarak bir günün fazlasını itikâfın en az müddeti olarak ta’yin eder.
Soruda sorulan “bir mescide girerken itikâf’ a niyet edilmesi” meselesi İmam Muhammed’in görüşü üzeredir. Zira İmam Muhammed’ e göre İtikâf vacip olan türden olmadığı müddet bir an bile yapılabilir. Bu konuyu değerlendiren İbn Hümam, mevzu hakkındaki rivayetlerin mutlak olmasının nafileyi de kapsamasını gerektirdiğini zikrettikten sonra İmam Muhammed’in görüşünü destekleyen Efendimizin Şevval ayının ilk onunda itikafa girdiğine dair rivayeti zikreder. Bu rivayete göre Efendimiz Bayram günlerinin de içinde bulunduğu günlerde itikâfta bulunmuştur. Öyleyse bu nafile bir itikâf olup nehyedilmiş günlere tekabül ettiğinden dolayı oruçsuz yapılmıştır.[15] Şu halde bir kişi mescide girerken olsa olsa İmam Muhammed’in görüşü üzere itikâfa niyet edebilir. Vesselam…
Dipnotlar
[1] Azim Âbâdî, Avnu’l- Ma’bûd, VII/135 el- Mektebetu’s-Selefiyye, Medine-i Münevvere,1968, B.II
[2] Bkz. Tirmizi, Sünen, Kitabu’n-Nüzur ve’l- Eyman, IV/ 112-113 No. 1539
[3] Buhari, Sahih, No: 2032, Müslim, Sahih, No: 1656
[4] İbn Ebi Şeybe, el- Musannef, VI/301 No: 9721 Şirketu Dari’l-Kıble, Müessesetu Ulûmi’l-Kur’an, 2006, B.I
[5] Bedrettin el- Aynî, Umdetu’l-Kâri, XI/ 200-201 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye Beyrut-Lübnan 2001, B.I
[6] Benzer bir nakil “el-Asl” da Ali b. Ebi Talib’ten yapılmaktadır, Bkz. Muhammed b. Hasen eş-Şeybabi, Kitabu’l-Asl, II/232 Alemu’l-Kütüb, Beyrut1990, B.I
[7] Ebu Ca’fer et-Tahavi, Şerhu Müşkili’l-Âsâr, X/351 Müessesetu’r-Risale, Beyrut-1994, B.I
[8] Ebu Davud, Sünen, No: 2473,Tirmizi, Sünen, No: 1539
[9] Hadisin tahrici ve bu husustaki âsâr için bkz. ez-Zeylai, Nasbu’r-Raye, 286-288, Müessesetu’r-Reyyan
[10]el- Aynî, Umdetu’l-Kâri, XI/ 200-201
[11] et-Tahavi, Şerhu Müşkili’l-Âsâr, a.y.
[12] Ahmed et- Tahtâvî, Haşiyetu’t- Tahtavi, II/ 375 Daru’l- Kuba’, Dımeşk 2001
[13] Abdullah el- Mavsıli, el- İhtiyar, 424- 425, er- Risaletu’l- Âlemiyye, Dımeşk, 2009, B.I
[14] Kadıhan, Fetavâ Kadıhan, I/ 195 Daru’l- Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut- Lübnan, 2009, B.I
[15] İbn Hümam Fethu’l- Kadir, II/ 305 ve 307, Daru İhyai’t- Türasi’l- Arabi, Beyrut